Hem birlik içinde hem de güçlü ekonomisi olan bir Türkiye

Afrin Operasyonu'ndan beklenen askeri zaferin geleceği kesindir. Yakın geçmişteki gelişmeler değerlendirildiğinde, Türkiye'nin sınırlarına bitişik bir terör oluşumuna izin vermeyeceğini defalarca açıkladığı görülür. Bu son gelişme de aynı amaçlı bir operasyonu işaret ediyor. Burada çok önemli olan durum, Türkiye'de devletin ve siyasetin bütün katmanlarının Afrin Operasyonu söz konusu olduğu zaman tek sesle aynı görüşte birleşmeleridir.
Kıbrıs Harekâtı
1974 Kıbrıs Harekâtı'nı içinden yaşamış bir gazeteci olarak, bugünün o günden ne kadar farklı olduğunu görebiliyorum. Ecevit ve Erbakan Kıbrıs'a askeri müdahale için karar aldıklarında, dönemin Cumhurbaşkanı Korutürk Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fuat Bayramoğlu ile Bakanlar Kurulu'na girmek istediğinde, bu isteği reddedilmişti. Buna tepki gösteren Korutürk de, küserek Çankaya'ya geri dönmüştü.
Küstüler
Kısacası Kıbrıs Harekâtı, Cumhurbaşkanı ile Bakanlar Kurulu arasındaki küslükle başlamıştı. Dış çevrelerin bu durumu kaşımaları üzerine, Korutürk Genelkurmay'ı ziyaret etti ve o sırada da bir TRT kamerasına "Silahlı Kuvvetlerimiz başarılı olacaktır" şeklinde bir demeç verdi.
Genel yoksulluk
Kıbrıs Barış Harekâtı'nda Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik yetersizlikler de zorlukları beraberinde getiriyordu. Örneğin Libya'nın müteveffa lideri Kaddafi'nin, bizim jetlerimizin ihtiyacı olan lastikleri hediye olarak gönderdiğini hâlâ hatırlarız.
Kıymetini bilelim
Bugün ise arkasında güçlü bir ekonomi bulunan Silahlı Kuvvetlerimiz, ne silah ne de araç gereç sıkıntısı çekiyor. Daha da önemlisi Silahlı Kuvvetler, yerli yapım savaş araçları ile operasyonu sürdürüyor. Devletin ve toplumun her kesiminin desteğinin Afrin'deki askerlerimizin arkasında bulunduğunun bilinmesi de, morallerin yüksek olmasını sağlıyor.
Birlik içinde olduğumuzun ve güçlü bir ülkenin vatandaşları olmamızın kıymetini bilelim.