HINCAL ULUÇ

Gazetecilik “Fark yaratma” sanatıdır!..

"Gazetecilik, fark yaratma sanatıdır" derim hep.. Bizim zamanımızda "Muhabirlik" işiydi, meslek.. Gazeteler "Atlatma" yani sadece kendilerinde olan haberlerle fark yaratır ve büyürlerdi. O zamanın en büyük, en ünlü gazetecileri de, bugünkü gibi köşe yazarları değil, muhabirlerdi.. Mesela zamanın en büyük, en ünlü, en kazanan gazetecisi Cüneyt Arcayürek hayatı boyunca sadece "Muhabir" olarak kaldı.
Muhabirlik bitince, gazeteler haberi unuttu. Hemen her sayfaya köşeler kondu. Biz yazarlar fasulye gibi nimetten sayılır olduk. Çünkü artık farkı bizler, yani yazarlar yaratacaktık..
Ya muhabirler.. Ajanstan her gazeteye gelen resim, yazı ve başlıkları bile değiştirmeden sayfalarına koyarken, üzerine bir de imza konduranlar yüzünden, muhabirler için dikey yükselme imkanı kalmadı. Yani yazı işlerine, ya da köşelerden birine kapak atamazsa, başladığı yerde kalır oldu.. Şimdi aşağı inerken televizyonumda Cem Karaca "İşçisin sen işçi kal" diye bağırıyordu ya, Tamirci Çırağı'na.. Aynen öyle..
Bana bunları yazdıran gazetemdeki bir resimli haber.. Günaydın'ın ön kapağında göbek haberi.. Arka kapağında da manşet.. Yazarı da dikkatle izlediğim gençlerden Ömer Karahan..
Haber öbür gazetelerde de var mı, henüz bakmadım. Ama kaynak instagram olunca Ömer'in "Başkalarında da olacak" demesi gerekirdi. Böyle deyince de "Ayni haberde, ben nasıl fark yaratabilirim" diye düşünmesi..

Sanatsever sosyetik Etel Baler, evinin salonuna bir tuvalet klozeti koymuş.. Peki bu ne?. Bu da küçüğünü yapma için.. Ne alakası mı var, Etel Hanım'la?. O zaman bizahmet yazıyı okuyacaksınız.
Bana "Gazetecilik fark yaratma sanatıdır" dedirten işte bu..
Herkeste ayni ajans.. Herkeste ayni sosyal medya kaynağı..
Peki Etel Baler adlı sosyetik hanımın, instagramından canlı yayınladığı "Salonuna koyduğu klozet" haberi, herkesin önüne giderken fark nasıl yaratılacak?.
Ömer Karahan haberine, gene instagram kaynaklı iki resim eklemiş. Ön kapakta da, arkada da ayni resimler üstelik.
Yani.. Tekrar.. Bir işle iki sayfa doldurma sanatı.. Ama ikisinde de resim altı yok..
Bu gazetenin hangi haberinde, yazısında resim altı var ki?.
Oysa resim altı da sanattır. Çünkü yazıyı, hatta başlıktan fazla okutur, iyi yazılırsa..
Salondan alınan resimde duvar dibinde yan yana yerden tavana dizili iki raflık var. Raflarda da, heykeller, heykelcikler..
Klozet tam da bu raf ikilisinin ortasında ve önünde.. Sergide gibi..
İşte fark burada.. Hem de öyle bir fark yaratırsın ki, yer yerinden oynar..
Nasıl mı?.
100 sene evvel.. Yıl 1917.. Amerika'da kendilerine "Bağımsız Sanatçılar" adını veren bir gurup var. Birinci Dünya Savaşı'na sanatsal tepki olarak Avrupa'da Dadaizm'i yaratanlara paralel, onlar da New York'ta sergi açmışlar..
İşte bu serginin ortasına, üyelerinden biri, Marcel Duchamp, muhtemelen evinden bir pisuvar getiriyor ve koyuyor..
Adını da koyuyor..
"Fountain!." Yani Çeşme..
..Ve yer yerinden oynuyor.. İnsanın çişini yaptığı, hem de fabrikasyon imal edilmiş, el değmemiş bir şey, "Heykel" olur mu?.
"Modern heykel de olsa olur mu?." Modernciler bile kabul etmediler ve Marcel Duchamp, Bağımsız Sanatçılar Derneği'nden kovuldu. 2017'de sanat dünyası, Duchamp'ın Psiuvar'ının 100'üncü yılını andı.. O resimler, o tartışmalar yeniden gündem oldu..
..Ve 2020.. Etel Baler adlı sanat tutkunluğu ile ünlü hanımefendi bir müze gibi evinden canlı yayın yapıp, tam ortada duran klozeti gösterdi..
100 sene sonra bir sanatsever, Duchamp'a gönderme yapıyor..
(Bu yazıyı da aslında ben değil, Engin Ardıç yazmalıydı.. Keşke siyaset batağına az, eşsiz kültürü, görgü ve bilgisiyle böyle yazılar yazsa da bu karantina kapanmışlığında keyifle okusak..) Ömer Karahan bunları ekleseydi, herkeste olan habere, mesela..
Fark yaratmak sanatı kolay iş değil..
Zahmet gerek.. Mesela, instagrama bakıp rastgele o haberi yazacağına Etel Baler'i arasa, konuşsaydı, o sanatsever hanım, Ömer'e kesin Modern Sanatın bugün kurucularından sayılan Duchamp'tan ve onun "Çeşme"sinden söz ederdi..
Ordan Google'a girip Duchamp ve Fountain yazsa, kitap yazacak malzeme hazırda..
Ya da Ömer'de her gün gazete, dergi okumak gibi bir âdet olsaydı ki, bir magazin, kültür, sanat yazarı olarak, olmalıydı..
Duchamp'ı zaten kendi bilir, tanır ve herkesin elinde aynisi olan instagram haberine bu resmi koyar, Bayan Baler'in ilham kaynağını ve göndermesini yazıp başlığa çıkardı.
Mesela "İstanbul Sosyetesi'nde 100 yıl sonra Bayan Duchamp" manşeti, resimleri ve resim altlarıyla hem de nasıl bir fark yaratırdı.
Benim işe başladığım yıllarda zamanın en muhteşem kalemlerinden, yazarlarından Hakkı Devrim, sosyete haberlerini "Sabiha Deren" takma adı ile yazar ve okunma rekorları kırardı.
Çünkü Sabiha Deren, daha sonra bu ülkeye büyük armağan "Meydan Larousse"un genel yayın müdürü olacak genel kültüre sahipti. Onu okurken sadece dedikodu değil, neler neler öğrenirdiniz.
Ömer.. Bu yaşta ülkenin en çok satan gazetelerinden birinin, en çok bakılan ve okunan Günaydın ekinde köşe sahibi olmak ne demek, farkında mısın?.
Farkındaysan ve fark yaratırsan, fark edilirsin genç adam..
O zaman da, kim tutar seni?.

