A HABER GALERİ
Bayram tatili hangi gün başlıyor? 2021 Ramazan Bayramı tatili ne zaman başlayacak? Kamu kurumları, memurlar...
Bayram tatili ne zaman, hangi gün başlayacak? Ramazan Bayramı'na sayılı günler kaldı. Kutlamalar geçtiğimiz sene olduğu gibi bu sene de telefonla veya görüntülü görüşmelerle yapılacak. Bayrama ulaşmanın mutluluğunu yaşayan vatandaşlar, bayram tatilinin ne zaman başlayacağını araştırıyor. Kamu kurumlarında çalışan memurların idari izin süreleri uzatılmıştı. Peki, bayram tatili hangi gün başlıyor? 2021 Ramazan Bayramı tatili ne zaman başlayacak? İşte haberin ayrıntıları...
Aile büyüklerinin ellerinin öpüldüğü, gönüllerinin hoş edildiği bayram ziyaretleri pandemi nedeniyle bu sene de gerçekleştirilemeyecek. Bayram tatili için bekleyişini sürdüren vatandaşlar, tatil süresinin ne zaman başlayacağı konusunda araştırmalarını sürdürüyor. Konu ile ilgili merak edilenleri yazımızda ele aldık. Peki, bayram tatili hangi gün başlıyor? 2021 Ramazan Bayramı tatili ne zaman başlayacak? Kamu kurumlarında çalışan memurlar kaç gün tatil yapacak? İşte cevaplar...
BAYRAM TATİLİ HANGİ GÜN BAŞLIYOR?
Yapılan açıklamaya göre, kamu kurum ve kuruluşlarındaki tüm çalışanlar, 10 Mayıs Pazartesi ve 11 Mayıs Salı günleri tam gün, 12 Mayıs Çarşamba günü ise yarım gün idari izinli sayılacak. Buna göre Ramazan Bayramı tatili ve hafta sonu izni ile birleştirildiğinde 9 gün tatil yapılabilecek.
RAMAZAN BAYRAMI HANGİ GÜNLER?
Ramazan Bayramı'nın arefesi 12 Mayıs Çarşamba gününe denk geliyor. Ramazan Bayramı'nın 1. günü 13 Mayıs Perşembe günü başlayacak. Üç gün sürecek bayram 15 Mayıs Cumartesi günü sona erecek.
BAYRAM GÜNLERİ NASIL GEÇİRİLMELİDİR?
Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir. Hazret-i Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin tef çalıp oynadığını gördü. Ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı. Hazret-i Ebu Bekir, Resulullahın evinde böyle şey yapılmasının uygun olmayacağını bildirerek, onların susmalarını söyledi. Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir'e, Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir buyurdu [Buhari].
Dargın olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir. Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven kimse, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan yani mümin, herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır. Kimseye darılmamalı, dargınlık olduysa, üç günden fazla sürmemeli, bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: Din kardeşiyle üç günden çok küs durmak caiz değildir. Üç gün sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam verip hatırını sormalıdır. O kimse selamını alırsa, birlikte sevaba ortak olurlar. Selamını almazsa günaha girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur [Ebu Davud].
Ameller pazartesi ve perşembe günü Hak teâlâya arz olunur. Hak teâlâ da, şirk koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten birbirine kin tutan istifade edemez. Cenab-ı Hak, "Onlar barışıncaya kadar amellerini bana getirmeyin" buyurur [İ.Malik].
Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize arka çevirmeyin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi kıskanmayın! Ey Allah'ın kulları kardeş olun! Bir Müslümanın diğer kardeşine darılarak üç günden çok uzaklaşması helal değildir [Buhari].
BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIR?
Üzerine bayram namazı vacib olan mükellef; önce kalp ile niyet ederek; "Allahû Teâla (cc)'nın rızası için bayram namazı kılmaya niyyet ettim. Uydum hazır olan imama" der ve imam ile birlikte iftitah tekbirini alır. Hem imam, hem de cemaat tarafından gizli olarak "Sübhaneke" okunur. Sonra imam; ellerini kulakları hizasına kaldırarak yüksek sesle "Allahû ekber" der!...
Bu tekbir sayısı üçtür. Tekbirler arasında eller bağlanmaz, salıverilir. Üçüncü tekbirden sonra eller yeniden göbek altında bağlanır. İmam gizli olarak (Eûzü-besmele) istiaze yapar, sonra sesli olarak Fatiha Sûresi'ni ve buna ilave olarak herhangi bir sûreyi okur. Cemaat ise hiçbir şey okumadan imamı dinler. Sonra imam birinci rek'atın rükûunu ve secdesini edâ ederek ikinci rek'at için doğrulur. Cemaatte imamla birlikte rükû ve secdeleri, tesbihleri ile birlikte edâ eder.
