Uzun yaşamak güzel ama anılar insanı huzursuz edebilir
Neleri yaşamış?
Balkan Savaşı'nın, 1'inci Dünya Savaşı'nın, Kurtuluş Savaşı'nın ve 2'nci Dünya Savaşı'nın yaşam süresinde gerçekleştiği Mehmet Bayram'ın 70 yaşındaki oğlu Salih Aydoğdu'ya göre yakın zamana kadar Atatürk'ün Giresun'a gelişini, Osmanlı'daki Meşrutiyet dönemini, Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında duyduklarını çocuklarına ve torunlarına anlatan babasında unutkanlıklar başlamış...
Ya hatırlıyorsa
Mehmet Bayram'ın belleği sağlamken, acaba bugünün CHP'sinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Muhalefet yapıyorum" diyerek söylediği ayıplı sözlere ve hakaretlere bakıp, Atatürk'ün CHP'sinin muhalefete bakışını da anımsıyor muydu?
Bir anı dilimi
Bu noktada Serbest Cumhuriyet Fırkası ile bir demokrasi denemesinin yapıldığı 1930'a ve sonrasına dönelim... İktidar partisi CHP'nin organı olan "Hakimiyet-i Milliye" gazetesinin Başyazarı Falih Rıfkı (Atay), muhalefet ve muhalif gazeteciler hakkında neler yazmamış ki... Atatürk'ün sofrasının sürekli konuğu olan Atay'ın yazıları Atatürk'ün düşüncelerini de yansıtırdı. Bu yazıları Atay'ın "Eski Saat" kitabında da bulabilirsiniz...
CHP muhalefete nasıl bakıyormuş hatırlayalım mı?
Muhalefet mesleği
"-İyi bir muhalefet iyi bir hükümet kadar zordur. Yeni Türkiye gibi kurulmuş devletlerde ise muhalefetin mesuliyeti, asla hükümetin mesuliyetinden aşağı tutulamaz. Denizin ortasındayız; kara henüz görünmemiştir.. Henüz hiçbir cumhuriyetçi, yüzgeçliğine güvenerek gemisini terk edip kendisini büyük denizin dalgalarına atamaz. Bu gemi disiplin gemisidir."(Eylül 1930)
Muhalif gazeteler
"-Türk gazetelerinin sürüm yolları ya küfür ve hiciv, ya çıplak kadındır. Gazeteler çıplak ve kapalı kadın resmini sinema sayfası der neşreder, 'çıplak insanlar kulübü' der haberleştirir, neşreder; spor der neşreder. Fakat mutlaka sayfalarından birini, ikisini dişileştirir." (Ocak 1931)
Alçak muhalifler
"-Hiç şüphe etmeyiniz. Bütün bu muhalif gazeteciler, hepsi bir kelime ile alçaktırlar. Balkanlar'dan Amerika'nın öbür ucuna kadar böyle mahluklar, casus ve baba katili gibi en iğrenç mücrimlerle bir sıraya konur ve şahsi hürriyetleri bile kendi ellerine teslim edilmez. Biz ise gazete denilen müesseseyi teslim etmişiz." (Haziran 1932)
Hatırlıyor muydu?
115 yaşındaki Mehmet Bayram'ın belleği sağlamken, 1930'lu yıllar onun için dün kadar yakındaydı. Belki o da Falih Rıfkı Atay'ın tiryaki bir okuyucusuydu... O yazıları hatırlarken belki Kemal Kılıçdaroğlu'na Atay'ın gözleri ile bakıyordu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Atatürkçüleri tasfiye etti, FETÖ’cüleri aday yaptı’ (15.04.2023)
- FETÖ ve PKK’nın adayı belli, sizin adayınız kim? (14.04.2023)
- CHP’den ‘PKK ile müzakere’ sözü (13.04.2023)
- Erdoğan arayı gittikçe açıyor (12.04.2023)
- Atatürk’ün kurduğu partide Atatürkçü aday yok (11.04.2023)
- Hesap uzmanı Kemal Bey’in tutmayan liste hesabı (10.04.2023)
- Seçim, yerliler ile küreselciler arasında geçecek (09.04.2023)
- Kemal Bey gerçeklikten kopuyor mu? (08.04.2023)
- Ortak liste kararı tesadüf mü, PKK’nın talimatı mı? (07.04.2023)
- Akşener mermileri PKK’nın yoldaşlarına fırlatmalıydı (06.04.2023)