A HABER GALERİ
Bugün belli olacak! Kafe ve lokantalar yeniden kapanacak mı? Spor salonları, kuaförler, berberler, çay bahçesi...
Kafe ve lokantalar yeniden kapanacak mı? Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Kabine toplantısı 29 Mart'ta yani bugün gerçekleştirilecek. Koronavirüs vaka sayısında görülen artış sonrası yeni tedbirlerin alınıp alınmayacağı merak ediliyor. Bu kapsamda en çok dikkat çeken konular arasında kafe ve lokantalar yer aldı. Normalleşme süreci ile yeniden hizmete vermeye başlayan kafe ve lokantaların kapanıp kapanmayacağı konusunda araştırmalar hız kazandı. Peki, kafe ve lokantalar yeniden kapanacak mı? Spor salonları, kuaförler, berberler, çay bahçesi kapanıyor mu? İşte son gelişmeler...
Yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele titizlikle yürütülüyor. Koronavirüs vaka sayısında görülen artış sonrası gözler Kabine toplantısından çıkacak kararlara çevrildi. Normalleşme ile kafe, lokanta, çay bahçesi gibi işletmeler yeniden hizmet vermeye başlamıştı. Şimdi ise bu mekanların yeniden kapanıp kapanmayacağı merak ediliyor. Peki, kafe ve lokantalar yeniden kapanacak mı? Spor salonları, kuaförler, berberler, çay bahçesi kapanıyor mu? İşte haberin detayları...
KAFE VE LOKANTALAR YENİDEN KAPANACAK MI?
Kafe, lokanta, restoran, çay bahçesi, spor salonları, kuaför ve berberlerin yeniden kapanıp kapanmayacağı konusunda araştırmalar sürüyor. Ancak konu hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Bugün gerçekleştirilecek Kabine toplantısında söz konusu kısıtlamalar hakkında detayların belli olması bekleniyor.
KABİNE GÜNDEMİNDE NELER VAR?
Bilim Kurulu'nun 25 Mart'ta yaptığı toplantının çıktılarının masaya yatırılacağı toplantıda, günlük 30 bin sınırına dayanan vaka sayılarındaki artışın nedenleri, atılması gereken adımlar değerlendirilecek; Türkiye'nin aşı tedarikinde geldiği son nokta, yerli aşı çalışmaları, tam normalleşmeye geçiş takvimi gibi başlıklar ele alınacak.
RAMAZAN KISITLAMALARI NASIL OLACAK?
Ramazan ayında hangi kısıtlamaların uygulanacağı, nasıl bir önlem alınacağı konusunda henüz bir açıklama gelmedi. Bu konu hakkında açıklama geldiğinde ahaber.com.tr'den öğrenebilirsiniz.
Geçtiğimiz sene Ramazan ayında, yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle ülke genelinde camilere ilişkin alınan koronavirüs tedbirleri kapsamında Müslümanlar, teravih namazı, mukabele ve itikaf gibi ibadetlerini evlerinde ifa etti.
RAMAZAN'DA TAM KAPANMA OLACAK MI?
Ramazan ayında tam kapanma olacağına yönelik iddialar hakkında henüz resmi bir açıklama gelmedi. Söz konusu kısıtlamalar gözler pazartesi günü gerçekleştirecek kabine toplantısına çevrildi. Kabine toplantısının ardından Ramazan ayında alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi bekleniyor.
AŞI SÜRECİ
Türkiye'ye gelen BioNTech aşılarının dağıtımı, saklama planlaması ve sürece ilişkin ayrıntılar da masada olacak.
KRONİK RAHATSIZLIĞI BULUNANLARIN TEDAVİLERİNİ ERTELEMEMESİ GEREKİYOR
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, yeni tip koronavirüs salgını sürecinde kronik hastalığı olanların tedavilerini ertelememeleri uyarısında bulundu.
Şener, AA muhabirine, kronik hastalıkların Kovid-19 sürecinde de kişilerin üzerindeki varlığını sürdürdüğünü söyledi.
Türkiye'de bir yılı aşkın süredir devam eden salgının kronik hastalığı olanları da etkilediğini belirten Şener, "Bu salgın döneminde kronik hastalıkları olan hastalar tedavi planlarına aksatmaya başladılar. Ayrıca sosyal izolasyon sürecinde Hepatit C gibi kronikleşmiş bir hastalığı olan ve farkında olmayan hastalar da hastaneye daha az gittikleri için teşhis ve tedavi aksamaları yaşandı." dedi.