***


...VE DE SPOR SAYFAMIZ!..
Dün spor sayfamızı çevirince bile bile hayal kırıklığına uğradım.. Önce Fener olmak üzere Üç Büyükler için çıkan sayfalarımızda, hem de 4 golle kazanmış Fener için destan sayfası yapacaklarını biliyordum. Yapmışlar da..
Tepede 8 sütuna poster gibi, sarmaş dolaş Fenerli futbolcuların gol sevinci.
Altında beş parmak büyüklüğünde harflerle "DİRİLİŞ" manşeti. Sayfaya karşıdan bakın.. Sarı lacivert tablo..
Öbür başlıkları da yazayım o sayfada..
"Fenerbahçe kötü gidişe Başakşehir karşısında 'Dur' dedi, lige geri döndü"
"Son 6 maçında 4 yenilgi alan, iç sahada üst üste 3 kez kaybeden Kanarya, Başakşehir Mücadelesi'nde de ilk golü yiyen takımdı. Sangare uzatmada beraberlik golünü attı."
"İkinci yarı daha baskılı oynayan sarı lacivertliler Tisserand ile öne geçti. Ardından kırmızı kartlar geldi ve Başakşehir 9 kişi kaldı, Teknik Direktör Okan Buruk da kızaranlar arasındaydı."
"Defans iş başında"
"Fenerbahçe'ye galibiyeti getiren gollerden ikisini sağ bek Nazım ve stoper Tisserand attı."
Hepsi bu..
Dikkat buyurun, sayfadaki 6 başlığın altısını da birebir yazdım..
"Hakem"in "H"si var mı bir tekinde..
Maçı Başakşehir'den alan ve Fener'e veren hakemin..
Bu laf benim değil, spor yazarlarımızdan eski hakem, eski MHK Başkanı Ahmet Çakar'ın..
"Bir maç bir hakem tarafından alınıp bir başka takıma nasıl bahşedilir, bunu Şimşek gösterdi" diye yazmış köşesinde..
Çakar'ın "Tam bir tiyatro" başlıklı yazısını mutlak okuyun.
Erman Toroğlu.. Bu ülkede senelerdir pozisyonlar hakkında son sözü söyleyen hakem ve yorumcu..
Onun yazısını da mutlak okuyun. Bir hakemin bir maçı nasıl katlettiğini nasıl sert, nasıl açık, nasıl mertçe yazmış..
Okuyun.
..Ve de Fenerli, ama, kalemi eline alınca "Tarafsız" Fenerli, oyunu en iyi izleyen ve yorumlayanların başında gelen Ömer Üründül'ün "Hakemliği bitirilmeli" başlıklı yazısını okuyun..
Bu gazetenin en okunan, en kıdemli, en eski üç futbol yorumcusu, hakemin maçı katlettiğini, Başakşehir'den alıp Fener'e verdiğini, Serdar Tatlı'nın hakemleriyle ligi dizayn ettiğini, yani "Fener"i şampiyon yapacaklarını söylüyor, ama Murat Özbostan Müdürümün sayfasında, Volkan Demir imzalı maç yazısının tümü dahil, hakemin adı bile geçmiyor..
Doldurmuşlar Fenerli futbolculara 7'ler, 8'ler.. Bitirmişler sayfayı..
Şimdi sana soruyorum Özbostan Müdürüm. Yanıtı bana değil, vicdanına ver.. Bana verirsen, harfine dokunmaz bu köşede yayınlarım, o da ayrı da.. Vermezsin, veremezsin.
