A HABER GALERİ
MİT deşifre etti! Mossad operasyonunun detayları A Haber’de! Ajanlar Türkiye’de neyi amaçlıyordu? Hedefte kimler vardı?
A HABER ÖZEL | Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından yapılan başarılı operasyonla İsrail istihbarat servisi Mossad'a çalıştıkları gerekçesi ile yakalanan 34 şüphelinin sorgusu İstanbul'da sürüyor. İfadeler alındıkça soruşturmayla ilgili yeni ayrıntılar da gün yüzüne çıkıyor. Peki yeni detaylar neler? Mossad ajanlarının Türkiye'de ne işi vardı? Hedefte kimler vardı? Ajanlar kendi aralarında iletişimi nasıl sağladılar? İsrail'deki Mossad merkezi ile iletişim nasıl kuruldu? A haber ekibinden Mehmet Karataş son gelişmeleri aktardı.
GÖZALTINA ALINANLAR ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
Türkiye'de ikamet eden yabancı uyruklulara yönelik İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad adına "uluslararası casusluk" faaliyeti yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 34 şüpheli adliyeye sevk edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun yürüttüğü soruşturma kapsamında İstanbul merkezli 8 ilde düzenlenen operasyonda yakalanan 34 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğünde 4 gün ifadeleri alınan zanlılar, sağlık kontrolünün ardından Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne gönderildi.
AJANLAR NELERİ İTİRAF ETTİ?
İfadeler alındıkça soruşturmayla ilgili yeni ayrıntılar da gün yüzüne çıkıyor.
Yeni detaylar neler? A haber ekibinden Mehmet Karataş son gelişmeleri aktardı.
Muhabirimiz Karataş şunları ifade etti:
Operasyonu 2 Ocak'ta MİT ve İstanbul Emniyet'indeki Terör ile Mücadele ekipleri gerçekleştirdi.
Bu operasyon ile Mossad'ın Türkiye'deki casus ağı çökertildi. Toplamda 46 kişi için gözaltı kararı vardı.
Bu kişilerden 34'ü gözaltına alındı. Sabah saatlerinde sağlık kontrollerinden geçirildiler. Ardından sorguya alındılar. Sorguları devam ediyor. 8 ildeki çalışmalarına yönelik detaylar da ortaya çıkıyor.
MOSSAD AJANLARININ TÜRKİYE'DE NE İŞİ VAR? KİMİ HEDEF ALACAKLARDI?
Ajanların kimlere yönelik çalıştığı konusu için ise Türkiye'de bulunan Filistinli ve ailelere yönelik bir bilgi toplama, casusluk, kayıt altına alma gibi işlemler yaptıkları ortaya çıktı.
Aynı zamanda İsrail'in yürütmüş olduğu politikaya karşı olanlara yönelik de bir araştırma ve bilgi toplama yönünde çalışma yaptıkları ortaya çıktı.
NASIL BULUŞTULAR? GÖRÜŞMELERİ NASIL VE NEREDE YAPTILAR?
(Mossad tarafından) Kendileri ile ilk temasın sosyal medya üzerinden sohbet gruplarında olduğu ortaya çıktı. İlk temasın kurulması ile kendilerine gönderilen bir link ve ardından ajanlar ile iletişim sağlandı. Özellikle Whatsapp ve Telegram üzerinden iletişim kurdukları hiçbir şekilde sesli konuşmadıkları hatta belli noktaya kadar birlikte çalıştıktan ve güven sağladıktan sonra yüz yüze görüştükleri ortaya çıktı.
Bu görüşmeleri Türkiye'de değil yurt dışında yaptıkları da ortaya çıktı. Ajan grubunda çok farklı yaştan insan var. Kadınların da olduğu da görülmektedir. Her biri ayrı amaçla kullanıldı. Fotoğraf çekme video kaydetme, bilgi toplama, teknik ve fiziki takip noktasında görevlendirildiği belirlendi.
HÜCRE EVLERİNDE NELER ÇIKTI?
Finans noktasında da kendilerine bir hesaptan değil canlı kuryelerle paranın aktarıldığı belli oldu. Operasyonda hem hücre diyebileceğimiz o evlerde dolar, euro ve ruhsatsız silahlar bulunmuştu. Yapılan harekatta çok sayıda dijital materyaller de ele geçirildi. Önemli bilgiler ele geçti.
AJANLARIN HEDEFİNDE KİMLER VARDI? AMAÇLARI NEYDİ?
