A HABER GALERİ
Bakan Fahrettin Koca açıkladı: Yasaklar ne zaman bitecek? 65 yaş üstü 20 yaş altı yasaklar hangi illerde kalkacak?
Kısıtlamalar hangi illerde kalkacak? 65 yaş üstü ve 20 yaş altı vatandaşlar başta olmak üzere Türkiye genelinde uygulanan bazı kısıtlamaların biteceği tarih merak ediliyor. Vaka sayısında düşüş görülmesinin ardından gözler Kabine Toplantısı ve Bilim Kurulu Toplantısı'ndan çıkacak kararlara çevrilmişti. Dünkü toplantının ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklamalarda bulundu. Peki, yasaklar ne zaman bitecek? 65 yaş üstü 20 yaş altı yasaklar hangi illerde kalkacak? İşte son gelişmeler...
Yasaklar ne zaman bitecek? Kısıtlamalar hangi illerde kalkacak? gibi sorular, son günlerde en çok aranılanlar arasında yer alıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın son toplantının ardından yaptığı açıklamalar milyonlarca kişide merak uyandırdı. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı vatandaşlara yönelik uygulanan sokağa çıkma yasağının hangi illerde kalkacağı ve hafta içi ile hafta sonu kısıtlamalarının hangi tarihte biteceği merak ediliyor. Peki, yasaklar ne zaman bitecek? 65 yaş üstü 20 yaş altı yasaklar hangi illerde kalkacak? İşte cevaplar...
YASAKLAR NE ZAMAN BİTECEK?
Hemen şunu belirtelim ki, kısıtlamaların biteceği tarih henüz bilinmiyor. Ancak salgının seyrine göre mart ayından itibaren bazı kararların alınabileceği ifade ediliyor.
65 YAŞ ÜSTÜ 20 YAŞ ALTI YASAKLAR HANGİ İLLERDE KALKACAK?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca kısıtlamalar ile ilgili yaptığı açıklamada, mutasyonlu virüsün varlığının kısıtlamalarla ilgili takvimi de etkilediğini, kısıtlamaların hafifletilmesinde acele etmeden vaka seyrinin takip edilmesi yönünde görüşüldüğünü bildirdi. İşte Bakan Koca'nın kısıtlamalar hakkında açıklamaları:
"Vakanın seyri, salgının seyri bunu belirleyecek ama mart ayından itibaren, özellikle pazartesi gününden itibaren vaka sayılarını il bazında açıklayacağımızı söylemiştim, mart ayından itibaren de iller bazında vaka sayısına göre birtakım kısıtlamaları kaldırmak, gevşetmek veya arttırmak gerekebilir. Bunu Bilim Kurulu çalışıyor ve onu da zaten önümüzdeki günlerde veya önümüzdeki 1-2 hafta içerisinde açıklamış oluruz. Yani bölgesel bazda, iller bazında birtakım kısıtlamaları gevşetmek mümkün olabilir. Öneri olarak bunu sunacağımızı söyleyebilirim."
"Mutasyonların varlığı, kısıtlamalarla ilgili takvimimizi de etkiliyor. Bilim Kurulumuzun tavsiyesi, kısıtlamaların hafifletilmesinde acele etmeden vaka seyrinin takip edilmesi yönünde. Virüs mutasyona uğramış olsa da virüs aynı virüs, tedbirler aynı, korunma yolları da aynı. Bulaştırıcılığın artmasından dolayı aynı tedbirlere daha dikkatli bir şekilde uymalıyız.
İstediğimiz düşüşü yakalarsak kısıtlamaların, yine elbette tedbirler eşliğinde, hafifletilmesi en önemli gündemimiz. Sizlerden artık sabretmenizi değil, sadece kurallara daha sıkı sarılmanızı talep ediyorum. Çok yakında daha normal şartlarda yaşayacağız. Önümüzdeki sınırlı günleri, maske, mesafe ve temizlik kurallarının yanı sıra genel tedbirlere ve kısıtlamalara sıkı sıkıya riayet ederek atlatmalıyız. Özellikle kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durmalıyız. Mücadeleyi kazanmak için birlikte davranmak zorundayız."
