HINCAL ULUÇ

Tebessüm

Şehirli, tarlasında çalışan köylüye sordu..
"- 4.45 trenine yetişmem lazım.. Arazinizden geçebilir miyim?."
"- Tabii geçebilirsiniz. Yol üstünde benim boğama rastlarsanız, 4.15 trenine bile yetişirsiniz!."
-----------------------------------------------
Yeni bir reklam yönetmeliği şart, RTÜK!
2 binli yılların başlarında, en başta kendi kanalımız atv, tüm büyük kanalları, "Halkı eşek yerine koymakla" suçluyor ve bu rezilliklere göz yuman Radyo Televizyon Yüksek Kurulu'nu, yani RTÜK'ü yerden yere vuruyordum. Gene atv'yi örnekleyip zehir zemberek bir yazı yazmıştım ki, saat ona doğru odamın kapısı açıldı ve o zamanki patronumuz Turgay Ciner içeri girdi. Merakla kafamı kaldırıp baktım..
Aynen şöyle dedi patron..
"Bu RTÜK kampanyanı daha da arttırarak sürdür, Hıncal. Dilerim sonuç alırsın ve tüm kanallar, seyircilerine saygıyı ve kurallara uymayı öğrenirler.. Şu anda sadece biz atv olarak kurallara uyarsak, kendi kendimize bir haksız rekabet yaratırız. Başarırsan, RTÜK adam gibi bir yönetmelik yapar. O zaman hepimiz uyarız. Bu rezillik de biter" dedi.
Ben de yazmayı sürdürdüm. Yani, mesela son günlerde Kanal D ve Ahmet Hakan'ı, aSpor ve Serkan Korkmaz'ı örnek göstererek, yıllardan beri süren "Halkı eşek yerine koyma sistemi"nin nasıl devam ettiğini anlattım..
Yıllardır nerdeyse tek başıma sürdürdüğüm ve tek bir köşe yazarından destek almadığım bu kampanyada bir adım mesafe alamadığımın da itirafıydı bu..
Çünkü bu rezil uygulama sayesinde kazanılan milyarla reklam parasının yüzde 5'i RTÜK'e gidiyordu. Onlar da hallerinden memnunlardı..
O yıllarda dozu iyice yüksek yazılarıma bir zavallı RTÜK'çü, "Hıncal Bey, biz çok tutarlı bir reklam yönetmeliği yaptık ama kanallar açığını buluyorlar" diye aptalca bir yanıt vermişti. Hepsi o..
Bakar mısınız?. Yönetmelik doğruymuş ama, kötü niyetli kanallar açıklarını buluyormuş..
O zaman açık bırakmayan, net, kesin bir yönetmelik yapsana.
"60 dakika içine her biri en fazla 6 dakikalık 2 reklam kuşağı konur. Yayın reklamla kesildiği andan 6 dakika sonra, kaldığı yerden devam eder.
Gene her 60 dakika içine, her biri en fazla 1.5 dakikalık iki tanıtım bandı konur. Yayın tanıtım için kesildiğinde, 1.5 dakika sonra kaldığı yerden devam eder. Böylece 1 saat içinde yayın 2 reklam, 2 tanıtım arası ile en fazla 4 defa kesilebilir."
Kuralı böyle koy da açığını bulsunlar bakalım.
Uymayana, ağır para, tekrarında yayını durdurma cezası ver de, Ahmet Hakan gibi bir adam hem de tam bir saat süren arasız Ana Haber'den sonra (18.45- 19.45) "Kısa bir ara" desin, yayın tam 15 dakika kesilsin.. Dönüşte "Az sonra" başlayacak dizinin reklamını yapsın ve sanki devam edecek havası verdiği Ana(!) Haberleri kapasın.. Sonra tekrar araya giren reklam ve tanıtımlar yüzünden "Az sonra" denen dizi, yarım saat sonra, 20.30'da başlasın..
RTÜK öyle bir yönetmelik yapmış ki, bu rezillik çıkabiliyor.. Ya da yönetmelik sağlam da, RTÜK, halkı eşek yerine koyan bu uygulamaya ceza vermiyor, veya veremiyor.. Hatta, yüzde 5'ler yüzünden halkın eşek yerine konmasından mutlular aslında.