Casus olarak bakmamak lazım burada adam kaçırma, darp etme ve hatta belirlenen isimlere suikast planlamaya kadar da ciddi durmaların olduğunu biliyoruz. İlerleyen günlerde kimler hedefteydi? Ne gibi eylemler yapacaklardı? Bunlar da bu sorgu neticesinde ortaya çıkacak.
2 CASUS İÇİN ARAMA ÇALIŞMASI
Öte yandan 2 casus daha kaldı onların da yakalanması için çalışmalar devam ediyor.
OPERASYONUN GEÇMİŞİ
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün faaliyetleri kapsamında MİT Başkanlığı ve İstihbarat Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmada, İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad'ın, Türkiye'de insani mülahazalarla ikamet eden yabancı uyruklu kişilere yönelik keşif, takip, darp ve adam kaçırma gibi işler yapmayı amaçladığı yönünde bilgiler elde edilmişti.
Zanlılarla sosyal medya üzerinden irtibat kuran Mossad yetkililerinin, bazı kişilerin bilgilerine ulaştığı da ortaya çıkarılmıştı.
Söz konusu faaliyetlerin "uluslararası casusluk" kapsamında olabileceğinin değerlendirilmesi üzerine 46 şüphelinin yakalanmasına yönelik harekete geçen emniyet güçleri, 2 Ocak'ta İstanbul'da 15 ilçe ile Ankara, Kocaeli, Hatay, Mersin, İzmir, Van ve Diyarbakır'da belirlenen 57 adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonda 34 şüpheliyi yakalamıştı.
Adreslerde yapılan aramalarda 143 bin 830 avro, 23 bin 680 dolar, muhtelif miktarda farklı ülkelere ait nakit para, ruhsatsız tabanca ve çok sayıda fişek ile dijital materyale el konulmuştu.
DAHLAN İDDİASI
MİT Başkanlığı ve İstihbarat Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmada, Türkiye'de insani mülahazalarla ikamet eden yabancı uyruklu kişilere yönelik Mossad adına keşif, takip, darp ve adam kaçırma gibi işler yapmayı amaçlayan zanlıların, İsrail dış istihbarat servisinin Tel Aviv'deki Hamas masasına bakan birimi tarafından yönetilip yönlendirildiği öğrenildi.
Mossad'ın içinde oluşturulan Hamas biriminde görevli istihbarat görevlilerince kullanılan ve birbirinden bağımsız yüksek miktarlarda para aldıkları anlaşılan Arap asıllı şüphelilerden bazılarının, 'Ebu Fadi' künyesiyle bilinen ve halihazırda Sırbistan'da sürgün yaşayan Muhammed Yusuf Dahlan'a yakın isimler oldukları iddia ediliyor.
Sorgudaki kişilerin, savaş sonrası Gazze'nin yönetimi için adı geçen Dahlan'a ne kadar yakın oldukları ise henüz bilinmiyor. Sürgündeki Dahlan, Türkiye'de 15 Temmuz'daki darbe girişiminden sonra adı çokça duyulan bir isimdi.
ARAP DÜNYASINDAKİ KARANLIK İŞLERİN ADAMI: DAHLAN
Birleşik Arap Emirlikleri'nin "truva atı" olarak çalışan Muhammed Dahlan, darbe, iç çatışma ve krizlerde oynadığı etkin rolle tanınıyor.
Orta Doğu coğrafyasında, son yıllardaki iç çatışma, darbe ve ayrışmalarda izi bulunan "karanlıklar prensi" şeklinde nitelenen Muhammed Dahlan, "silahlı terör örgütü FETÖ/PDY ile 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirmek", "askeri ve siyasal casusluk" gibi suçlamalarla Terörden Arananlar Listesi'nde kırmızı kategoriye eklenmesiyle yeniden gündeme geldi.
Filistin'den kaçtıktan sonra Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) yerleşen, bu ülkenin "truva atı" gibi çalışan Dahlan, burada BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın güvenlik danışmanı rolüyle BAE'nin "Yemen'den Libya'ya, Filistin'den Afrika'ya" yıkıcı politikalarını hayata geçirmekte başrol oynadı.
MUHAMMED DAHLAN KİMDİR?
Gazze'deki Han Yunus kasabasında 1961'de dünyaya gelen Dahlan, Fetih hareketi içindeki çalışmaları nedeniyle genç yaşta İsrail hapishaneleri ile tanıştı. Dahlan girdiği İsrail hapishanelerinde İbranice öğrendi.
