MURAT GENER

Devekuşu ol rahat et!

Yıl 1909'du.

Büyük dünya harbi yeni başlamıştı.

Batının bir an önce petrole ulaşması gerekiyordu.

Ama petrol Osmanlı'nındı.

Karar verildi.

Osmanlı yok edilecekti.

Plan hazırdı.

Ama planın uygulanabilmesi için imparatorluğun içine kapanması gerekiyordu.

İçerisi karışık olursa dışarısı kolay diye düşündüler.

Ve büyük hamlelerini 13 Nisan 1909 günü yaptılar (rumî 31 Mart 1325)

Tam 33 yıl Osmanlı'yı birarada tutan Sultan Abdülhamid Han'ı o gün tahtından hâl ettiler.

Devirdiler.

Bunu;

bugünkü tanımıyla medyalarıyla yaptılar,

akademisyenleri ile,

sanatçıları ile,

bürokratları ile yaptılar.

Sultan Abdülhamid Han'a hilafetinin elinden alındığını bir Musevi eliyle tebliğ ettiler.

O Nisan'da Osmanlı milyonlarca metrekareydi.

Sultan Abdülhamid Han 31 Mart vakasının hemen ardından ailesiyle Selanik'e sürüldü.

Aylarca çıplak tahtaların üzerinde yattı.

Aç kaldı.

Sonra 1912'de bugünkü Beylerbeyi Sarayı'na mecburen geri getirildi.

Çünkü Selanik artık Yunan olmuştu.

Üstelik daha 3 yıl geçmişti aradan.

Hicaz düştü çok geçmeden,

Musul düştü,

Kerkük düştü,

Kudüs düştü...

Milyonlarca metrekare birkaç yılda binlerce metrekareye düştü.

Bir darbe, Osmanlı'yı içine kapattı ve sonunda içine kapanan Osmanlı düştü.

Tarih ibret alınmazsa tekerrür ediyor.

Bugün türlü ihanetleri konuşuyoruz.

Her gün ekranlarda vatan hainliğinin ete kemiğe bürünmüş halleriyle yüzleşiyoruz.

Konuşacağız elbet.

Ve yüzleşecek, hepsini tanıyacağız elbet.

Ama bütün bunlar olup biterken 107 yıl öncesini hatırlamıyorum demeyeceğiz.

Dememeliyiz!

Oyun o kadar net ki; gözü olan herkes görebilir...

Mesele o parti, bu parti değil.

Mesele o lider, bu lider de değil.

Mesele ağaç falan değil.

Mesele memleket.

107 yıllık bir oyun bu.

Bugün Türkiye içine kapatılmak isteniyor, bir kez daha.

Bugün Türkiye'nin etrafında olup bitenlere dönüp bakmaması isteniyor, bir kez daha .

Bugün Türkiye'ye, "Suriye'den sana ne!" deniyor, bir kez daha.

Bugün Türkiye'ye, "Sen darbenle, darbecinle oyalan. Hukukla zaman geçir" deniyor, bir kez daha...

NY Times bütün o başyazıları bu yüzden basıyor çarşaf çarşaf.

Darbeden 9 gün önce memleketten sıvışan sözde gazeteci bugün bu yüzden Alman gazetelerinde köşe kapabiliyor.

İtalyasından, Avusturyasına;

İngilteresinden, Fransasına cümle âlem bu yüzden Türkiye'ye ısrarla "siz gözaltına aldığınız darbecileri dövdünüz mü, ne kadar ayıp?" diyor, deme cesaretini kendinde buluyor.

Yani bugün Türkiye'ye açık açık "Sen devekuşu ol, sok kafanı kuma, kurtul, gerisini biz hallederiz" deniyor.

Ama âmiyane tabirle, yemezler!

Ne demişti şair; "Tarih ibret alınmazsa tekerrür eder!"

Bugün tam da bu yüzden milli olmak gerekiyor, yerli olmak gerekiyor.

Muhalefetse yerli muhalefet,

Eleştiriyse milli eleştiri gerekiyor...

Tek ihtiyaç bu.

Bu milletin artık; Almanya'daki veya Amerika'daki aklı evvellerin aklına ihtiyacı da yok, tahammülü de.

15 Temmuz gecesi dünyada bir başka milletin asla yazamayacağı o büyük destanı yazan bu milletin o kötü filmi bir daha izlemeye zamanı da yok.

Çünkü bu koca coğrafya, kafaların kuma gömüldüğünde başına neler geldiğini hatırlıyor.

Başı kuma gömülü devekuşlarının açıkta kalan yerleri olduğunu asla unutmuyor.

Bu yüzden susmuyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.