SALİH TUNA

Ayarın kralı

Sayın Davutoğlu'nun Suriye politikasına da Rus uçağı düşürme coşkusuna da ilk günden karşı çıkan bir avuç yazardık.
Bedelini de her türlü iftira, hakaret ve tehditle ödedik…
O dönemde okurlarını bize karşı kışkırtan kimi yazarçizer makulesi bugünlerde sözümüze geldiler.
Hoş gelmişler, sefalar getirmişler; hakikat kimsenin tekelinde değil.
Fakat bu "değişimin" hikmetini sormak hakkımız.
Suriye konusunda FETÖ gibi takiye yapan da yoktu, her şey aşikârdı, belliydi.
Hayırdır, ne değişti şimdi?
Bu büyük "değişikliğinizi" Davutoğlu döneminin nihayete ermesine mi borçlusunuz?
Öyleyse, Akif (Emre) abimin şu sözünü hatırlatmak zorundayım: "Gücün zirvede olduğu dönemde yanlışı işaret edemeyenlerin zaaf zamanlarında eleştiri hakları olamaz."

***

Suriye konusunda kendileri gibi düşünmeyen herkesi kişilik katline uğrattılar.
O kadar ki, Türkiye-Suriye çatışmasının "tuzak" olduğunu tee 2011'de söyleyen üstadımız Sezai Karakoç'a bile çatallı dillerini uzattılar.
Gelgelelim…
Bugünlerde Suriyeli göçmenlere karşı "Vurun Suriyeliye" kampanyası yürütenlere ağızlarını açmıyorlar.
Dahası, AK Parti-MHP ittifakına sinsice karşı çıkarken, mahut kampanyanın lideri mesabesindeki Akşener'i alttan alta destekliyorlar.
Şedit muhaliflerden Enver Aysever kadar bile olamadılar.
Cumhuriyet'teki yazısında, çağdaş, laik, Atatürkçü, muhalif ne olursanız olun, Suriyeli göçmenlere karşı ırkçılık yaparsanız, yeryüzünde savaş çıkartanlarla aynı safa düşersiniz dedi.

***

Doğu Perinçek de Aydınlık'taki yazısında Akşener'in Suriyeli göçmenleri "ötekileştirme" gayretlerini yerden yere vurdu.
Dedi ki: "Suriyelileri hedef alan kışkırtmalar, Arap düşmanlığı üzerinden Hazreti Muhammed'e dil uzatmaya kadar vardı. Bunun bir anlamı olmalı! (…) Suriyeliye düşmanlık kışkırtmasının arkasında ABD emperyalizminin bulunduğu apaçık ortada. ABD'nin suçlarını, Suriyeli mazlumun sırtına vuruyorlar…"
Bununla da kalmadı.
Türkleri "kısa bacaklı ve kıllı" diye aşağılayan frankofil o meczup kadın başta olmak üzere, "Atatürkçülük" maskesi altında Arap düşmanlığı yapan tüm "Batıcılara" ayarın kralını verdi.
Nasıl mı?
Türkiye'yi 1937'de ziyaret eden Suriye Başbakanı Cemil Mardam'a Atatürk'ün söylediği şu sözleri aktardı:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin arzusu, bağımsız bir Suriye İslam Devleti'nin kurulmasıdır. Fransa bunu istemiyor… Fransızlar, Suriyelileri adam yapmak istiyorlarmış. Fakat evvela kendileri adam olsunlar. Suriyeliler zeki, modern ve nazik insanlardır. Fransızların terbiyesine ihtiyaçları yoktur…"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.