HINCAL ULUÇ

Bu nasıl bir ‘Devlet’ skandalıdır, Kültür Bakanım?..

Önce 2 Aralık 2015'te yazdığım "New York ve Londra'yı sarsan oyun İstanbul'da" başlıklı yazımı okuyalım beraberce... 6 yıl falan önce yani..

*

Her şeyden önce, Devlet Tiyatroları (DT) Genel Sanat Yönetmeni A. Necat Birecik ve İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Zafer Kayaokay'ı yürekten kutlarım.. Böylesine çarpıcı bir oyunu, hem de New York ile ayni tarihlerde başlamak üzere repertuvara aldıkları için..
Amerikalı genç yazar Jennifer Haley'nin 85 dakika süren tek perdelik oyunu 2012'de ilk kez Los Angeles'ta sahnelendiğinde, ortalığı sallamış, müthiş olumlu eleştiriler almış, kapalı gişe oynamıştı. Bir yıl sonra, Avrupa'nın tiyatro başkenti Londra'ya taşındı. Orada da deprem..
2015 geldiğinde New York, ünlü Broadway kollarını sıvadı.. Ayni tarihte de İstanbul Devlet Tiyatrosu..
Böyle bir oyun, New York ile ayni tarihte ülkemizde başlıyor.. Kimsenin haberi yok.. Bu ülkede gazetecilik olsa, kültür ve magazin sayfalarına manşet olur, her gece saatlerce palavralarla kafa ağrıtan sözüm ona haber kanallarında, açık oturumlar düzenlenirdi..
Ben, bir programım son anda iptal edilince, "Tiyatroya gideyim" dedim.. Girdim, DT sitesine..
Oyun isimleri pek bir şey ifade etmedi. Ayrıntılarına baktım. Birinde Metin Belgin adını gördüm. Hem yönetmen, hem oyuncu olarak.
Metin Belgin imzası benim için garanti belgesidir. "Tamam bu" dedim, Yaso'ya.. Dedim ama, altında "Biletleri tükendi" yazıyor.. İstanbul halkı benden evvel duymuş. Oyun kapalı gişe gidiyor. Yaso aradı. Sağolsunlar, yer buldular.. Gittim..

***

Yıl 2050!.. İnternet iyice gelişmiş.. Yeni adı Nether.. (Bu oyunun da orijinal adı zaten.)
Nether'de istediğiniz sanal dünyayı, bugünün TV oyunları gibi yaratabiliyorsunuz.. Sizin kafanızdaki dünya oluyor bu..
Ne var ki bu ileri internetin, oyun sitesini joy stick ya da tuşlarla yönetmiyorsunuz. Bizzat o oyunun içine giriyor, o dünyanın bir parçası oluyorsunuz. İsterseniz orada mevcut tiplerden biri, ister bizzat kendiniz, yani bir "avatar" olarak.. Avatar, filmden hatırlayın.. İnsanın yeni ortama hemen uyum sağlayan, orada yaşayabilen sanal kopyası demek. Filmde dünyalılar, havası zehirli bir planete inmek zorunda kalınca, o gazı teneffüs ederek hayatta kalabilen kopyalarını yani avatarlarını yaratmışlardı.
Sims adında biri Hideaway/Kuytu adını koyduğu saklı bir sanal cennet yaratmış.. Kuytu'ya giren avatarınız, orada canınızın istediği her şeyi yapıyor. En iğrenç ve korkunçları dahil, tüm gizli, bastırılmış arzularınızın tatminine imkân veriyor Kuytu, özetle...
Orada, yemyeşil bir orman içinde, geçmiş yıllardan kalmış bir villa.. Villada bir küçük kız.. Siteye giren, orada, o küçük kızla ne isterse yapıyor.. Çıkarken de kızı öldürüyor.. Bay Sims'in kendi avatarı da Papa adıyla, Kuytu'da..

Metin Belgin, Nether/Cehennem'de sanal bir dünya yaratan Sims rolünde.. Ama internetteki avatarı Papa oluyor. Bu Papa Metin!.
Düşünebiliyor musunuz?.
Pedofili günümüzde en korkunç suç. Bugün internette çocuk seksi sitesi açmanın cezası, Amerika'da müebbet hapis. O siteye girmek bile ağır suç..
2050'de İnternet, Nether olarak bu kadar gelişince, tabii, Nether suçlarını izlemek için de bir daire kurulmuş. O dairenin en gözde elemanlarından Dedektif Morris, Sims'in peşine düşüyor.
Sims, "Ben suç işlemiyorum. İnsanları suça da teşvik etmiyorum. Tersine onların pis arzularını sanal âlemde tatmin edip dünyamızı rahat bırakmalarını sağlıyorum" diyor ki, bu günümüzdeki sanal pedofili tartışmalarının tezlerinden biri..
Morris, Sims'i tutuklayıp mahkemeye vermeye kararlı..
Sitenin müdavimlerinden 65 yaşlarında bir emekli öğretmeni yakalıyor.. "Yaptığın suç.. Siteye girdiğinde neler olduğuna dair şahitlik yapar, Sims'i tutuklamamı sağlarsan, seni serbest bırakırım" diye anlaşma teklif ediyor. Adamı ikna edemeyince, bu defa şubesinden bir genç polisi, takma kimlikle Kuytu'ya yolluyor ki, deliller toplasın..
Ötesi, sahneye konduğu günden beri büyük tartışmalar yaratan, ama en büyük alkışları da alan oyunda..
Şunu hemen söyleyeyim. Oyunda ne görüntü, ne konuşma olarak cinsellik yok.. Jennifer Haley'nin en büyük başarısı da bu zaten.. Böylesine netameli bir konuyu, sahnelenebilir bir konumda yazması, müthiş bir zekâ..

