Haftanın Sahtekârı!.

Çoktandır göze batan, "Ayıp" diyebileceğim "Sahtekar" göremediğim için (Ne güzel) bu köşeyi açamamıştım.
Bu hafta ikisi utandırdı beni gene..
1- Rodrigues.. Sahaya oynamak değil, kendini yere atmak için çıkmış. O maçı nasıl sarı, ardından kırmızı görmeden bitirdi hayret.
Yanından birinin rüzgarı geçse attı kendini yere..
Yahu faul yapılsa bile diren. Düşme.. Hızlı adamsın..
Devam et.. Gol için çırpın. Bu sahtekar, hakemi kandırmak ve rakibi attırmak için çırpındı.
Hayır.. Medyamız, FİFA'nın yeni yorumun farkında bile değil.. "Tutup bırakmak" artık kusurlu hareket değil. Israrla tutup çekmenin cezası var sadece.
Maçın hakemi, rakibin elini sırtında hisseder etmez kendini yere bırakan sahtekarı yemedi. VAR hakemi Hüseyin Göçek de yemedi. İkisine de alkış.. Ama maç boyu bin defa kendini yere atan Rodrigues'e kart niye çıkmadı?.
2- Yasin!. Yahu sevdiğim, desteklediğim bir adamsın. Peki sen kendini niye desteklemiyor, meslektaşını, seninle ayni işten para yiyen birini attırmak için çırpınıyorsun. İşte hakeme yutturdun. Rakibin sarı gördü.. Hidayete mi erdin, kına mı yaktın?..
Atma kendini yere Yasin.. Ayakta kalmak, devam etmek için diren.. Çırpın.. Boş vakitlerinde eloğlunu mesela İngiliz liglerini izle.. Gör adam nasıl sendeleyerek üç adım atıyor, ayakta kalıyor, toparlıyor ve golü kazandırıyor gör.. Futbolculuk, ayakta kalmaktır Yasin.. Biri yellense kendini yere atıp hakeme bakmak değil..
"Seni Galatasaray'dan gönderenler iyi etmiş" dedirtme bana.. Göztepe'ye layık olmaya bak.
Hem futbolun, hem onurunla layık ol, Adnan Süvari'nin takımına!.

***

UTANÇ FUTBOLU!.

Ben Galatasaraylıyım, biliyorsunuz..
Galatasaray oynadığı berbat futbola rağmen Erzurum'u güç bela yenip maç fazlasıyla lider oldu..
Pazartesi akşamı Başakşehir kendi sahasında Malatyaspor'la oynuyor.. Puan kaybederse, Galatasaray lider kalacak..
Maçın son dakikaları oynanıyor ve ben ekran önünde Başakşehir gol atsın diye çırpınıyorum..
Şaşırdınız değil mi?.
Ama ben buyum.. Benim amacım, önce "Spor" seyretmek. Onun keyfini, heyecanını yaşamak.. Puana değil, futbola alkış tutarım ben. Skora değil, spora bakarım.
Malatya'ya Erol Bulut öyle bir utanç futbolu oynatıyor ki, nefret ettim. Futbol oynama niyeti sıfır.
Oynatmama gayesi bin!.
Türkiye'nin adı "Süper" olan liginin marka değerinin sıfırlanması bundan işte..
Takıma değil, kendine top oynatan bencil ve korkak hocalar. Berabere kaldın mı kelleyi kurtarırsın.
Malatya gittiği her akında rakip savunmayı dağıttı, panikletti. Ama Erol efendi çekti de çekti. Yahu Allahın adamı!. Kendi yarı sahanın da yarısına çekilir, topu durmadan taca, yani rakibe atarsan, bu müthiş baskıyı kendin yaratırsan, Adebayor, Mossoro, Visca başta bol şut atan adamlara sahip Başakşehir eninde sonunda gol atmaz mı?. Attı zaten.. Son saniyede ikinciyi de atıyordu. Şans kurtardı, Erol Bulut'ın takımı değil..
O takıma, o puan haram olsun. Bu kafa ile oynayanların hepsine haram olsun. Olacak zaten. Lig reytingleri düşecek. Bu rezil görüntülere 400 milyon dolar verecek gerzek yayın kuruluşu kalmayacak. O zaman, o hocaların, o futbolcuların hem de vergi cenneti ülkemde milyonlarla euro kazanma şansları da kalmayacak..
Kesin bindiğiniz dalı.. Kesin!.

