ERMAN TOROĞLU

Fener’e yenilmek anormal değil

Tam bir taktik savaşı oldu. İki ekibin teknik direktörü takımlarını nasıl oynatacaklardı? Bütün hikaye buradaydı. Başakşehir, Fenerbahçe'ye göre mi oynayacaktı, yoksa Fenerbahçe, Başakşehir'e göre mi oynayacaktı? Buradaki kilit nokta Abdullah Avcı'da değildi. Çünkü onun takımının belli bir şablonu vardı ve bu şablon çok fazla değişemiyordu. 'Değişemiyordu'yu bırakın, değişemez de...
O zaman ne olacaktı? O zaman Dick Advocaat işi değiştirecekti. Peki ne yapacaktı?
Maçı bir an evvel koparayım diye Başakşehir'in üzerine gitmeyecekti, kendi defansında geniş alanlar bırakmayacaktı, hele 60-65'ten sonra bu hataya düşmeyecekti. Nasıl olsa Fenerbahçe 1-2 gol pozisyonu yakalayacaktı. Nitekim yakaladı da... Hele öne geçtikten sonra ipler olduğu gibi Fenerbahçe'nin eline geçti.
Başakşehir eğer ilk golü atsaydı o zaman bütün ipler Abdullah Avcı'nın elinde olacaktı. Şimdi buradaki olay ne? Bu maçı Başakşehir kaybetti. Ne oldu? Anormal bir iş değil, Kadıköy'de Fener'e kaybetmek. Eğer Fenerbahçe'ye deplasmanda kaybederek hala şampiyonluk yarışına devam ediyorsanız bu işi sonuna kadar sürdürebilirsiniz demektir. Başakşehir kazanamadı. Kazansaydı, en büyük rakiplerinden birini diskalifiye edecekti. Bu kesin bir şey.
Şimdi düşünün... Evvelki gün Galatasaray kaybetmiş; 3 puan... Dün gece Fenerbahçe zirve yarışındaki rakibini yenmiş; 6 puan... Etti mi 9! Bir taşla üç kuş! Bugün bir de Beşiktaş kaybederse 12 puan kazanmış olacak Fenerbahçe. Yani bir taşla dört kuş vuracak!
Başakşehir'in hücum gücünde hem futbolcu eksiği var, hem zaafları var. Açık alan bulamadıkları zaman kilitleniyorlar. Açamıyorlar kilidi... Açık oynayan takımları da yeniyorlar, parçalıyorlar.
Fenerbahçe'de dün gece bir kişi vardı her şeyiyle iyi oynayan. Koşan, mücadele eden, hep lazım olan yerlerde gerekli işleri yapan. Alper Potuk... Diğerleri de elinden geldiğince mücadele ettiler. Kaliteli bir maç mıydı? Hayır... Heyecanlı mıydı? Eh işte! Peki tempo var mıydı? Biraz... Seyirci sayısı da aynen sahadaki futbol gibi işte yarı yarıya... Hatta daha da eksik.
Eee o zaman nereye geliyoruz. Seyirci eksik, heyecan eksik, kalite eksik, futbol eksik, pozisyon eksik, hakem eksik, hasılat eksik. Peki ne tamam! Hiç bir şey...
Herkese hayırlı işler.
FERNANDAO BİLE VERMEZDİ
Şu yorumu yapabilirsiniz: Ya Fenerbahçe öne geçmeseydi? Dikkat edin atılan gole. Top Emre'ye çarpıyor ve gol oluyor. Eğer bu gol olmasa bu maç sabaha kadar oynansa 0-0 biterdi.
Ha diyeceksiniz ki şimdi; penaltı kaçtı! O penaltıyı Bülent Yıldırım'a sormak lazım. Bülent Yıldırım, yani klasik eyyam penaltısı! Öyle bir zamanda veriyor ki, maçı hiç maceraya sokmayacak eğer gol olursa. Evvelki akşamki Cüneyt, dün akşam Bülent... Maalesef Türkiye'de bu hakemler hâlâ düdük çalıyor. Cüneyt, Avrupa'ya gidiyor orada bazı şeylerden korkuyor fazla eyyam yapamıyor. Orada da ite kaka götürüyor bazı şeyleri. Ama bu Bülent gibilerin maalesef bu işi bırakmaları lazım. Şöyle söyleyeyim: Fernandao dün gece hakem olsaydı, o pozisyonda Fernandao'nun lehine penaltı vermezdi!
