HASAN BASRİ YALÇIN

Diplomatik normalleşme

Önce Birleşik Arap Emirlikleri'nden Türkiye'ye üst düzey bir ziyaret gerçekleşti. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar'a gitti. Her iki ülkeyle de çok sayıda anlaşma yapıldı.
BAE ile yapılan anlaşmaların birçoğu ekonomiye odaklıyken Katar'la yapılan anlaşmalar kültür, enerji ve çevre alanlarına kadar yayıldı. Katar'la ilgili zaten alışkın olmadığımız bir durum söz konusu değil. Yeni anlaşmaların bu kadar farklı alanlara kadar nüfuz etmesi, ilişkilerin ne kadar derinleştiğinin göstergesi.
Ama BAE için durum farklı. Son on senedir Türkiye ile BAE'nin arası oldukça gergindi. Sanırım o gerginliklerin artık üzeri örtülüyor. Ve muhtemelen Türkiye'nin hem Körfez siyaseti hem de genelde Ortadoğu siyaseti yeni bir döneme girecek.
Suudi Arabistan ve belki arkasından Mısır'la bile yeni uzlaşı alanları üretilebilir. Zaten BAE örneğinde gördük. Bu tür diplomatik müzakereler için zemin çok öncesinden hazırlanmaya başlamış. Yani değişim tek günde gerçekleşmedi ve sadece ekonomiyle de alakalı değil.
Çok basit bir şekilde ifade edecek olursak, bölgede şartlar değişti ve ülkeler de bu yeni şartlara uyum sağlamaya çalışıyor. Gerginlikleri doğuran sebepler ortadan kalktıkça ilişkilerdeki normalleşme de kaçınılmaz olarak gelir.
Bölgedeki birçok gerginliğin doğmasına neden olan iki olaydan bahsedilebilir. Biri Arap Baharı'ydı, ikincisi "Yüzyılın Anlaşması" olarak tarif edilen zırva projeydi. Görünen o ki, Amerika'nın çekilmesiyle ikisi de son buldu.
Arap Baharı sürecinde Türkiye ve Katar bir tarafa BAE ve Suudi Arabistan diğer tarafa savrulmuştu. Körfez monarşileri bölgede yaşanacak demokratikleşmeyi baştan itibaren reddettiler ve statükoyu sürdürmek için ellerinden geleni yaptılar. Yaklaşık 10 yıl sonra görüyoruz ki, artık bu bölge ülkelerini gerecek bir sorun olmaktan çıkmış.
Ama Arap Baharı çöker çökmez bu sefer de BAE ve Suudi Arabistan oldukça agresif bir siyaset gündemine geçiş yapmıştı. Trump'ın "Yüzyıllık Anlaşma" hikâyesinin peşine takıldılar. Neyse ki, Trump gidince, o da son buldu.
Bölgedeki dış güç etkisi azaldıkça bölge ülkeleri bölgenin kendi gerçekliğine daha fazla uyum göstermek zorunda. Bu durum Türkiye'nin ekonomik politikaları için önemli bir fırsat. Ekonomik büyümeyi hedefleyen Türkiye için Körfez ülkeleri çok uygun bir pazar.
Bakmayın piyasadaki yalan yanlış anlatılara. Türkiye'nin maalesef bu ülkelerle ticari ilişkileri normalin çok altında. Katar'la toplam ticaret hacmimiz 1.5 milyar dolar civarında. BAE ile 6 milyar, Suud'la 3 milyar dolar civarında. Bu rakamlar gerçekten çok küçük. Türkiye ihracata yöneldikçe hızla büyüyebilir. Bölgedeki normalleşme belki de bunun önünü açacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.