MURAT GENER

Trilyon, katrilyon, kentilyon…

Mühendisleri hariç tutalım. Biz sosyal bilimcilerin büyük sayılarla ilgili pek duymadığımız tanımlar var. Şöyle sıralanıyor büyük sayılar; trilyonu, katrilyon onu kentilyon, kentilyonu seksilyon – septilyon – oktilyon izliyor… Bilinen en büyük sayı da 10 üzeri 303 yani sentilyon ya da sentilyar…
Konumuz çözüm süreci. Ne ilgisi var sürecin bu mühendislik bilgileriyle diyebilirsiniz, anlatalım…
Türkiye 1984'teki Eruh Baskını'yla başlayan Kürt meselesine bugüne dek 2.3 trilyon TL para harcadı. Yeni parayla harcanan para bu. Yani eğer sıfırlar atılmasaydı liradan bugün 2.3 Kentilyon TL harcadık diyecek, kentilyon üzerinden hesaplarla tanışmış olacaktık. Para büyük, hem de çok büyük. Biz yine eskide değil yeni parada kalalım, harcanan tutardan 'harcamayan politika'ya geçişi ve bunun toplumun zenginliğine nasıl etki ettiğine bakalım. Ama öncesinde harcamanın politiğine odaklanalım.
Türkiye'nin 1984 – 2005 arası Kürt meselesi özelinde harcadığı para aslında siyasetin hep savunmada kaldığının bir göstergesi. Aradaki 30 yıl boyunca, asker savunmadaydı, devlet savunmadaydı, hükümetler savunmadaydı ve savunmada kalındıkça Kürt meselesi büyüdü. Ancak her nedense gelen her hükümet, hükümetin hükmettiği her güvenlik yapılanması yine de savunmayı ön planda tuttu. PKK saldırdı, devlet yanıt verdi, uçaklar bombaladı, devasa operasyonlar ardı ardına yapıldı. Şehit haberleri ardı ardına geldi. Paha biçilemez 30 bin candan bahsediyoruz. 1984'te PKK var olduğunda dağda kaç kişi varsa, 2005'e gelindiğinde en az o kadarı hala dağdaydı. Yani savunmak sorunu çözmemişti, aksine büyütmüştü. Sonuç ortada, 2.3 Trilyon TL sizin, bizim, senin, benim cebimizden çıktı gitti.
2005'e dek böyleydi bu. Sonra iklim değişti. Erdoğan'ın Diyarbakır'daki tarihi miting sırasında kurduğu "Kürt meselesi benim de meselemdir" cümlesi o güne dek süregelen 'savunma politikalarının' sonunu işaret ediyordu. Devlet o gün savunmak değil, çözmek istediğini söyledi. Ve kararlılıkla çözmeye gayret etti.
Sonra neler olmadı ki, çözmeyi değil savunmayı isteyenler her fırsatı değerlendirdi. Aktütün ve Dağlıca baskınları hafızalarda hala. Yakın tarihli 6-7 Ekim olayları, Cizre provokasyonu da öyle. Bunların tümü çözmeyi değil, savunmayı isteyenlerin planıydı. Bu listeye Kürt meselesinden hareketle organize edilen 7 Şubat'taki girişimi (Hakan Fidan KCK soruşturması kapsamında ifadeye davet edilmişti, hatırlayın), 17-25 Aralık planlarını da eklemek gerekiyor.
Gelelim bugüne. 1000 yılı aşkın süredir aynı coğrafyada birlikte yaşayan Kürtlerle – Türkler barışmayı düşünüyor artık. Bu listeyi Ermenilerle – Türkler, Rumlarla – Türkler diye uzatmak da mümkün olacak gibi görünüyor. Ama Türkiye'nin başına ne geliyorsa çözmek istediği için geliyor. 2.3 Trilyon TL cepte kalacağı için birileri bundan rahatsız oluyor. Çünkü cepte kalmasa o para, yani harcansa bu işte o rahatsız olanları zengin edecek bunu görmek gerekiyor…
Mesele de burada zaten. Türkiye yoktan var edilen düşmanı kabul etmiyor artık. Peki çözerse ne olacak, o soruya da yanıt verelim. Çözerse Türkiye bu meseleyi, bölgedeki savaşa da dur diyecek. İran – Irak – Suriye gibi ülkeler Kürt nüfusun yoğun yaşadığı yerler. Kalıcı bir barış bugüne dek kanla beslenen o topraklarda da sorunların biteceği anlamını taşıyor. Yani Türkiye kazan – kazan politikasını güdüyor. Savaşı bitirip parayı silaha değil yatırıma yönlendirmek istiyor, istihdam sağlamak istiyor ve savaşı bitirip bölgedeki sorunları da kalıcı halde sonlandırmaya niyetleniyor. Ama bu daha yolun başı. Gelecek günler Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin önüne ne gibi engeller çıkarılacak hep birlikte göreceğiz…
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.