1993'teki Oslo Anlaşması'nın ardından Gazze'de oluşturulan 20 bin kişilik Filistin Önleyici Gücü'nün başına geçerek CIA ve Mossad'ın yanı sıra Arap ve batılı istihbarat servisleriyle sürekli temas haline giren Dahlan, Filistin lideri Yasir Arafat ile rekabet etmeye başladı.
Dahlan'ın liderlik ettiği önleyici gücün hapishanedeki Hamas üyelerine işkence ettiği iddiaları ve elde ettiği güç nedeniyle Gazze'nin adı "Dahlanistan" olarak anılmaya başladı.
ABD ve İsrail ile "şüpheli" ilişkiler geliştiren Dahlan, İsrail'in Gazze'deki işgalini sürdürdüğü süre boyunca kanlı siyasi hamlelerle pozisyonunu daha da güçlendirmeye devam etti.
Dahlan'ın "kendi kontrolündeki özel ordusu için Hamas ve diğer İslami gruplara karşı kullanmak üzere ABD ve İsrail'den silah aldığı" iddiaları da büyük yankı uyandırdı.
İsrail'in 2005'te Gazze'den çekilmesi ve 2006'daki seçimlerin Hamas'ın zaferiyle sonuçlanmasının ardından Dahlan, Fetih hareketi saflarında Hamas'a karşı "kanlı ve kirli bir iç çatışma" başlattı.
ABD merkezli "Vanity Fair" isimli dergi, Hamas'ın 2006'daki seçim zaferi sonrasında Washington yönetiminin Hamas'ı iktidardan uzaklaştırmak için hazırladığı komplonun merkezinde Dahlan'ın olduğunu ifade etti.
ABD VE AB'NİN FAVORİ İSMİ "DAHLAN"
Dahlan, Gazze'den mağlup bir şekilde çekilirken, Batı Şeria'ya Ulusal Güvenlik Danışmanı koltuğunu da kaybetmiş olarak döndü.
Batı Şeria'ya geçmesinin ardından Dahlan, Hamas-Fetih çekişmesinde gerilimi artırarak ABD ve İsrail'e hizmet etmekle suçlandı. Dahlan'a çeşitli suçlamalar yönelten Batı Şeria'daki Fetih hareketi içinde yer alan isimler de Dahlan'ın Gazze'deki ezeli rakibi olan Hamas lideri İsmail Heniyye gibi suikast girişimine maruz kaldı.
Fetih hareketi yetkilileri farklı mecralarda yaptığı açıklamalarda "ABD'deki George Bush yönetimi ve Avrupa Birliğinin (AB) Dahlan'ı başkan yardımcılığına getirmesi için Abbas'a baskı yaptığını" dile getirdi.
SÜRGÜN VE DERİNLEŞEN İLİŞKİLER
Hakkındaki "Arafat'ı öldürdüğü ve görevi süresince zimmetine geçirdiği paralarla bir servet elde ettiği" iddiaları nedeniyle Dahlan, 2011'de Batı Şeria'yı terk ederek BAE'nin başkenti Abu Dabi'ye yerleşti.
Dahlan, Abu Dabi'de Veliaht Prens Muhammed bin Zayed Al Nahyan'ın danışmanlığı görevine getirildi.
Hamas yetkilileri, 2010'da İsrail gizli servisi Mossad'ın Dubai'deki bir operasyonuyla öldürülen Hamas'ın silahlı kanadının kurucularından Mahmud Abdurrauf el-Mebhuh suikastında da Dahlan'a işaret etti.
Karadağ ve Sırbistan ile Abu Dabi yönetimi arasında aracılık yapan Dahlan, Balkan ülkelerine zaman zaman siyasilerin cebine giren milyonlarca dolarlık yatırımın aktarılmasına aracılık etti ve Sırbistan vatandaşlığı aldı.
LİBYA'DAKİ ÇATIŞMADA ARACI
Dahlan'ın benzer şekilde BAE'nin aktif bir şekilde taraf olduğu Libya'da Abu Dabi yönetimi ile ülkenin doğusundaki silahlı lider Halife Hafter arasında iletişimi sağlayan isim olduğu iddia edildi.
İsrail ve Filistinli kaynaklara dayandırılan haberlerde, Dahlan'ın 2015'te Paris'te İsrail'in aşırı sağcı dönemin Savunma Bakanı Avigdor Liberman ile görüştüğü aktarıldı.