Hep bildiğiniz bu konuları bugün belki yüzüncü defa niye yazdım..
Geçen hafta "RTÜK'te umutlu gelişmeler var" dedim ya..
Bana gerçekten umut veren, yaptırım gücü olan bir yeni üye gelmişti ya Kurula..
Ebubekir Şahin!.
Bay Şahin'e, siz okurların önünde durumu bir daha özetledim, bugün..
Milyonlarca TV seyircisinin her gün, hem de başta kamu televizyonu, yani o halkının vergileri ile beslenen TRT olmak üzere, tüm kanallar tarafından eşek yerine konmasının önüne geçecek bir yönetmelik hazırlanması işini başlatabilir, Bay Şahin..
Umudum o!.
Amerika'da nasıl oluyor?. Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere'de halk eşek yerine konuyor, konabiliyor mu?. "Biz mi ulus olarak eşek yerine konmaya uygunuz" diye aşağılık kompleksi gelecek millete!.
Bay Şahin, uygar ülkeler yönetmeliklerini ve uygulamalarını kolayca buldurabilir, tercüme ettirebilir. Kamuoyu oluşturmak için, medyanın köşe ve Tv yazarlarına dağıtabilir ve Türkiye için görüşlerini isteyebilir.
Yapmak isteyene, yapacak çok..
Ben bu defa "Böyle gelmiş, böyle gider" denmeyeceğinden umutluyum..
Bu umutla ilk adımları hemen bekliyorum.
RTÜK bizi yıllarca uyuttu.
Bu defa uyutmasın.
Bu defa umutlarım boşa çıkmasın!.
-----------------------------------------------
Turkish Do&Co ne oluyor, Başbakanım!
"Sevgili Dost,
Türk yemek lezzetini tüm dünyaya THY ile birlikte tanıtan, THY'nin dünya markası olmasında büyük payı bulunan kişidir, Uluslararası Do&Co'yu Viyana'da kuran Atilla Doğudan. Ona Kırmızı pasaport ve Türkiye Tanıtım Elçisi ünvanı verilmesi gerekirken ilişkinin sonlandırılmasına çok üzüldüm. Do&Co firmasını ve Atilla Doğudan'ı THY ile tanıştıran ve birleştiren kişi olmanın meslek hayatımın en onurlu sayfalarının başında geldiği inancı ile konu üzerine inatla ve dirençle gitmeni hararetle destekliyorum...
Uçal Dalgıç"
Bana gelen mektubun sahibi Uçal, THY tarihinin en başarılı yöneticilerinden biridir. Her uçakta elinize aldığınız süper dergiyi yıllar önce THY Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanıyken başlatan o.. Dünyanın dört bir kentinde THY Müdürlüğü yaparak, hızlı gelişmeye büyük katkılar veren de o. En son Viyana'dayken emekli oldu ve oraya yerleşti.
Vatanı ve çok sevdiği THY ile ilişkisini kesmedi. Viyana'da kurulan ve hızla gelişen Uluslararası İkram Firması Do&Co'yu THY ile tanıştırdı. Bu tanışmadan Turkish Do&Co doğdu. Yüzde 50 THY, yüzde 50 Do&Co ortaktılar.
THY'nin önce Avrupa, sonra Dünya liderleri arasına girmesinde zamanın Temel Kotil yönetiminin "Büyük Vizyonu" ve ona paralel büyük tanıtım planları kadar, emsalsiz ve Türk mutfağını uluslararası tada uyumlu olarak hazırladığı ikramlarla Turkish Do&Co da önemli rol oynadı.
THY ikramları müthiş övgüler ve ödüller aldı.
Sonra Kotil ayrıldı. Yeni yönetimle hız sanki yavaşlar gibi oldu. Derken, aklımın almadığı gelişme duyuldu.
Dünya çapında bir muhteşem İstanbul Projesi, 3. Hava Alanı tamamlanmak üzereyken, THY taşınma sonrası ortağı olduğu Turkish Do&Co'yu bırakıp, yüzde 100'ü Singapur'a ait bir yabancı şirketle ikram anlaşması yapacaktı.
