A HABER GALERİ
Normalleşme takvimi belli oldu mu? 2021 kısıtlamalar ne zaman bitecek? 15 Mart'ta hafta sonu yasakları kalkacak mı?
Kısıtlamalar ne zaman kalkacak? Türkiye'de koronavirüsle mücadele kapsamında çalışmalar titizlikle yürütülüyor. Vaka sayısında ciddi oranda düşüş yaşanmasının ardından gözler kısıtlamaların biteceği tarihe çevrildi. Sosyal medyada 15 Mart tarihi itibarıyla kısıtlamaların kalkacağı iddia edildi. Konu hakkında son gelişmeleri yazımızda ele aldık. Peki, normalleşme takvimi belli oldu mu? 2021 kısıtlamalar ne zaman bitecek? 15 Mart'ta hafta sonu yasakları kalkacak mı? İşte cevaplar...
Normalleşme takvimi belli oldu mu? Yeni tip koronavirüsle mücadele kapsamında uygulanan kısıtlamaların hangi tarihte sona ereceği merak ediliyor. Sağlık Bakanı Fahretti Koca dünkü vaka sayıları hakkında yaptığı son açıklamada, "Durumun ciddiyetini görmezden gelemeyiz. Aşı programının selameti açısından tedbirlere ve kısıtlamalara uymalıyız." dedi. Gözler kısıtlamaların kalkacağı tarihe çevrildi. Peki, normalleşme takvimi belli oldu mu? 2021 kısıtlamalar ne zaman bitecek? 15 Mart'ta hafta sonu yasakları kalkacak mı? İşte son gelişmeler...
NORMALLEŞME TAKVİMİ BELLİ OLDU MU?
81 il genelinde tedbir amaçlı bazı kısıtlamalar uygulanıyor. Vaka sayısında düşüşte büyük rol oynayan kısıtlamaların hangi tarihte sona ereceği konusunda araştırmalar sürüyor. Hemen şunu belirtelim ki, normalleşme süreci ile ilgili yeni karar Kabine Toplantısı'nda alınacak. Önümüzdeki hafta içi gerçekleştirilmesi beklenen toplantının ardından kısıtlamalar ile ilgili hangi kararın alınacağı belli olduğunda ahaber.com.tr'de yer alacak.
BAKAN FAHRETTİN KOCA'DAN 'VAKA SAYISI' AÇIKLAMASI
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bugün tespit edilen Kovid-19 vaka sayısının 7 bin 279 olduğuna dikkati çekerek, "Durumun ciddiyetini görmezden gelemeyiz. Aşı programının selameti açısından da tedbirlere ve kısıtlamalara uymalıyız." ifadesini kullandı.
Bakan Koca, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:
"Bugün (28 Ocak) tespit edilen vaka sayısı 7 bin 279 kişi. Durumun ciddiyetini görmezden gelemeyiz. Aşı programının selameti açısından da tedbirlere ve kısıtlamalara uymalıyız. Büyük emek ve zahmetlerle elde ettiğimiz kontrolü riske atmamalıyız."
- Okulların kademeli olarak yüz yüze eğitime geçmesi için de hazırlıklar yapılıyor. Yüz yüze eğitime Mart ayından itibaren geçilebileceği tartışılıyor.
- Lokanta ve kafelerin belli kurallarla açılabileceği, buralara HES koduyla girilmesine ilişkin yeni düzenlemeler yapılabileceği öne sürülüyor.
TEDBİRLERE UYUMSUZLUK SALGINDA ÜÇÜNCÜ ZİRVE RİSKİNİ ARTIRABİLİR
Ankara Şehir Hastanesi'nde Acil Tıp Uzmanı olarak da görev yapan Doç. Dr. Kayıpmaz, AA muhabirine, Türkiye'deki koronavirüs seyrine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Koronavirüsle mücadele sürecinde Türkiye'de bir süredir çeşitli kısıtlamaların ve tedbirlerin uygulandığına işaret eden Kayıpmaz, bu kapsamda sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulandığını ve restoran, kafe gibi işletmelerde oturarak müşteri kabulüne izin verilmediğini hatırlattı. Kayıpmaz, "Tüm bu tedbirler, vaka, ağır hasta ve vefat sayılarının düşmesinde büyük bir etken." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de toplumsal bağışıklama için aşılama sürecinin de başladığını anımsatan Kayıpmaz, "Ancak henüz toplumun bir bölümüne yapılabildi. Kişiler aşılandıktan sonra toplumdaki bağışıklık oranı daha yüksek seviyeye çıkıncaya kadar bir süre daha tedbirleri yaşamaya devam etmek durumundadır." uyarısında bulundu.
Kayıpmaz, vaka sayısında bir süre önce görülen azalmanın tedbir ve kısıtlamalara uyuma bağlı olduğunu dile getirerek, "Şu anda biz aşıların etkisini değil, kısıtlama ve kapatmaların etkisini görüyoruz." diye konuştu.
Ocak, şubat ve mart aylarının farklı üst solunum yolu hastalıkları açısından da riskli olduğunun altını çizen Kayıpmaz, "Kış aylarında insanlar daha çok kapalı ortamlarda vakit geçirir, bu ortamlar kötü havalandırılabilir ve bu ortamlarda kalabalık oluştuğunda hastalık kendine yayılmak için gereken fırsatı bulur." ifadelerini kullandı.