***

Oyun bitti.. Tiyatronun kulisinde bu muhteşem oyunu yaratan Metin Belgin'i bekliyorum, kutlamak için.. Benim gibi bekleyenler çok. Bir genç gurup var ki hele.. Metin çıkar çıkmaz etrafını sardılar..
Sorular.. Sorular.. Sorular.. Her biri oyunla ilgili bir şeyler soruyor.
Metin dinledi, dinledi.. Sonra gülümsedi..
"Demek oyunumuz amacına ulaştı.
Sorularınızın hiçbirine cevap vermeyeceğim.
Çünkü bu oyun, cevap olsun diye değil, sorular sorulsun diye yazıldı.." Bana baktı, hepsinin bir oyunculuk okulu öğrencisi olduğunu öğrendiğim gençler..
"Metin haklı" dedim.. "Bu oyunda cevap yok.. Olamaz da.." Özetledim..
"Şu anda, 'Biraz Kuantumdan Zarar Gelmez' diye bir kitap okuyorum.
Marcus Chown yazmış, sıradan insanın anlayacağı dille.. Tam onun üstüne geldi.
Oyunda gerçek dünyamız var. Orada Bay Sims.. Bir de internetteki sanal dünya..
Orda Papa oluyor Sims..
Size, bize göre, Sims, gerçek dünyada yaşıyor; Papa, yaratılmış sanal dünyada..
Peki emin misiniz?. Öyle mi gerçekten?.
Ya da gerçek ne?.
Kuantum fiziği okuduğunuz zaman göreceksiniz ki, tam tersi de doğru olabilir.
Papa gerçek, Sims sanal olabilir, sandığımızın aksine.. Ya da ikisi de gerçek..
Kuantum buna izin veriyor çünkü.. Veya ikisi de sanal.. Kaç ihtimal çıkıyor ortaya varın hesaplayın.." Gençlerden biri hemen bir defter çıkardı cebinden. Kitabın da, yazarının da adını yazdı..
Nasıl mutlu oldum, bu pırıl pırıl, cıvıl cıvıl, "merak" eden, soran, çözüm arayan gençleri görünce..
Metin, "Oyunda sahne dışından gelen bir ses, Theodore Roethke adlı şairden dizeler okuyor. Program kitapçığına o şiirin tamamını koydurdum. Pek çok sorunuzun yanıtı, o şiirde" dedi..
O şiir de köşemde..

***

Nether tam dört sezon kapalı gişe oynadı, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda..

Nether/Cehennem Oyunu'nun Devlet Tiyatrosu afişi..
Gelelim bugüne..