Tersi olsaydı, Murat.. Fener 1-0 galipken, Bahattin Şimşek, Rıdvan Dilmen'in daha devre arasında NTV'de söylediği gibi 12'nci dakikada Başakşehirli Martin Skrtel'i oyundan atmasa.. Sonra ikinci yarıda Fenerli Nazım Sangare'ye rakibe temas dahi etmediği, faulü takım arkadaşı Serdar Aziz yaptığı halde, önce çelmeden sarı, sonra itirazdan ikinci sarı kırmızıyla, ardından Başakşehirlinin yaptığı sert faule "Neden faul yok" diyen, daha evvel sarı kartlı Mert Hakan Yandaş'ı, ardından bunca katliama itiraz eden Fener Hocası Erol Bulut'u da oyundan atsa ve sonunda Başakşehir maçı 4-1 kazansaydı, o sayfayı gene öyle mi sayfa yapardın ha?.
Gene "Hakemin H'si geçmez, gene Başakşehir destanı sayfası mı yapardın?." Yoksa "Fener'in nasıl katliama uğradığını anlatan ve hakemin hayatını bitiren bir dehşet sayfası mı?
Sakın ha bana "Senin dediğin gibi olsa, Çakar'ın, Toroğlu'nun, Üründül'ün yazılarını da koymazdım" deme..
İşte o senin elinde ve yetkinde değil..
O yazıları koymaya mecbursun.. O üç kalem, o spor sayfasının okunur olmasının baş sebebi çünkü.. Herkes biliyor.. Bu gazetede köşe yazarlarının özgürlüğünü de herkes biliyor..
Sen şimdi "Bileğimizin hakkı ile kazandık" başlığı ile haberini yaptığın Ali Koç'a git ve de ki..
"O üçüne benim hükmüm geçmez başkan!."

*

O sayfayı ben yapsam, manşetim "Fener hakemini buldu. Bahattin Şimşek" olurdu ve maç yazımız da, baştan sona o "H"nin (Hakem demeye dilim varmıyor) işlediği cinayeti anlatmak olurdu.
Ali Koç haklı.. Federasyon ve MHK tarafından dizayn edilen Lig'de Fener Şampiyon olacak. Sadece Bahattin Şimşek yetmez tabii. Ama senin sayfana bakan hakemler gerzek değil, Murat!..
Hele bu pandemi nedeniyle hemen her yer kapalıyken, bakan maaşından fazla geliri olan hangi hakem, düdüğünü kaybetmek ister..
Onlar, cin gibi bu medyaya göre hakemlik yaparlarsa, bu federasyon ve bu MHK'dan görev alabileceklerini biliyorlar.
İlan edin Fener'i şampiyon.. Bitirin ligi..
Verin Türk çocuklarını Şenol Hoca'ya.. Marta kadar rahat rahat hazırlasın Milli Takım'ı, Dünya Kupası elemelerine de, hiç olmazsa bir katkısı olsun bu göstermelik Nihat Özdemir Federasyonunun da..

***


Tebessüm
Bugün Tebessüm Sevgili Utku Gürtunca'nın yıllar önce bana yolladığı "Dilimin Ucu" dosyasından.. Son kalanlardan biri..
Eğri oturup
Doğru konuşmaya
Niyetliyseniz
Konuşacağınız
Tek konu bel ağrısıdır,
Söyliyim.

Sevdiğim Laflar
Çalınan her kapı hemen açılsaydı, ümidin, sabrın ve arzunun derecesi anlaşılmazdı."
Mevlana

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.