HINCAL ULUÇ

Bu hakemler ve bu medya ile “Futbol” zor!.

Başlığım hatta iyimser.. "Mümkün değil" demem lazımdı.
Pazar akşamı fevkalade neşeli bir maç izledik..
Şenol Hoca, sahaya çok iyi bir takım çıkarmıştı nihayet.. Genç.. Dinamik.. "Gol yememeye değil, atmaya yönelik" futbol oynayan bir takım. Üstelik haftalardır yenilmeyen Antalya'ya karşı deplasmanda..
Bülent Korkmaz zaten hep o kafada..
Nasıl hızlı bir maç. Topu takip etmek zor.. Güzel maçta 8 tane de gol izledik.. Daha ne olsun?.
Ama ne yazık ki, kazın ayağı öyle değil..
Maçın 2 kırılma noktası vardı.. Hiç bir gazetede tek satır geçilmeyen iki kırılma noktası.. Öyle ki en usta hakem ve hakem hocası kalemler bile değinmediler. Pazartesi öğleden sonra tüm gazeteleri satır satır okurken, mesleğim adına da utandım.
Biz "Dördüncü güç" medyayız öyle mi?. Yasama, Yürütme ve Yargı'yı denetleyecek, eksik, yanlışlarını düzelteceğiz öyle mi?.
Güldürmeyin beni!.
Şimdi anlatıyorum..
Hakem yazarlar, o maça eleştiri yazan usta kalemler okuyun da biriniz cevap verin, verebilirseniz.
***
Dakika 84.. Antalya kalecisi Boffin bloke ettiği topu oyuna sokmak isterken, Lens önünü kesiyor, vurdurmuyor. Bülent Yıldırım düdük çalıyor. Çift vuruş veriyor ve Lens'e "Oyunu geciktiren" sportmenlik dışı hareketinden sarı kart gösteriyor.
Bunu niye yazdım.. Bülent Yıldırım'ın kuralı bildiğini ve uyguladığını belgelemek için.
Şimdi dönüyoruz, dakika 24.. Maç henüz 0-0!. Beşiktaş korner kazanıyor. Stoper Vida kafa vurmaya gidiyor. Atışı, Boffin havada yakalıyor. Beşiktaş defansı da önde ya.. Topu hemen oyuna sokup çok tehlikeli bir kontratak başlatacak. Vida'nın geriye yetişmesine imkan yok. Çirkince çözüyor. Boffin'in degaj yapmasını engelliyor. Yere yıkıyor. Yıldırım düdük çalıp faulü veriyor.. Peki sarı kart?.
O yok.. Neden?.
Çünkü Vida'nın altıncı dakikada gördüğü bir sarı kart var zaten. Bu ikinci ve kırmızı.. Yıldırım'ın yüreği yetmiyor o sarıyı çıkarmaya..
24'te ve 0-0 iken hem de Vida atılsa ve Beşiktaş 10 kişi kalsa o maçın sonucu ne olur, bir düşünün?.
Dakika 35.. Boffin bomboş gelen Gökhan'ın ayaklarına plonjon yapıyor. Yıldırım'a göre nizami.. Ama VAR hakemi uyarıp "Gel bak" diyor. Birlikte bakıyoruz. Penaltı.. Yıldırım doğru kararı veriyor. Söz yok..
Peki, şimdi dakika 67.. Durum 3-1.. Antalya fena halde bastırıyor. Bu defa Doukara'yı, Beşiktaşlı futbolcu 18 içinde adeta boğuşarak indiriyor. Yıldırım "Devam" diyor ve bu defa, VAR Hakemi Mete Kalkavan da "Gel bak" uyarısı yapmıyor nedense(!).
Dönen top, Beşiktaş kontratağı ve gol.. 2- 3 olacak maç 1-4'e dönüyor.
Bu da ikinci kırılma noktası..
***

Şimdi soruyorum. Tam tersi olsa ve sonunda Antalya 6-2 kazansaydı, bu Fikret Orman ve bu medya yeri yerinden oynatmaz mıydı?.
Antalya'nın günahı ne?.
Günahı ne, Bülent Yıldırım?.
Günahı ne Mete Kalkavan?.
Günahı ne, iş büyüklere gelince gözleri görmez, kalemleri yazmaz olan meslektaşlarım?.
Şu iki pozisyonu, bir, tek bir kişinin tartışma gereği bile duymaması normal mi, onlarca yüzlerce gazeteci?. Normal mi ha?.
Yazın da "Hakemin kararı doğruydu" deyin be!.
Şimdi bu hakemler ve bu medya ile bu lig adam gibi biter mi?.
Şampiyon belli gibi.. Ama ya Avrupa'ya, ya alt kümeye gidecekler?.
Bu adalet (!)ten mi çıkacak puan cetveli?. Yoksa zaten karar verildi de, biz boşuna mı heyecanlanıyoruz?.

Haftanın Sahtekarı.. Josue!.

Bu haftanın sahtekarı Akhisarspor'un çok yetenekli ve yıllardan beri izlemekten zevk aldığım futbolcusu Josue!.
Yani Mossoro'yu oyundan attırmak için yaptığı utanç verici ayıba inanamadım ve de dayanamadım.
Mossoro 22'inci dakikada sarı kart görmüş. Maç 0-0 devam ediyor. Josue topla giderken Mossoro önündeydi. Bırakın faul yapmayı, dokunmadı bile ve Josue kendini bir yere fırlattı, denize dalar gibi ve ayağını sanki balta yemiş gibi tutarak, acı ile kıvranarak.
Yuttursa, Mossoro daha o dakika atılacak. Hüseyin Göçek oyunu yakından izliyor. Aldırmadı bile.. Oysa aldırmalı ve Josue'ye "Hakemi aldatmaya teşebbüs"ten kart göstermeliydi. Ya yuttursa ne olacak?. Ya Başakşehir 10 kişi kalsa?. Ya 3 puan kaybetse, fark iyice azalsa?.
Üstelik kart göstermeden "Devam" deyince "İktidar Başakşehir'i şampiyon yapacak" komplo teoricilerine de gün doğdu.. "Bak, ikinci sarıyı göstermedi. Çünkü tezgah var!."
Acıdır, hakemlerimiz, bu çok kötü niyetli, sportmenliğe sığmayan ve meslektaşının ekmeği ile oynayan hareketlere hep seyirci kalıyorlar. Bu yüzden hemen herkes aldatmaya teşebbüs ediyor. Yutturursan yaşadın. Yutturamazsan cezası yok.. O zaman sahtekarlığa aynen devam.
Teşvik eden de, Türkiye Futbol Federasyonu.. Bu rezillik, lig başından beri sürüyor ama ne Yıldırım Demirören'in umurunda, ne de Yusuf Namoğlu'nun..
"Hakemi aldatma teşebbüsleri" acilen "VAR"a alınmalı.. Gerçi VAR hakemlerini de görüyoruz ama, futbolcu korkar, en azından..
"VAR'da görürlerse, cezayı yerim" der de çekinir belki..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.