SALİH TUNA

İnce bu kıyağımı unutmasın Gül de bu sorumu...

Her şeyden evvel güven vermek zorundasın.
Bunun için de çok şey yapman gerekmiyor.
Olduğun gibi görünüp göründüğün gibi olman yeterli.
Erdoğan'a millet böyle inandı.
O da Allah'ı var, kendisine inananları hiçbir zaman yanıltmadı.
Patates soğan fiyatları tavan yapsa da dolar falan yükselse de millet bilir ki elinden geleni yapmış, geceli gündüzlü çalışmıştır.
Güven budur...
Ama sen daha genel başkanına bile güven vermiyorsun!
Bir hafta evvel "asla karşısına çıkmam" diyordun, şimdi "partiyi teslim et, 'onursal' ol bas git" diyorsun.
***
İnandırıcılığını yitirdin mi hazırcevaplık, lafazanlık işe yaramaz.
Kılıçdaroğlu gibi meydanlarda onu bunu bedava yapacağım desen de kimsenin "gıllarında" olmaz.
Bir de mümkünse boşa kostaklanma, gerçekçi ol.
Kılıçdaroğlu da cumhurbaşkanı adayı olsaydı yüzde 30'u görürdü. (Seçim sonuçlarını nerdeyse virgülüne kadar tahmin eden ORC'nin seçim sonrası yaptığı ilk anket de bunun kanıtı.)
Bu köşecikte seçimden hemen sonra FETÖ konusunda tavrını netleştir, demiştim.
Öyle "Amerikalılar beni aradı" dersen, Kılıçdaroğlu'ndan farkın kalmaz.
Bir de, PKK / HDP'nin yıllar yılı "federatif çözüm" kapsamında talep ettikleri Kılıçdaroğlu'nun seçim bildirgesinde yer aldı, neden ağzını açmadın?
PKK ve FETÖ konusunda Kılıçdaroğlu'ndan farkını ortaya koymazsan, "koltuk sevdalısı" ithamını sineye çekmek zorundasın.
İşe burdan başlayacaksın, bu kıyağımı unutma!
***
Söz konusu yazımda şiiri azaltarak bırakmanı, birden bırakırsan tehlikeli olacağını söylemiştim.
Yazık ki dinlemedin!
Şiiri birden bırakmasaydın, Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur'a, "yazdıklarını ispatlamazsan alçaksın, namussuzsun, şerefsizsin! Senin gibi alçaklar köşelerinden böyle yalanlarla havladıkça..." demezdin.
Nefsini o "mastürbasyonlu" şiirlerinde köreltirdin.
Aynı şekilde Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil'e de "Şerefsiz oğlu şerefsiz" demezdin.
Adamın ölmüş babasından ne istiyorsun!
Ayıp, gerçekten ayıp!
***
Erdoğan'a 16 yıl boyunca yapmadıkları hakaret kalmadı.
Bir kez olsun senin gibi ağzını bozmadı. En fazla "çirkin" dedi, kimi zaman da naçar mahkemeye verdi.
Mesela...
FETÖ montajla, kurguyla, prodüksiyonla Erdoğan'ı linç ediyor, senin o şizofrenlerin de "yayalım" diye tepiniyorlardı.
Twitter hiçbir şikâyeti dinlemiyordu.
Mahkeme kararının ardından erişim engeli gelince kıyametler koptu.
Dönemin cumhurbaşkanı Gül de DNS ayarlarını değiştirerek Twitter'a ulaşım sağlamış, "Sosyal medya platformlarının kapatılması tasvip edilemez" şeklinde tweet atmıştı.
Yani ailesinin en küçük ferdine kadar linç edilen Erdoğan'a destek vermek yerine, (sonuç itibariyle) linç edenlere destek vermişti...
İsrail Adalet Bakanı Ayelet Şaked bazı paylaşımlar nedeniyle tehdit edince Twitter Hizbullah ve Hamas'ın yöneticilerine yasak getirdi.
Bakalım şimdi Gül ne diyecek?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.