Son günlerde azalan seyrin tekrar yükselişe geçtiğinin gözlendiğine dikkati çeken Kayıpmaz, şöyle devam etti:
"Koronavirüs Tablosu'na baktığımızda, yapılan testlere göre pozitiflik oranı 25 Ocak'ta 3,7 iken bu oran 26 Ocak'ta yüzde 3,9'a çıktı ve önceki gün itibarıyla da yüzde 4,1'e yükseldi. Dün de bu oran yüzde 4,20 oldu. Bu durumda salgının durağan eğrisi şu anda başını yukarı doğru az da olsa çevirmiş durumda."
Kayıpmaz, şunları kaydetti:
"Virüs, RNA virüsüdür ve bu virüsler mutasyona uğramaya hazır virüslerdir, devamlı mutasyona uğrarlar. Bu mutasyonlar, şu anda özellikle Birleşik Krallık'ta artan vaka sayılarından sorumlu tutulmaktadır. Bizim ülkemizde de bu mutasyonun gözlendiğini biliyoruz. Şu anda mutasyonun vaka sayıları üzerindeki etkisini tam olarak bilmiyoruz ama araştırılmaya devam ediliyor. Görülen vaka artışlarında elbette mutasyonun da etkisi olabilir. Bununla ilgili olarak Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünde araştırmalar devam ediyor."
"Tedbirli yaşantımıza devam etmemiz lazım ki üçüncü zirve tehlikesiyle karşılaşmayalım"
Hayata geçirilen sıkı tedbirlerin etkisiyle sağlık kapasitesi zorlanmadan sürecin yönetilebildiğini anlatan Kayıpmaz, "Tedbirsiz davranışlar içine ve zamanından önce topyekun bir gevşemeye girersek vaka sayıları tekrar yükseliş olarak kendini gösterir. Kış ayları tehlikelidir. Solunum yolu enfeksiyonuna yol açan bütün mikroorganizmalar için de bu geçerlidir. Kış aylarında rehavete kapılmamamız ve tedbirli yaşantımıza devam etmemiz lazım ki üçüncü zirve tehlikesiyle karşılaşmayalım." değerlendirmesini yaptı.
Salgının artış eğiliminin bir miktar yukarı doğru çıkmasının tedbirlere sıkı sıkıya bağlı kalınması gerekliliği açısından önemli bir gösterge olduğunu vurgulayan Kayıpmaz, bazı Avrupa ülkelerinin şu anda üçüncü zirveyi yaşadıklarını söyledi. Kayıpmaz, "Zaten bazı ülkeler, birinci ve ikinci zirvelerini de bizden önce yaşamışlardı. Biz onların zaman olarak biraz daha gerisinde yaşıyoruz. Türkiye'de bir üçüncü zirve tehlikesiyle karşılaşmamak adına tedbirli davranışları sürdürmek durumundayız." dedi.
Doç. Dr. Kayıpmaz, İngiltere'nin kasım ayında daha rahat bir süreç yaşadığını, daha sonra mutasyonlu virüs ve tedbirsiz davranışların da etkisiyle üçüncü zirve ile karşı karşıya kaldığını belirtti. Türkiye'de şu an üçüncü zirve riski olup olmadığına ilişkin Kayıpmaz, "Bunu söylemek için biraz erken ama tedbirleri gevşetir ve tedbirsiz bir yaşantıya apar topar dönersek bu tehlikeyle biz de karşılaşabiliriz. Zamanından önce karşılaşmamız da bizim yine normale dönüş süremizi uzatır." diye konuştu.
Kayıpmaz, kışın ortasında normalleşmeye geçilmesinin riskli olabileceğini ifade ederek, "Şu dönemde birdenbire gevşemeye doğru geçersek, süreç üçüncü zirve tehlikesiyle bizi karşı karşıya getirebilir. Vaka sayıları tedbirlerin etkisiyle bir süre düz çizmeye devam etti, sonra başını biraz yukarıya kaldırmaya başladı. İşte bu bizi endişelendirmeli. Paniğe de kapılmamalıyız ama tedbirsiz davranmamalıyız. Çünkü, mutasyon artık bizim ülkemizde de görülüyor. Özellikle B117 soyundan olan mutasyonun virüsün kişiler arasında daha kolay bulaşmasını sağlayan mutasyon olduğu biliniyor." dedi.
TATİLDE AKRABA, KOMŞU ZİYARETLERİNE DİKKAT
Doç. Dr. Kayıpmaz, okulların yarıyıl tatilinde olduğunu hatırlatarak bu dönemde çok daha dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.
Şubat tatilinde sadece hane halkı ile vakit geçirilmesi gerektiğinin sürekli altını çizdiklerini vurgulayan Kayıpmaz, "Bu noktada kişilerin dışarıda bir araya gelme fırsatı yok, her yer kapalı ama insanlarımız evlerde bir araya gelmeye devam ediyor, akraba, komşu ziyaretleri yapılıyor. Vaka artışlarında bunların da bir etkisi olabilir. Bunun dışında tedbirsiz davranışlar ve kalabalık içinde olma vaka sayılarının artışında etkin olarak gözükmektedir." ifadelerini kullandı.