MELİH ALTINOK

Aşk mı mantık mı?

"Sadece Erdoğan'a bakınca tek kişinin her şeyi kontrol ettiği demokratik olmayan bir başkanlık sistemi isteniyor diyebiliriz!"
Resmini gördüğüm halde bu sözlerin sana ait olabileceğini düşünmediğim için internet sitesindeki haber metninde ismini aradım Osman Can.
Evet, eski hukukumuza dayanarak rahatlıkla Osman diyebilirim sanırım. O halde sorayım. Erdoğan'a, senin de söylediğin gibi "sadece bakarak" istediği başkanlık modelini görme kabiliyetini hangi hukuk fakültesinde kazandın Osman?
Çok ciddiyim bu sorumda eski dostum. Senin, bu günlerde her saniyesinin altında imzası olan geçmişini vekil adayı ya da başbakan olamayınca buruşturup çöpe atanlardan olamayacağını biliyorum. Bu beklentimin kişiliğinden öte zekândan kaynaklandığını da ekleyeyim. Zira demokratik iradesine geçmişte "beraberce" güvendiğimiz ve saygı duyduğumuz bu halkın, şimdinin küskün çiçeklerine de, sıradakilere de ancak Abdüllatif Şener kadar güvendiklerini görüyorsundur.
İşte bu yüzden sağlam olduğunu bildiğim mantığını hâlâ ısrarla görmeyi umarak soruyorum.
Bir yandan Türkiye halkının yıllar sonra kurduğu demokratik cepheye ve onun temsilcisi Erdoğan'a karşı oluşturulan ittifakın klişe söylemlerinin farkında olup bir yandan niyet fallarıyla onlara nasıl meze hazırlarsın? Üstelik de adeta başkanlık sistemine karşı Cemaatçi akademiklerin manipülatif röportajlarından başka hiçbir şeye rastlayamadığımız o sitede.
Biliyorum "Olur mu öyle şey" diye söyleniyorsundur. Ama oldu işte. Nasıl bir başkanlık modeli istediğini bilmediğin, somut önerilerini okumadığın bir siyasiye bakıp Halk TV'ye düşmüş eski AK Partilileri aratmayan üslupla "tek adamlık" kokusu aldığını ima ediyorsun.
Ortak dostumuz Mehmet Uçum'u da mı arayamadın? O sana, kendisinin de içinde bulunduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekibinin taslağını en ayrıntılı şekilde anlatırdı.
Ne dersin, belki bu yüzden sormadın değil mi Osman. Çünkü Uçum'dan dinleyeceğin "Yeni anayasal sistem ve başkanlık modeli"nin dediğin gibi "tek kişinin" değil, aksine senin de teorize ettiğin halkın demokratik cephesinin iradesi üzerine kurulduğunu görecektin. Başkanlık tartışmasının, bir Erdoğan meselesi değil, ilk kez kurumların yerine halkın egemenliğini kurmaya çalışan Türkiye'nin çıkış yollarından olduğunu "hatırlayacaktın."
Yalan söyleyemeyeceğin için Ruşen Çakır röportajın da güme gidecekti. Çünkü "o cephe" başkanlığı bir umacı gibi sunmayanlara değil röportaj sorusu, adres bile sormaz.
Benim eski bir dostuma bunları sormamdan daha acısı, onun bunlara verecek mantıklı bir cevabının olmadığını bilmek.
İyi de mantık değilse bu hangi aşkın ıstırabı o zaman Osman?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.