Turkish Do&Co, Türk lezzetli ve Türk ortaklı, hızla gelişen ve Dünya Markası olma yolunda ilerlerken, hem de Türkiye, hem de THY yolunu kesiyordu. Olacak şey değildi.
Havsalamın almadığı şeyi yazdım ve uzun süre Ulaştırma Bakanlığı yaptığı için konuyu iyi bilen Başbakan Binali Yıldırım'dan soruna el koymasını diledim. Bugüne dek ses çıkmadı. Ne Başbakan, ne Ulaştırma Bakanı, ne de THY'den..
Ama ben başka şeyler öğrendim.
Merkezini 3. Hava Alanına taşırken, THY, Do&Co'dan 100 milyon dolar istemişti. Ne parası bilmem.. Halk arasında böyle isteklere "Hava parası" denir, onu bilirim.
Atilla Doğudan "Turkish Do&Co bu parayı on yılda kazanmadı" dedi. Ama THY, geri tek adım atmayınca "Peki" demek zorunda kaldı. Dünya Markası olma yolundaki Turkish Do&Co'nun yolunu kesmemek için.. Ama daha büyük bir sürprizle karşılaştı.
"Hayır.. Bu parayı oraya taşınacak şirket Turkish Do&Co değil, Viyana'daki Uluslararası Do&Co ödeyecek."
İşte bunu anlamanın imkânı yoktu. THY açıkça kendisinin de yarı yarıya ortak olduğunu Turkish Do&CO'ya "Seni istemiyoruz" diyemiyor, imkânsız taleplerle onu kovmaya uğraşıyordu. Türk olan gidecek. Singapurlu gelecekti.
Başbakan Yıldırım bunları işte bunları araştırma, soruşturma emri vermeli..
Bir an evvel vermeli.
-----------------------------------------------
Sevdiğim Laflar
"Başkalarını bilen kimse bilgili, kendini bilen kimse akıllıdır."
Lao Tzu
-----------------------------------------------
Teşekkürler Ali!
Ali Eyüboğlu (Bu defa b ile yazdım bak.) kardeşimin Los Angeles'tan yazdığı "Ayla'yı Oscar Jürisi izledi" yazısını abartılı bulmuş "Bu jüri 6 bin küsur kişi, kaçı izledi" demiştim. Ali nasıl şeker gibi bir cevap yazdı. Böyle dostlarla sabaha kadar tartışırım. Ayni fikirde birleştik..
"Oscar'a yolladığımız bütün filmleri, devlet eli ve bütçesi ile desteklemez, orda büyük PR atakları yapmazsak, başarı hayal olur." Bu arada, Can Ataklı kardeşime de sitem etmiştim. Ancak Turizm Merkezi olduktan sonra gidip gördüğü Alaçatı için yazdığı özünde çok çirkin yazıya hafif sitem ederek.
Cevap vermiş. Efendim onun yaptığı metaformuş da, ben artık yandaş gazetede yazdığım için iktidar yalakalığı yapıyormuşum da..
Allahtan ikimiz de yıllardır yazıyoruz. Okur ikimizi de öyle tanır ki, bu çirkin saldırıya yanıt vermem gereksiz.
Allah rızası için internette bulun ikimizin yazılarını da okuyup siz karar verin..
Can'ı yazıları ile baş başa bırakıyorum. Benim köşemde artık adı geçmez, merak etmesin.
-----------------------------------------------
TRT'de Cumhuriyet Bayramı.. Alkış!
Pazar öğleye doğru, Baltalimanı'ndan, sahil yolu ile Barbaros Bulvarı'na, oradan Nispetiye Caddesi'yle Etiler'e.. Nasıl bir hayal kırıklığı.. Beşiktaş, ki Belediyesi Cumhuriyeti kuran parti, CHP'ye aittir, Cumhuriyet'i yaşamıyor.. Bir seçim olsa binlerce bayrak, yolu tepeden geçen bez pankartlardan gökyüzünü göremezsiniz, sahil yolunda Cumhuriyet'in izi yok, iyi mi?.
