MEHMET BARLAS

Başımızı belaya sokan kararların hepsi yerli midir?

Bir karar ya da bir eylem, toplumları da, devletleri de hiç tahmin edilemeyecek bunalımlara sürükler. Böyle bir eyleme Rus savaş uçağının düşürülmesi ile tanık olmuştuk. Son dönemde her alanda yoğun işbirliğine giren Türkiye ve Rusya uçak düşürülmesi yüzünden birbirleri ile diyalogları kesik iki ülke konumuna girmişlerdi. Dönemin Başbakanı Davutoğlu'nun "Ben talimat verdim" açıklaması ile ilişkiler daha da fazla zedelenmişti.
Gülenci albay
Bereket ki son dönemde Türkiye özür diledi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Federasyonu Başkanı Putin arasındaki dostça ilişkiler canlandırıldı.
Son olarak bu olaya değinen Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Araştırma Görevlisi Ruslan Kurbanov "24 Kasım'da Rus uçağını kim düşürdü, kim bu emri verdi? Bu talimatı ne Cumhurbaşkanı ne de Başbakan verdi. Bu talimatı İncirlik Üssü'nde nöbetçi olan bir albay verdi. Fiiliyatta da bu albay Gülen'in adamıydı" demiş.
Dış parmak
Sorumluluğunu bizim üstlendiğimiz ama aslında dış mihraklar tarafından gerçekleştirilen bu tür eylemler, herhalde Rus uçağının düşürülmesinden ibaret değildir. Mesela yüzlerce yıl birlikte yaşadığımız Ermenilerin 1915'te tehcir edilmelerinde veya binlerce yıldan beri burada yaşayan İstanbullu Rumların sınır dışı edilmelerinde, dış parmak yok mudur? Ya da FETÖ dış kaynaklı bir örgütlenme ve 15 Temmuz darbe girişimi de dışarıdan güdümlenen bir eylem değil miydi?
İncirlik üssü
Rus uzman Kurbanov'un değerlendirmelerine dönersek, şunları da duyarız:
"Darbe girişimi hazırlıkları için İncirlik Üssü fiiliyatta Truva Atı görevi yaptı. Türkiye bu konuda bugün de tehlikeyi biliyor, görüyor. Fakat yakın zamanda Türkiye'nin NATO'dan ayrılacağını söylemek doğru olmaz... Türkiye'de Gülen örgütünün toplumda oluşturduğu paralel yapı, iktidar merkezine ulaştı. Burada örgüte ABD de önemli yardımda bulundu. Bu örgüt fiiliyatta CIA'in bir ajan ağı. On yıllardır devlete sızdılar. Fethullah Gülen'in ABD'de oturma izni almasına CIA ajanları yardımcı oldu."
Neyse... Şöyle bir hatırlamaya çalışın. Osmanlı İmparatorluğu 1'inci Dünya Savaşı'na bilinçle ve isteyerek mi girdi, yoksa Alman savaş gemileri Karadeniz'e açıldığı için mecbur mu olundu?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.