GENÇLERBİRLİĞİ VARSA MİMARI CAVCAV'DIR
İlhan Cavcav; bir kulübe adanmış bir hayat
AKBABALARI KULÜBE SOKMADI
ÇOK özel, çok sevdiğim, ailecek görüştüğüm bir spor adamıydı. Ticarette de başarılıydı, sporda da başarılı oldu. Benim çıktığım ilk kulüp Gençlerbirliği genç takımıdır. Sonraki yıllarda Ankaragücü oldu. Bugün Ankaragücü piyasada yok, Gençlerbirliği varsa bunun mimarı İlhan Cavcav'dır… Futbol akbabaları, Ankaragücü'nü ellerine geçirip, yediler-bitirdiler. Bu akbabaları, İlhan abi, Gençlerbirliği'ne sokmadı, atmacalar gibi mücadele etti. Zaten Gençlerbirliği için de tehlike burada başlıyor. İlhan abinin hastalığını bahane edip, geçen seneden beri akbabalar Gençlerbirliği'nin etrafını sarmıştı. İnşallah bu fırsatı kalanlar onlara vermez.
TÜRKİYE'YE DERS VERDİ
ANKARAGÜCÜ taraftarıydı ama ben Gençlerbirliği'nde oynarken bizim başkanımız onu istemedi. O da Gençlerbirliği'ne gitti ve orayı bu duruma getirdi. Düşünün Gençlerbirliği futbol okullarından yetişen en az 200 futbolcu, bugün Türkiye liglerinde oynuyor. Gençlerbirliği, bunu makul bütçelerle yaptı. Bir de bizim şımarık Üç Büyükler'i düşünün. İlhan abi, resmen Türkiye'de yıllardır ders verdi ama bu dersi alan olmadı. Şimdi öldükten sonra arkasından "Ah" diyecekler "Vah" diyecekler. Hepsi timsah gözyaşları. Çünkü İlhan abi bunlarla çok mücadele etti.
TRANSFER GELİRİYLE TESİS YATIRIMI
AFRİKA'YI kimse bilmezken İlhan abi keşfetti. Moshoeu'yi, Kushe'yi, Kona'yı getirdi. 3 kuruşa aldı, milyonlara sattı. Geremi'yi 50 bin liraya aldı, 5 milyona Real Madrid'e sattı. Tarık'ı çıkardı, F.Bahçe Tarık'a saldırdı. Dedi ki İlhan abi, "Şu an almayın, biz de 1-2 yıl oynayıp pişsin öyle vereyim." F.Bahçe, Tarık'ı kaçırmaya kalktı. O zaman futbolcular genç kızların kaçırılıp, gelin yapıldığı gibi kaçırılıyordu. İlhan abi sinirlendi bu kaçırmanın önünü kesti o zamanın parasıyla iyi bir miktara F.Bahçe'ye verdi. O aldığı parayla bugünkü tesislerin temelini yaptı ve büyük bölümünü bitirdi. Tarık da F.Bahçe'ye Cavcav'ın dediği gibi faydalı olamadan ayrıldı. Hatta Galatasaray da Tarık'ı almaya gittiğinde, "Tarık'ı almayın Ergün Penbe'yi" alın dedi. Yıllar geçtikten sonra İlhan abiyi anladılar ama iş işten geçti.
BİZİ ŞAMPİYON YAPMAZLAR
Tatlı adamdı… Arnavut olduğundan da inatçıydı. Türk futbolunda çok dersler verdi. "İlhan Bey alıp alıp satıyorsunuz şampiyonluğa oynamayı düşünmüyor musunuz" denildiğinde verdiği cevabı unutamam: "Bizi şampiyon yapmazlar. Ben futbolcuyu çıkarır, satarım. Size bir şey diyeyim mi arkadaşlar bana da iyi para veren olursa Gençlerbirliği için kendimi de satarım." Ailesine Allah sabır versin. İnşallah Türk futbolu da İlhan Cavcav'dan ders alır. Şımarık büyüklerin milyar dolarlar harcadığı yerde İlhan abi zeytin, peynir, ekmekle Gençlerbirliği'ni bu hale getirdi.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.