“Ayfon” halkın afyonu mudur?
Meraklı bekleyiş...
Hepsi geride kaldı.
Apple muhteşem bir organizasyonla yeni akıllı telefonu Iphone x ve 8 modellerini tanıttı.
Şimdi rahatız. Tek sorunumuz para.
Zira Iphone x'in ABD'deki satış fiyatı 1000 dolar civarı. Türkiye'de ise yaklaşık 5000 bin TL'ye satılacakmış. Çünkü İphone'un en pahalı satıldığı ülke Türkiye.
Asgari ücretlinin 3 aylık maaşı...
Ama sorun değil. Gerekirse yenilmeyecek, içilmeyecek, alınacak o telefon. Zaten çeyiz parası biriktirir gibi aylardır Iphone'un yeni modeline hazırlananlar da var.
Apple'sa elbette burnundan kıl aldırmıyor. Pazarlığa kapalı. "Alan sağlar bizimdir" diyor.
Çünkü şirketin piyasa değeri 700 milyar doları geçmiş durumda. Bu rakam Türkiye ve Hollanda gibi ülkelerin milli gelirleri (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) ile boy ölçüşür seviyede.
Araştırmalara göre, kilogram başına ortalama ihracat fiyatı 1.37 dolar olan Türkiye'nin 174 gramlık Iphone X almak için 730 kilo ürün ihraç etmesi gerekiyormuş.
Evet, zenginin malı, teknolojisi fakirin çenesini yorup cebini boşaltıyor. Ama kader değil bu; zamanın gerçekliğin dayattığı bir ihtiyaç.
Dolayısıyla bir zamanlar Marksistlerin diline pelesenk olan "Din afyondur" sözündeki gibi ret ve inkârla durumu kurtarmak mümkün değil. Kaldı ki, Marks da cımbızlanan bu tespitinden önce şunları söyler:
"Dinsel çile, tek başına ve aynı anda gerçek çilenin bir ifadesi, hem de gerçek ezaya karşı bir başkaldırıdır. Zulmedilen yaratılanın hıçkırması, vicdansız bir dünyanın vicdanı, ruhsuz koşulların ruhudur."
Yani bir zamanlar olduğu gibi "kapansın el kapıları" demekle mücadele edilebilecek bir rakip yok karşımızda.
Çünkü sıkı gümrük duvarlarını, kotalarını aşan, tıpkı bir çip gibi içimize yerleştirilmiş "ihtiyaçlarımızdan" konuşuyoruz.
Ya bu ihtiyacı gidermek için kendi çözümlerimizi yaratacağız... Ki bunun da tek yolu en iyiyi yakalamak için çalışmak.
Ya da başka alanlardaki açıkları keşfedip yeni markaların peşine düşeceğiz.
Kolay değil elbette.
Ama bir yerlerden başlamak şart.
Bulunmuşu yeniden üretmeye çalışarak nereye kadar değil mi?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Geçti o günler cancağızım (27.04.2024)
- Bu konuyu da gündeme getirir misiniz Özgür Bey? (26.04.2024)
- Dön baba dönelim... (24.04.2024)
- Irak petrolü Türkiye’yi çok rahatlatır (22.04.2024)
- Bu da oldu, gazeteci Dündar basına yayın yasağı getirdi (21.04.2024)
- Korkma belki fiyatlar düşmez! (20.04.2024)
- Kim iş yapmaya geldi kim yemeye görelim (19.04.2024)
- Vay be tuvalet kâğıdı bile var! (17.04.2024)
- İran sineması (15.04.2024)
- CHP’ye kazandıran medya da bu mu? (14.04.2024)