İmam ikinci rek'atta ellerini bağlayıp gizli olarak "istiaze" yapar. Sonra sesli olarak Fatiha Sûresi'ni ve buna ilave olarak herhangi bir sûreyi okur. Bu kıraat tamamlandıktan sonra rükua varmadan önce, imam yine ellerini kulakları hizasına kaldırarak "Allahû Ekber" der ve ellerini salıverir. Bu şekilde tekbirler üçe tamamlanır. Dördüncü defa alınan tekbirde rükua gidilir ve rükû tesbihleri edâ edilir. Ondan sonra "Secde'ler" yapılarak, tahiyyatta oturulur. İmamla birlikte selam verilmek suretiyle; iki rek'atlık bayram namazı eda edilmiş olur.
Böylece ziyade tekbir sayısı "altı" olmuş olur. Bunların üçü birinci rek'atte, üçü de ikinci rek'attedir. Bayram Namazları'nda üç de aslî tekbir vardır. Bunlardan biri iftitah tekbiri, ikisi de rükû tekbirleridir. Bu durumda iki rek'atlık bayram namazında "dokuz tekbir" alınmış olmaktadır.
İKİ HUTBE ARASI OTURMAK ESASTIR
Bayram namazından sonra; iki hutbe okunur. Zira Resûl-i Ekrem (sav) böyle yapmıştır. İki hutbe arasında az bir miktar oturmak esastır. Ancak Hanefi Fûkahası'na göre; hutbeye ilk çıktığında oturmaz. Hutbenin başında tekbir almak, ikinci hutbede ise yedi defa tekbir getirmek müstehabtır. Zahidi'de de böyledir. Ramazan Bayramı "Hutbe"sinde; Sadaka-i Fıtr'ın mahiyetini, kimlere vacib olduğunu ve kimlere verilmesi gerektiğini ve neden vacib olduğunu izah eder. Kurban Bayramı "Hutbe"sinde; kurbanın mahiyetini, nasıl kesileceğini ve teşrik tekbirlerinin hükümlerini beyan eder.
BAYRAM NAMAZI KAZA EDİLİR Mİ?
Molla Hüsrev: "İmam, bayram namazını cemaat ile birlikte edâ etse ve bazı insanlar namazı kaçırsa; o namaz ne vaktinde, ne vaktinden sonra kaza edilemez. Zira bayram namazının şartları sadece edâ eden mükellefle tamam değildir" hükmünü zikreder.
İmam-ı Merginani: "Bayram Namazı, edâ edecek kimseyle tamamlanmayan birtakım şartlarla bilinir. Ancak "Hilal" hava bulutlu olduğu için her yerde görülemez ve insanlar; "Ulû'lemr" katında, zeval vaktinden sonra hilali gördüklerine dair şehadette bulunurlarsa, ertesi gün Bayram Namazı edâ edilir. Zira bu meşru bir özürle te'hir etmek hükmündedir. Ayrıca bu hususta da Hadis-i Şerif varid olmuştur. İkinci günde; "Bayram Namazı'nı" men eden meşru bir özür ortaya çıkarsa, ondan sonra (Yani üçüncü gün) o namazı kılamazlar. Zira "Bayram Namazı'nda" asıl olan; tıpkı Cum'a Namazı gibi kaza olunamamasıdır" buyurmaktadır.
Feteva-ı Hindiyye'de de: "Ramazan Bayramı Namazı'nı, özürsüz olarak ikinci güne te'hir etmek caiz değildir. Tebyin'de de böyledir. Kurban Bayramı Namazı'nı birinci gün eda etmeye mani bir özür bulunursa; imam ve cemaat tarafından ikinci veya üçüncü günde de kılınabilir. Bundan sonra kılınamaz. Hiçbir özür yokken, ertesi güne bırakılmış olsa edası yine caizdir. Ancak bu kötü bir iştir. Bayramın ikinci gününde de, Bayram Namazı'nın vakti, aynen birinci günündeki vakti gibidir. Tatarhaniye'de de böyle zikredilmiştir" hükmü kayıtlıdır.
Dikkat edilirse; Ramazan Bayramı Namazı; meşru bir özür olduğu zaman ikinci günü de edâ edilebilir. Üçüncü gün caiz olmaz. Kurban Bayramı namazı ise; meşru özür olduğu zaman; ikinci ve üçüncü günde de edâ olunabilir. Daha sonra edâ etmek mümkün değildir. Şurası da bilinmelidir ki; "Bayram Namazları" ferdi olarak (Yani tek başına) edâ da olunamaz, kaza da edilemez. Ancak edâsının şartlarına riayet edilerek cemaatle kılınabilir.
BAYRAM NAMAZI KİMLERE VACİBTİR?
İmam-ı Merginani: "Bayram namazı, üzerine Cum'a namazı farz olan her mükellefe vaciptir" hükmünü beyan etmektedir. Dolayısıyle bir kimsenin üzerine "Bayram bamazının" vacib olması için:
1) Hür olmalıdır: Köle ve esir olan mü'minlere vacib değildir.
2) Erkek olmalıdır.
3) Mûkim olmalıdır.
4) Sıhhatli olmalı ve yürümeye gücü yetmelidir. Kötürüm, felçli ve âmâ olan kimselere vacip değildir.