HAYVAN DENEYLERİNDE SONA GELİNEN KOVİD-19 AŞISINDA KADIN İMZASI
koronavirüse (Kovid-19) karşı aşı geliştirmek üzere ekibiyle çalışmalarına ara vermeden sürdürüyor.
Türkiye'de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK koordinasyonunda oluşturulan Kovid-19 aşı çalışma gruplarından birinde görev yapan Prof. Dr. Özören, 15 kişilik ekibiyle Nisan 2020'den bu yana aşı geliştirmek üzere çalışıyor. Aşı çalışmalarında hayvan deneyi aşamasını tamamlamak üzere olan Özören ve ekibi, gelecek yeni fonlarla çalışmalarını bir sonraki aşamaya taşımak için gün sayıyor.
11 Şubat "Bilimdeki Kadınlar ve Kız Çocukları Uluslararası Günü" dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Özören, Bulgaristan'da doğduğunu, orada uygulanan asimilasyon politikasının etkisiyle zor günler yaşadıklarını ve ailesiyle Türkiye'ye iltica ettiklerini söyledi.
Burada lise eğitimini tamamladıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Biyoloji Bölümünü bitirdiğini, Pensilvanya Üniversitesi'nde doktora, Michigan Üniversitesi'nde de post doktorasını tamamladığını, 9 yıllık ABD tecrübesinin ardından Boğaziçi Üniversitesi'ne döndüğünü kaydetti.
Özören, üniversiteye döndükten sonra kendi araştırma ekibiyle çalışmalarına devam ettiğini belirtti.
Dünyanın 4 bölgesinde patentli, Türkiye'nin ilk ve tek biyoteknoloji buluşu olan "mikrokürecik" teknolojisi üzerinde yürüttükleri çalışmaların bugünkü aşı çalışmalarının önünü açtığını ifade eden Özören, temel bilimler alanında yapılacak her çalışmanın, 50 yıl sonra başka çalışmaların önünü açabileceğinin altını çizdi.
"BİZ 10 YILDIR HAZIRIZ"
Prof. Dr. Özören, biyoteknoloji alanında aldıkları patente yönelik çalışmaların bugünkü aşı çalışmalarının da altyapısını oluşturduğunu vurgulayarak, "Bugünkü aşı çalışmaları için biz 10 yıldır hazırız. Biyoteknoloji alanındaki buluşumuzu 2010-2011 gibi yapmıştık, 2012'de patente başvurduk, 2014'te Türkiye tescilini aldık. 10 yıldır biz bu konuda kafa patlatıyoruz, çalışıyoruz ki bunlar da daha önceki on yılın bilimsel birikimine dayalı süreçler." dedi.
Türkiye'nin bakterilere, virüslere, parazitlere yönelik aşı ve ilaç merkezlerine ihtiyacı olduğunu dile getiren Özören, Nisan 2020'de onaylanan projeleri için 1,5 milyon lira fon aldıklarını anımsattı.
Özören, yapılan deneyler hakkında bilgi vererek, "Şu anda hayvan deneylerini bitirmek üzereyiz. Her şey olumlu gidiyor. Şu anda bize verilen sözler olumlu. 'Yeter ki fare deneyleri iyi gelsin ondan sonra biz bu fonları size temin edeceğiz' diyorlar. Biz de devletimize güveniyoruz. Umarım bu süreci geçerek, olumlu bir yol oluştururuz." dedi.
Prof. Dr. Özören, biyoloji alanında kadınların yoğunlukta çalıştığını, lisans öğrencilerinin ailelerinin ekonomik kaygılarla oğullarını para kazanacakları mühendislik ya da hekimliğe yönelttiğini anımsatarak, bunun aslında ülke için kayıp olduğunu, en yaratıcı beyinlerin temel bilimlere gelmesi gerektiğini sözlerine ekledi.