Başakşehir maçı kurtarmak için çırpınırken, bu ülkenin şu anda aktif en pahalı ve en değerli futbolcusu Arda'yı gördüm tribünde. Geçen yıl aptalca sebep olduğu olay sonucu aldığı (Aslında hak ettiği) ceza yüzünden yedinci hafta hala mevsimi açamadığı için sahada, arkadaşlarının yanında değildi.
Ders aldın mı Arda!.
Sana Başakşehir'den önce Türk futbolunun ihtiyacı var.
Dön.. Ama artık "Adam gibi" dön, ne olur!.

***

KİMDİR BU UMAR AMİNU!.

Spor sayfalarında palavra doldurma haber ve fikir yazılarından başka şey yok. Açın el oğlunun gazetelerini..
Seyrettiklerini nasıl okumaya bayıldığınız yazılara döndürüyorlar.
İşte örnek!.
Rize-Fener maçında Fener savunmasını tek başına yıkan bir adam vardı Umar Aminu.. Sağ kanatta dağıttı. Sola geldi dağıttı. Santrfora döndü, dağıttı. Adamda hız var.. Müthiş çalım atma yeteneği var. Harika kafa zamanlaması ve hakimiyeti var.. Topu pas ve şut olarak olağanüstü kullanıyor. Sahanın her yerine de koşuyor. Top çıkarıyor. Çıkardığı topla başlayan akında şutu da o atıyor.
Yılmıyor, yıldırıyor.
Bu adamı yazan tek ama tek kalem var mı, onlarca, yüzlerce spor sayfasında..
Ayrı başlık açmaktan geçtim. Maç yazısında, maç eleştirisinde adını okudunuz mu?.
Yayıncı Kuruluş denen palavra, Fener- Rize maçından bir "Umar Aminu" klibi yapmayı akıl etti mi, saatlerce palavra konuşarak zaman doldururken.
Ben merak ettim.. Sadece merak ettim.. Beş, topu topu beş dakikada da buldum.
Bu Umar Aminu 23 yaşında.. Yani 35 yaşında adamlara tonla para ödeyen büyük kulüplerin hiçbiri bu 23 yaşındaki "Yıldız"ın farkında değil..
Kim farkında olmuş peki?.
2013'te, Türkiye'de 20 Yaş Altı Dünya Şampiyonası vardı ya hani. Umar, 1995 doğumlu Umar, Nijerya takımında oynuyormuş o zaman..
Burnumuzun dibinde geleceğin yıldızlarını hangi hoca takip etti, ettirdi acaba?.
Samsunspor Hocası Hüseyin Kalpar izlemiş işte.. Umar'ı görmüş ve üç kuruşa, Samsunspor'a almış.
Ordan Osmanlıspor kapmış.. Melih Gökçek bitirmiş işi. Samsunspor maaşını ödemeyi iki gün geciktirdi diye, sözleşmesini feshettirmiş, bedavaya almış. Melih gidip Osmanlı küme düşünce de, Rize kapmış Umar'ı.. Bizim büyüklerin hala haberi yok!.
Nasıl?.
İlginç spor hikayesi değil mi?.
Peki bunu niye bunca spor muhabiri, yazarı görmüyor, yazmıyor da "Geberemedi bu moruk" denen Hıncal, beş dakikada yakalıyor?.
Bendeki fark ne?.
"Merak" dostlar, merak..
Gazeteci olmanın birinci şartıdır, Merak!.
Sen merak edeceksin ki, milletin neyi merak edeceğini bilesin.