Amerikan siyasetinde Tulsi Gabbard tartışması! Trump'ın istihbarat şefi adayı gizemli geçmişiyle gündemde!

ABD'nin çiçeği burnunda başkanı Donald Trump, oluşturduğu kabine ve üst düzey görevlere atadığı isimlerle Amerikan siyasetinde tartışma yaratmaya devam ediyor. Tartışmalı son isim Trump'ın istihbarat şefi olarak atadığı Tulsi Gabbard oldu. Washington'un Orta Doğu'da yürüttüğü müdahaleci politikalara karşı duruşuyla öne çıkan Gabbard, Suriye'de devrilmesinden 8 yıl önce Beşşar Esaad'la yaptığı görüşme ile eleştirilerin hedefi. Peki Tulsi Gabbard kim ve neden ABD siyasetinde bomba etkisi yarattı? İşte detaylar...
ABD siyasetinin gündemine bomba gibi düşen eski Hawaii Temsilcisi Tulsi Gabbard'ın, 8 yıl önce Suriye'nin eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ile yaptığı gizli görüşme, Gabbard'ın ABD'nin ulusal istihbarat direktörü olarak aday gösterilmesiyle yeniden manşetlere taşındı.
Gabbard, Esad ile yaptığı görüşme nedeniyle, dönemin siyasilerinden ve sivil toplum kuruluşlarından eleştiriler almıştı. Gabbard, görüşmesini, Suriye'deki uzun ve kanlı iç savaşa barışçıl bir çözüm bulma amacıyla gerçekleştirdiğini savunmuştu. Ancak bu görüşmenin detayları hala belirsizliğini koruyor ve Gabbard'a ilişkin bu tartışmalar, özellikle Donald Trump tarafından aday gösterilmesi sonrasında yeniden fitillenmiş durumda.
Peki ABD'nin Suriye başta olmak üzere Orta Doğu'daki müdaheleci politikalarına karşı gelen Tulsi Gabbard kim?
IRAK'TA YAPTIĞI ASKERLİK O'NU SAVAŞIN GEREKSİZLİĞİNE İNANDIRDI
Tulsi Gabbard, Amerika Birleşik Devletleri'nde Hawaii eyaletinden seçilmiş bir politikacı ve eski bir asker. 2004 yılında, henüz üniversiteyi bitirmemişken, askerlik hizmetine katılmak üzere ABD Ulusal Muhafızlar'a katıldı.
Gabbard, 2003 yılında eyalet temsilcisi olarak seçilmiş bir görevdeyken ilk kez Ulusal Muhafızlara katıldı. 2005 yılında Irak'ta (The Economist aracılığıyla)
İngiltere merkezli The Economist'in aktardığına göre 2005 yılında Irak'a gönderilen Gabbard, savaş bölgesinde zorlu bir deneyim yaşadı ve bu deneyimler, onun Amerikan dış politikasına olan bakış açısını şekillendirdi.
Irak'ta geçirdiği zaman, Gabbard'ı savaşın gereksizliğine inandırdı ve Amerikan politikalarına karşı öfkesini artırdı.
(The Economist aracılığıyla)
DEMOKRATÇI OBAMA'YA KARŞI: SAVAŞ KARŞITI BİR DURUŞ
Gabbard, 2012'de Hawaii'nin Temsilciler Meclisi'ne seçildi ve kısa süre içinde ABD'nin en genç kadın milletvekillerinden biri haline geldi. 2016'da, Başkan Obama'ya karşı durarak, Demokrat Parti'nin neocon görüşlerine karşı çıkan, savaş karşıtı bir duruş sergiledi. Aynı yıl bağımsız Bernie Sanders'ı destekledi ve Demokrat Parti'yi terk etti.
DEMOKRATÇIYDI ARTIK CUMHURİYETÇİ
Tulsi Gabbard, başlangıçta Demokrat Parti üyesiydi ve Hawaii'yi temsilen 2013-2021 yılları arasında ABD Temsilciler Meclisi'nde görev yaptı. Ancak zamanla bazı politikalarıyla partisinin ana akım görüşlerinden farklılaştı ve daha bağımsız bir duruş sergiledi.
(The Economist aracılığıyla)
Özellikle dış politika ve ulusal güvenlik konularındaki tutumu, onu Demokrat Parti içindeki geleneksel çizgiden ayırdı. Gabbard, 2020 başkanlık seçimlerinde de Demokrat Parti'nin aday adayı oldu, ancak partisinin içinde daha sol görüşlü isimlerle fikir ayrılıkları yaşadı.