Dahlan'ın Abbas'ın yerine Filistin yönetiminin başına getirilmesi için Ürdün, BAE ve Mısır tarafından Suudi Arabistan'a sunulmak üzere bir plan hazırlandığı haberleri de bu ismi gündemin üst sıralarına taşıdı.
Muhammed Dahlan'ın kirli işlerle elde ettiği servetin yüz milyonlarca doları geçtiği iddia ediliyor.
FİLİSTİNLİ GRUPLAR ARASINDA REKABETİN UNSURU
Gazze'deki Hamas yönetimi gerek Katar'a yönelik bölgede uygulanan tecrit gerekse Mısır yönetimiyle arasının açılması üzerine Dahlan'a başvurmak zorunda kaldı.
Gazze'de düzenlenen Filistin Yasama Konseyi toplantısına video konferans yöntemiyle katılan Dahlan, "Gazze'nin kahraman halkının umutlarını tekrar yeşertmek için Hamas'taki kardeşlerimizle ortak çabalarda bulunuyoruz." diyerek, Gazze ve sonrasında Filistin'de üstlenmeye hazırlandığı rol üzerine sinyaller vermişti.
ARAP BAHARI'NIN BEŞİĞİ VE SON KALESİ: TUNUS
Arap Baharı'nın doğum yeri, kişisel hak ve özgürlükler alanında elde ettiği kazanımları korumasıyla son kalesi niteliğindeki Tunus'un emekleyen demokrasisi, Dahlan aracılığıyla BAE'nin yıkıcı ve tehlikeli müdahalelerinin hedefi oldu.
BAE adına Muhammed Dahlan'ın, Tunuslu siyasetçilere yaklaşarak, ülkedeki İslami eğilimli Nahda Hareketi'nin durdurulması karşılığında para ve finansman desteği teklif ettiği, ülke basınına sıkça yansıdı.
YEMEN'DE RAKİPLERE KARŞI "SUİKAST TİMİ"
ABD merkezli haber sitesi "Buzz Feed", BAE'nin, bölgede tehdit olarak gördüğü Müslüman Kardeşler Teşkilatının (İhvan) Yemen'deki siyasi kanadı Islah Partisi üyelerine suikast düzenlemeleri için Amerikan, Fransız ve İsrailli emekli askerleri tuttuğunu öne sürdü.
Haberde, öldürülecek Islah üyeleri karşılığında verilecek ikramiye ve yasal sorunları aşmak için BAE ile ABD merkezli paralı asker şirketi arasında imzalanan anlaşmaya yer verildi.
Suikast için tutulan güvenlik şirketiyle görüşmeleri Dahlan'ın gerçekleştirdiği bilgisine haberde yer verilirken, şirketin yetkilisi emekli İsrail askerleriyle Dahlan'ın fotoğrafları da habere eklendi.
15 Temmuz darbe girişiminin uluslararası ayağı
Dahlan hakkında dikkat çekici bir iddia da The Guardian gazetesinin eski Orta Doğu Editörü David Hearst tarafından gündeme getirildi.
Hearst, Dahlan'ın 15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile Abu Dabi yönetimi arasında aracılık ettiğini yazdı.
Son olarak, nisan ayında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca "askeri, siyasi ve uluslararası casusluk" suçlamasıyla yürütülen soruşturma kapsamında BAE için ajanlık yaptığı ifade edilen iki kişi gözaltına alınmıştı.
FİLİSTİN'DE MAHMUD ABBAS'A "ADAYLIK" GÖZDAĞI
Dahlan, kendisini sürgüne gönderen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a da defalarca meydan okudu.
Suudi Arabistan'a ait MBC televizyon kanalına verdiği röportajda, "Filistin'de gerçekleşecek bir sonraki seçimlerde aday olma hakkına sahip" olduğunu belirterek Filistin'in başına geçmeye hazırlandığının sinyalini verdi.
Aynı röportajında Dahlan, Türkiye'ye yönelik "Orta Doğu'da Osmanlı İmparatorluğu'nu canlandırma peşinde koştuğu" şeklindeki kara propagandasına başvurdu.
Dahlan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimindeki rolünüyse reddetti.
2019 yılında İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirmek, anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs etmek", "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak", "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek", "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama" ve "uluslararası casusluk yapma" suçlarından adli makamlarca arama ve yakalama kaydı bulunan Muhammed Dahlan'ın, Terörden Arananlar Listesi'nde kırmızı kategoriye eklendiği belirtilmişti.