Bunların işi felaket senaryoları yazmaktır

Hatırlar mısınız bilemiyorum... 2007'de BBC'de Yasemin Çongar'ın imzasıyla bir haber yayınlanmıştı. Buna göre Washington'daki Hudson Enstitüsü'nün toplantısında Türkiye üzerine hazırlanmış bir felaket senaryosu üzerinde "Uzmanlar" tarafından beyin fırtınası estirilmişti.
Felaket senaryosu
Bu felaket senaryonun yazıcıları, İstanbul ve Ankara'daki sabotaj ve suikastlar ertesinde Türkiye Irak'a askeri müdahalede bulunursa, Amerika'nın nasıl reaksiyon vereceğinin alternatiflere dayalı olarak yorumlanmasını istemişlerdi. Bu arada toplantıya katılan bazı Türk görevliler, Amerika Kuzey Irak'taki PKK liderlerini Türkiye'ye teslim ederse, bunun seçimde AK Parti'nin işine yarayacağını söyleyip, uyarılarda bulunmuşlardı.
15 Temmuz
Amerikan neo-conlarının Türk ayakdaşları ile bizim üzerimizde yazdıkları senaryolardan sadece biriydi bu... Aslında bu senaryoların en dramatik içerikli olanlarından birini 15 Temmuz gecesi hep birlikte izlemedik mi? Ya da Güney sınırımızda PKK-PYD içerikli bir kuşatmanın sahnelenmesini hâlâ izlemiyor muyuz?
FETÖ kâbusu
Bütün bunları bilerek yaşamak tabii ki kolay değil. Ama bir de hiç bilmeden yaşadıklarımız var ki, onlar iyice yoruyor insanı. Mesela Fetullah Gülen adındaki kişinin merkezini oluşturduğu örgütlenmenin neredeyse devletin tümünü ele geçirmesi ihtimalini hiç düşünmüş müydük ki? Bu adamın Amerika tarafından korunması da, herhalde bir senaryonun parçasıydı?
Trump ve beklentiler
Şimdi beklentimiz Trump'ın başkanlığı döneminde Washington'un bu tür senaryolara vakit ayırmamasıdır. Bir süper devlet müttefiklerinin felaketleri üzerinden değil de, dayanışma duygusunun pekiştirildiği senaryolardan dünyaya bakmayı denerse, yaşam herkes için daha kolay geçecektir.