TARYIŞMALI ESAD ZİYARETİ: SURİYE'DE KİMİN YANINDA YER ALDI?
Tulsi Gabbard, 2017 yılında, Suriye'deki savaşın görgü tanıklarını dinlemek amacıyla Şam'a bir ziyarette bulundu. O dönemde ABD'li Demokrat bir kongre üyesiydi ve Suriye'deki muhalefetin işlediği suçları vurgulamayı amaçlıyordu.
Gabbard, burada yaptığı röportajlarla, Esad'a karşı olan muhaliflerin saldırılarını kınadı ve Esad'ın ABD için düşman olmadığını savundu. Ancak bu yaklaşımı, Esad rejiminin propagandasına benzer bir şekilde, muhalif grupları sadece DEAŞ ve El Kaide gibi radikal unsurlarla ilişkilendirdi.
Eski Temsilciler Meclisi üyesi Tulsi Gabbard, ortada, Aralık ayında Capitol Hill'de yapılacak bir toplantıya gidiyor. (Bloomberg NEWS)
"ESAD REJİMİNE KARŞI KÖR BİR İNANÇ"
Gabbard'ın bu ziyaret, özellikle Esad rejimine karşı gösterdiği sempatinin ardından eleştirilere yol açtı. Zira o dönemde Esad, kimyasal silah kullanımı ve sivillere yönelik diğer vahşetleriyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti.
Gabbard, özellikle Obama'nın Suriye politikasına karşı sert eleştirilerde bulundu ve ABD'nin Orta Doğu'daki müdahalesinin karşısında durdu.
Foto: AP
The Economist'in aktardığına göre Gabbard'ın görüşleri, batılı ülkelerin Suriye'deki iç savaşa müdahalesinin radikal grupları desteklediği ve bölgedeki çatışmaları uzattığı yönündeydi. Ancak, bu eleştiriler çoğu zaman, Gabbard'ın Esad rejiminin vahşetleri karşısında duyduğu kör bir inanç olarak görüldü.
GABBARD İÇİN TRUMP ABD DERİN DEVLETİNE KARŞI GELEN BİR İSİMDİ
Gabbard'ın politik kariyerinde zamanla büyük değişiklikler oldu. Demokrat Parti'den ayrıldıktan sonra, Donald Trump'ı desteklemeye başladı ve pek çok aşırı sağcı görüşü benimsemeye başladı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın 5 Kasım 2024 seçimi öncesi yürüttüğü kampanyada Gabbar'ı İstihbarat Şefi adayı olarak duyururken (AP)
Trump'ın kabinesinde yer alma yolunda ilerlerken, ABD'nin uluslararası politikaları ve askeri müdahaleleri hakkındaki görüşleri giderek daha tartışmalı hale geldi. Hatta 2024 başkanlık seçiminde Trump'ı destekleyerek, onu "derin devlet" karşıtı bir figür olarak tanıtmaya başladı.
HİNDİSTAN KÖKENLİ DİNİ MEZHEPLE BAĞLANTISI
ABD merkezli Wall Street Journal'ın aktardığına göre Gabbard'ın soru işareti taşıyan bir diğer tarafı ise Hindu inançlarına dayalı bir mezhep olan Science of Identity Foundation ile bağlantısı.
Journal'ın aktardığına göre Gabbard'ın ailesi, Chris Butler'ın liderliğindeki bu mezhebin sıkı takipçileri. Science of Identity topluluğu, Butler'a derin bir sadakat gösterilmesini ve onun öğretilerinin hayatlarının merkezine konmasını talep ediyor.
Tulsi Gabbard'ın Eylül 2019'da Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile görüşmesi. (WSJ aracılığyla)
Gabbard, Butler'ı bir "guru dev" (ilahi öğretmen) olarak tanımlıyor. Grubun işlediği piramit planları ve bununla bağlantılı suçlamalar, özellikle Hindistan ve diğer ülkelerde dikkat çeken yasal sorunlar yaratmış durumda. Bu grubun üyeleri, uzun süre boyunca ürün satışı yaparak başkalarını sisteme dahil ederek gelir elde ediyorlar.
İddiaya göre Gabbard'ın kampanyası, Potomac Square Group adlı bir halkla ilişkiler firmasıyla çalışarak, bu bağlantıları örtbas etmeye çalıştı. Potomac, Gabbard'ın mezhebiyle ilgili olumsuz haberleri engellemeye yönelik çabalar içinde bulundu.