***

Amerikalı yazar 2050 demiş.. Oysa okurken anladınız tabii. Dünya 2021'de geldi, Nether çağına.. Metaverse denen sanal dünyayı yarattık, öyle yarattık ki, orda arsalar bile almaya başladık.. Ve salı günü gazetelerde bir haber okudum. Metaverse ile sanal dünyasına giren "Jane" adlı bir kadın, sanal ortamda tacize uğradığı iddiası ile yargıya başvurmuş. Metaverse'deki avatarını bir erkeğin avatarı taciz etmiş. Uygunsuz şekilde dokunmuş yani..
Dün Engin Ardıç kardeşim, bu olayı yazmıştı "Avatar Hukuku" diye..
Metaverse, nasıl tıpkısının aynisi Nether, dikkat ettiniz herhalde..
Ben de ettim tabii, o yazıları 6 yıl önce yazmış biri olarak ve hemen Metin'i aradım..
"Nether'i yeniden sahneye koymanın tam zamanı.. Hem de bu defa AKM'nin çok ileri imkânları ile.. Gene kapalı gişe oynar" dedim..
"Mümkün değil" dedi..
Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğü bir karar almış.. 65 yaş üstü hiçbir sanatçı konuk oyuncu olarak bile sahneye çıkmayacakmış artık..
"Üç gün sonra doğum günüm.. 65 yaşına basıyorum. Kontrbas adlı tek kişilik oyunumu son defa oynayıp veda edeceğim" dedi..
Telefon elimde donakaldım..
Sanatçı, 65 yaşında, yani en görmüş geçirmiş, en olgun çağında, bir hastalığı sakatlığı yoksa "konuk olarak bile" sahneye nasıl çıkarılmaz?. Böyle bir yasak nasıl konur?.
Bu ülkede kaç Metin Belgin var, oyuncu ve yönetmen olarak, Kültür Bakanımız, Devlet Tiyatroları Genel Müdürümüz biliyor mu acaba?.
Böylesi bir skandal, böylesi utanç verici kararı kim, hangi akla hizmetle alır da uygulatır?.
Metin, "Sadece Devlet Tiyatrosu değil" dedi. "Bu ay içinde senin o çok sevdiğin şiir gecelerinden birini İş Sanat'ta seyircili yapacaktık. O da iptal edildi. İş Sanat, Kule'deki salonu kapatmış, Youtube'dan devam edecekmiş, gösteriler, konserler.."
Bir yandan AKM'yi aç, öte yandan en işlevsel salonları kapa.. Bu nasıl bir anlayıştır İş Bankası Sanat!. Yıllarca alkış tuttum size.. Ne oldu böyle birden?.
Özel tiyatrolar açık.. CRR açık.. Özel konser ve tiyatro salonları açık.. Sinemalar açık, restoran, kafeler açık.. Kovid konusunu en iyi izleyecek ve konan kuralları en iyi uygulayarak örnek olacak devlet mi, 65 yaş üstü olanlara sahneyi kapatıyor.
Ben 83 yaşımda Devlet Tiyatrosu'na serbestçe gider, yüzlerce insan arasına karışırım, ama beş on kişinin olduğu, hatta tek başına oynadığım sahneye çıkamam öyle mi?
"Yassah hemşerim" devri 60'lı yılların gerisinde kaldı sanıyorduk..
Niye hortlattınız?. Kim hortlattı?.
Bunlar benim dünyamda olamaz..
Yoksa sanal dünyada, Nether'de, Metaverse'de yaşıyorum da farkında mı değilim?.
Biri bir açıklama yapsın ne olur?.
Sağlık Bakanı, Kültür Bakanı, kim bu rezil "65 yaş yasağı"ndan sorumlu ise o, bir açıklama yapsın lütfen..
Yapsın ki, bütün bunların yalan, sanal olduğunu, bir kâbus gördüğümü anlayıp rahat nefes alayım!.

*

KARANLIK BİR ZAMANDA...
Göz görmeye başlar karanlık bir zamanda
Koyulaşan gölgede gölgemle karşılaşırım;
Yankılayan ormanda yankımı duyarım
Tabiat tanrısı ağlıyor bir ağaca.
Yaşarım bir balıkçılla çalıkuşunun,
Dağ hayvanlarıyla mağaradaki yılanların arasında.
Nedir ki delilik asaletinden başka ruhun
Durumla uyuşmazlık gösteren? Gün alev almış!
Saf bir kederin saflığını bilirim,
Gölgem terleyen bir duvara mıhlanmış.
Kayalar arasındaki şu yer- bir mağara mı,
Yoksa kıvrılan bir patika mı? Tek sahip olduğum kenar,
Bağdaşıklıkların istikrarlı fırtınası!
Kuşlarla akan bir gece, paçavralar içinde ay,
Ve sen gece yarısı, güpegündüz gel yeniden!
Bir adam gider uzaklara bulmak için ne olduğunu
Benliğin ölümü uzun gözyaşlarından arınmış bir akşamda,
Bütün doğal şekiller doğal olmayan bir ışık saçmakta.
Karanlık, karanlık ışığım, daha da karanlık arzum.
Ruhum, sıcağın çılgına çevirdiği bir sinek,
Vızıldar durur eşikte. Hangi ben, ben?
Düşmüş bir adam, tırmanıyorum korkumdan dışarı,
Zihin giriyor kendisinin içine,
Ve Tanrı zihine,
Ve bir Bir'dir, özgürdür yırtıcı rüzgârın içinde
Theodore Roethke
"Karanlık, karanlık" diye başlayan son bölüm, oyunda okunan dizeler.. Dikkat edin..Tasavvufun temel felsefesidir bu.. "Bir, Bir'dir.."
Yani Tanrı içimizde.. Yani, ben Tanrı'nın bir parçasıyım..
"En el hak" diyen Hallac-ı Mansur'u hatırlayın şimdi!. En el hak.. Yani, Tanrı'nın varlığının kişinin vücudunda yüz bulması..
Roethke ne diyor..
"Zihin giriyor kendisinin içine,
Ve Tanrı zihine,
Ve bir Bir'dir, özgürdür yırtıcı rüzgârın içinde"

*

TEBESSÜM
Bugün köşeme uygun bir Tebessüm yazabilmek için internete girdim ve "Metaverse Şakaları" yazıp aradım..
İşte karşıma çıkan ilk şaka..
"Metaverse'in kendisi bir 'Mutlak Şaka'dır."

*

SEVDİĞİM LAFLAR
Gerçek dünyayı bertaraf ettiğimize göre, geriye kalana ne dememiz gerekiyor?
Görünümler dünyası mı? Kesinlikle hayır!
Çünkü hakiki dünyayla birlikte
Görünümler dünyasını da yok ettik!
Friedrich Nietzsche

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.