Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
İzlemişsinizdir. Hani şu İmamoğlu tam gazetecilerin "Seçimlerin iptaliyle ilgili ne düşünüyorsunuz" sorusuna yanıt verecekken arkasında bekleyen siyah minibüsten uzanan... Ekrem Bey'i omuzundan yakalayıp susması ve araca binmesi için sertçe çekiştiren el.
Herkesin kime ait olduğunu sorguladığı elin sahibi aslında videonun sonunda belli belirsiz görülüyor. 31 Mart seçim sürecinden beri İmamoğlu'nun sürekli yanıbaşında gördüğümüz basın danışmanı.
Ben kendisini Nagehan Alçı'nın bir yazısından hatırlıyorum:
"Tam 22.56'da çaldı telefonum.
Açtım. Karşımda Ekrem İmamoğlu'nun basın danışmanı değerli gazeteci Murat Ongun vardı." Mesleğim gereği bugüne değin Cumhurbaşkanlarından belediye başkanlarına kadar pek çok siyasinin basın danışmalarını tanıdım.
Ve üzerine konuştuğumuz o elin "muadillerinin" genelde el pençe divan durmak için harekete geçtiklerine şahit olmuştum. Ama eli bu kadar uzayabilenini hiç görmemiştim.
Benzer düşüncelerle olsa gerek pek çok kişi sözünü ettiğimiz elin sahibinin "yetkili bir abiye benzediği" yorumunu yaptı.
Bu yüzden kafama takılanları, İmamoğlu'na değil de Ongun'a sormamın daha doğru olacağına karar verdim.
Birinci sorum...
Camianın suyundan içmiş biri olarak niçin meslektaşlarımızın hakaret içermeyen yazılarına karşı dava açıyorsunuz?
Ahmet Kekeç geçtiğimiz gün yazdığı her satırı Basın Konseyi denen işgüzarlığa şikayet ettiğinizi ardından suç duyurusunda bulunduğunuzu söylüyor.
Gazetecilerin eleştiri yapmasını davalarla usandırarak engellemek, Negahan'ın referansıyla değerli bir gazeteciye yakışıyor mu?
Hadi gazeteciliğinizden geçtim, belli ki mazide kalmış... Ama bu eski taktik, sürekli ama sürekli gülerken poz veren Ekrem Bey'e çizdiğiniz imajla da çelişmiyor mu?
Tüm kozlarını oynayan bir siyasinin mazisinde yargıya konu olmuş olaylar varsa gazetecilerin dikkatini çekmesinden daha doğal ne olabilir?
Ayrıca herkes "FETÖ" kavramının artık yaşananları kamuoyuna izah etmekte etkisiz kaldığının farkında. Yani kimsenin FETÖ ile bağlantı kurmaya hevesi yok.
Garip olan gazetecileri bu ilişkilendirmeye yönlendirenin bizzat siz olması.
Evet! Zira Ekrem Bey'e 15 Temmuz'la özdeşleşen "yurtta sulh" sloganını sık sık kullandırıyorsunuz. Geçen gün de o gece Çengelköy'de katliam yapan darbecilerin çıktığı Kuleli fonuyla İmamoğlu'nun bir videosunu yayınladınız.
Acaba taktiğiniz, insanları işkillendirip ağızlarından FETÖ kelimelerini döktürmek mi? Böylece İmamoğlu'na yönelecek eleştirileri "yine mi FETÖ" yakınmasıyla değersizleştirmeyi mi hedefliyorsunuz?
Lütfen başkanın tercihi, rastlantı falan demeyin. Biliyoruz ki kendisini omzundan tutup silkeleyecek kadar muktedirsiniz.
Cevabınızı gerçekten merak ediyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Mangal (01.05.2024)
- Jet yakıtı meselesi (29.04.2024)
- Bilmem ‘Bizim üniversitelilerde tık yok’ diyenler utanırlar mı? (28.04.2024)
- Geçti o günler cancağızım (27.04.2024)
- Bu konuyu da gündeme getirir misiniz Özgür Bey? (26.04.2024)
- Dön baba dönelim... (24.04.2024)
- Irak petrolü Türkiye’yi çok rahatlatır (22.04.2024)
- Bu da oldu, gazeteci Dündar basına yayın yasağı getirdi (21.04.2024)
- Korkma belki fiyatlar düşmez! (20.04.2024)
- Kim iş yapmaya geldi kim yemeye görelim (19.04.2024)