Köprü'ye minnacık iki bayrak sallanmış. Yuh!. Beşiktaş Meydanı üst geçidinde boydan boya yazı.. "Türkiye İhracaat Haftası 1-3 Kasım.." Yani millet Cumhuriyet Bayramı değil, üç gün sürecek İhracat Haftası (Nasıl oluyorsa) var, onunla ilgilensin.
Barbaros Bulvarı'nda üç apartmana, bayrak, Atatürk portreleri asılmış ama yanlarında onlardan büyük Beşiktaş Belediyesi afişi sallanıyor. Göstermelik. Nispetiye de Cumhuriyet Bayramını yaşamıyor..
4 Temmuz'da Amerika'da, 14 Temmuz'da Fransa'da yaşadım. Bir ülke kuruluş, kurtuluş gününü nasıl yaşar iyi bilirim. Her adımda görürsünüz bayramın coşkusunu.. Sokaklar, caddeler, evvel ülkenin milli renklerine boyanır. Balonlar, bayraklar, pankartlar.. Zafer takları.. Mavi, kırmızı beyazdır evlerin içi, dışı.. Tüm kentte başka renk görünmez... Ve gün boyu ana caddelerde gösteriler.. Kent liselerinin boru trampet takımları başta..
Nasıl içim kararmış döndüm eve.. Ve.. Ve moralimi TRT yükseltti.
Önce TRT1.. "Ankara'da Yürüyüş" diye geçti gazetelerde tek satır.. "Eski Hipodrom, yeni Atatürk Kültür Merkezi'ndeki geçit töreni bu yıl yok" haberleri arasında..
"Yahu bu geçit resmi nasıl iptal edilir" diye kahrolurken, TRT'nin canlı yayını sayesinde öğrendim ki, geçit iptal edilmemiş, tam tersine katılımı arttırmak ve kolaylaştırmak için kentin içine alınmış. Yeni Meclis- İlk Meclis arası, Atatürk Bulvarı, boydan boya..
Resmi, sivil Cumhuriyetin gerçek, temsili tüm unsurları geçiyor.. Gençler, öğrencilerden eski Muhariplere, her yaş yolda.. Rengarenk guruplar.. Çeşit çeşit bandolar eşliğinde yürüyorlar. Bitsin istemedim gururla izlerken. TRT yayında harikaydı ama, sunumda zayıf aldı. Laflarını kimsenin dinlemediği bir ahkâmcı görüntüdeki coşkuyu öldürüyor adeta. Ruhsuz da bir spiker. Lafı durmadan ona atıyor. Yahu görüntüyü anlatsana.. Canlı yayın böyle mi sunulur?. Kim geçenler?. O an nerdeler? Yolları, pencereleri dolduranlar.. Öyle bir sesle söyleyeceksin ki, yaşatacaksın.. Arada susup, geçen Bando ve Trampet Takımlarını dinleteceksin..O lafı dinlenmeyen ahkâmcının yerine ara ara Cumhuriyet ve coşku şiirleri okuyacak, Devlet Tiyatrosunun devleri.. Sunum öyle olur.
Bitti, TRT Müziğe geçtim. Adı 30 Dakika. Haftalık alışılmış isim. Laf ola açtım ki, harika bir Cumhuriyet seçkisi yapmışlar. Yahu adını "30 Dakika/ Cumhuriyet Şarkıları" koysana bari..
Başta Atatürk'ün en sevdiği Trakya Türküleri arka arkaya.. Hele de "Manastır'ın Ortasında.." Ardından Müzeyyen Senar.. Vardar Ovası.. ve Feraye, diz vuran zeybekle.. Atatürk'ün Bursa'da frakla diz vurduğu Harmandalı.. Ve Atamın en sevdiği Türkü.. Safiye Ayla söylüyor.. Yanık Ömer!..
Göz yaşları içinde izledim.. Gece sekizde "Cumhuriyet Özel Programı!." İyi ki kaydetmişim.. Her gün dinliyorum.. Harika orkestra.. Harika koro ve harika şarkı ve türküler..
"Cumhuriyet'i bir tek TRT Müzik yaşadı" diyebilirim. Ne yazık ki, onlar da duyuramadılar. TRT Genel Müdürlüğü, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünde bu milletin vergisi ile kim maaş alıyorsa, hepsine "Haram olsun!."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.