"Sosyalist" olmaktan öteye "nasyonal sosyalist" olmak
Sağ ve sol kavramları
27 Mayıs darbesi ertesinde ise adeta bir barajın duvarları yıkılmış gibi oldu. Geçmişte meşru siyasal yaşamımızda kabul edilmeyen bu kavramları hepimiz üstlenmeye çalıştık. Kimimiz, sağcı kimimiz solcu olduk. Komünistler, sosyalistler, milliyetçiler, mukaddesatçılar da cezaevlerinde geçen geçmişin ardından sahneye çıkmaya başladılar.
Daha sonra CHP bile "Ortanın Solu" sloganı arkasında "Demokratik Sosyalizm"e geçmeyi deneyecekti... Marksist eğilimleri temsil edenlerin arasından Maocuların çıktığını da görecektik. İşte o çok sesliliğin başlangıcı olan 1960'ta, üniversite gençliği de geçmişte tanışık olmadığı ideolojileri sahiplenmeye ve kendi arasında kavga etmeye başlamıştı. 1960 benim İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki ilk yılımdı.
Castro Nuri hesap soruyor
Fakültenin öğrenci derneği seçimlerinde "İktidar"ı ele geçirmek için, hepimiz çalışmaya başlamıştık. Ben de kendi arkadaşlarımla "Toplumsal Devrimciler" diye bir grup kurmuştum. Pankartlar yazıp, fakültede çeşitli yerlere astık... Seçim kampanyası bütün hızıyla devam ediyordu.
28 Nisan olaylarının öncüsü olan bizden daha eski öğrenciler, güçlü ve ağırlıklıydılar... CHP Gençlik Kolları'nın desteği vardı arkalarında... En fazla bilinen isim de, şimdi rahmetli olan Castro Nuri'ydi... Yani Nuri Yazıcı...
Bu ne anlama gelir?
Benim grup kurup, kendilerine rakip olduğumu öğrenince, Nuri Yazıcı ve arkadaşları Hukuk Fakültesi kantinindeki masalarına çağırdılar beni... Ağırlıklı bir masaydı bu... Benden hesap soracakları belliydi. Karşılarına oturdum... Castro Nuri sordu...
- Sen "Toplumsal Devrimciler" diye bir grup kurup, aday olmuşsun öğrenci derneği yönetimine... Bu Toplumsal Devrimciler ne anlama geliyor?
Cevap verdim...
- Toplumsal demek sosyalist demek... Yani biz Sosyalist Devrimciyiz!
Castro Nuri bunu duyunca rahatladı..
- Yahu biz de sosyalistiz... Üstelik ben "Nasyonal Sosyalistim" dedi.
Yıllar geçse de...
2015 yılında yaşını başını almış profesyonel siyasetçilerin kendilerinin neyi temsil ettiğini zannetmelerini izlerken, 1960'ların deneyimsiz ve bilinçsiz gençlik hareketlerini hatırlamamak mümkün değil... Hele bazıları da 17 Kasım 1973'teki "Atina Politeknik Kalkışması"nı bilmeden "Syriza" lideri Başbakan Çipras'ın bizdeki "Gezici"lerden biri olabileceğini söylemiyorlar mı?
Hikmet Kıvılcımlı'nın dediği gibi gerçekten de "Toplumu bilinçlendirmek dolmayı pirinçlendirmeye benzemez"miş.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Atatürkçüleri tasfiye etti, FETÖ’cüleri aday yaptı’ (15.04.2023)
- FETÖ ve PKK’nın adayı belli, sizin adayınız kim? (14.04.2023)
- CHP’den ‘PKK ile müzakere’ sözü (13.04.2023)
- Erdoğan arayı gittikçe açıyor (12.04.2023)
- Atatürk’ün kurduğu partide Atatürkçü aday yok (11.04.2023)
- Hesap uzmanı Kemal Bey’in tutmayan liste hesabı (10.04.2023)
- Seçim, yerliler ile küreselciler arasında geçecek (09.04.2023)
- Kemal Bey gerçeklikten kopuyor mu? (08.04.2023)
- Ortak liste kararı tesadüf mü, PKK’nın talimatı mı? (07.04.2023)
- Akşener mermileri PKK’nın yoldaşlarına fırlatmalıydı (06.04.2023)