Şener, viral hepatit, bulaşıcı sarılıkları olanları salgın sürecinde tanı ve tedavilerinde önemli ölçüde gecikme gördüğünü dile getirerek, "Bulaşıcı sarılıklarda tanıda gecikme neden önemli? Eğer bu virüsü alıyorsanız, Hepatit A, B ya da C virüsüyse bu virüsleri farkına varmadan etrafınıza bulaştırabilirsiniz, dağıtabilirsiniz. Tanı gecikmesi aynı zamanda tedavide gecikmeye de sebep oluyor. Teknik olarak baktığımızda, tedavi gecikmesi ise bu viral hastalıkların bazılarında, siroz gibi ciddi karaciğer hasarına sebep olduğu için kronik hastalıklara sebep oluyor. Sirozla ilgili hastalık grubuna baktığımız zaman viral hepatitlerde Türkiye'de ciddi bir popülasyon söz konusu." bilgilerini verdi.
Hem Hepatit B hem de Hepatit C toplamına bakıldığında bunun önemli bir rakam olduğuna dikkati çeken Şener, "Bu viral Hepatit B ve C hastalarının toplamı kümülatif olarak takip eden 10 yıl içinde ciddi bir grubu yüzde 10 ila 15'lik grubunun, tahminen siroza ilerleyeceğini biliyoruz. Siroza ilerlememesi, sirozdan korunmak için çok kısa süreli tedavilerle bu hastalıklardan kurtulmak mümkün.
Örneğin Hepatit C virüsü. Hepatit C virüsünün bugün tanı aldığınız andan itibaren tıpkı bir basit boğaz enfeksiyonu gibi ortalama 8 ile 12 hafta içinde ağızdan alacağınız tabletle tedavi etme kür şansınız var. Sirozun karaciğer kanserine ilerlemesini başlangıçtan erken tanı ve erken tedaviyle önlemek mümkün, özellikle Hepatit C hastaları için tanı ve tedavinin gecikmemesi gerektiğini söylemekte fayda var." ifadelerini kullandı.
Şener, kronik Hepatit B için tanı ve tedavide erken dönemde müdahalenin oldukça hayat kurtarıcı ve yaşam konforunu uzun dönem sağlayıcı önlemlerden biri olduğunu vurguladı.
"SALGIN SÜRECİNDE SADECE KORONAVİRÜSE ODAKLANDIK"
Tüm dünyayı etkileyen salgının diğer hastalıkların da adeta "boşlanmasına" yol açtığına işaret eden Şener, bu konuda tüm bireylerin daha dikkatli olması gerektiğini belirtti.
Şener, özellikle viral hepatitlerin bu grupta çok ciddi bir yekun teşkil ettiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Türkiye'de coğrafi olarak baktığımızda Hepatit B ve C enfeksiyonlarının yoğun olduğunu görüyoruz. Hepatit B'de verdiğimiz tedaviler, genelde ömür boyu devam eden tedaviler çoğunlukla. Çünkü tıpkı şeker hastalığı, tıpkı tansiyon hastalığı gibi virüsü çok uzun dönem baskı altında tutmamız gerekiyor ama Hepatit C'de elimiz çok daha rahat. Hepatit C'de tanı aldığınız andan itibaren Sağlık Bakanlığı da bununla ilgili geri ödemeleri de zaten tamamen ücretsiz ve katkı paysız yapıyor.
8 ile 12 hafta yani 3 aylık periyotta maksimum olarak sirozu ve karaciğer kanserinin oluşma ihtimalini ortadan kaldırma durumunuz var. Hepatit C hastaları, Hepatit C şüphesi olan hastaların özellikle tanı ve tedavide gecikmemesi lazım. Bu hastalar grubu hangi grup? Özellikle diyaliz hasta grubu riskli popülasyon içinde hemodiyalize girip çıkan hasta grubu. Özellikle alkol ve madde bağımlıları bu risk grubu içinde. Onun dışında da yine süren hastalığı olan, hastaneyle ilgili olarak çok sık hastaneye girip çıkan, ameliyat olan, mükerrer kan nakli olan hasta grubu da Hepatit C'nin bulaşı anlamında ciddi bir popülasyon teşkil ediyor.
Hepatit C ile ilgili toplam hasta grubu tahminen, Türkiye'de 800 ila 1 milyon civarında. Eğer erken dönemde bunlara tanı koyarsak ciddi bir hastalık yükünden de kurtarmış olacağız, hem sağlık sistemini hem sağlık ekonomisini hem Sağlık Bakanlığını. Dolayısıyla teşhis olmaktan, tanıdan korkma geç kalmaktan kork diyebiliriz, Hepatit B ve C özelinde."