ERMAN TOROĞLU

Gökhan mangal yaptı

Sonunda lastik patladı. Beşiktaş öyle veya böyle kazanıyordu ama fazla da bir şey oynamıyordu.
Talisca ile Caner sakatlandıktan sonra hücum güçleri çok azaldı.
Yine de 2 santraforun var biri Cenk diğeri Aboubakar. Geçen yılla karşılaştırdığımızda bazı oyuncular öne çıkıyorlardı, kötü oynandığı anda maçı çeviriyorlardı. Mesela Sosa'nın Ankara'da Osmanlı maçını çevirdiği gibi. Veya Gomez'in. Beşiktaş'ta şu anda öyle bir oyuncu yok. Oğuzhan araya iyi toplar sokabiliyor ama tek kalıyor. Quaresma'dan bir şey bekliyorsunuz o da tek yönlü. Tolgay, Oğuzhan, Quaresma, Kerim Frei hepsi tornadan çıkmış gibi, aynı tip oyuncular. Rakibe basamıyorlar. Bir tek Atiba var. O da geçen seneki gibi değil. Bu oyuncular rakibe basamayınca Kasımpaşa hep ayağa top yaparak oyunun hakimiyetini elinde tuttu.
Topla oynama oranı Beşiktaş'ın fazla çıkacaktır. Ama nasıl? Habire enlemesine.
Aslında araya atılan, öne atılan toplarda Kasımpaşalılar daha etkililerdi. İkinci yarı başlar başlamaz Beşiktaş baskılı gözüktü.
Ama baskı sahte.
Ceza alanı içerisinde can alıcı yerde yoklar. Kasımpaşa daha az geldi ama daha tehlikeli geldiler.
Gökhan Gönül'ün kendi kalesine attığı gol uzun yıllar kafalarda kalır. Hani vardır ya "Kendin pişir kendin ye" restoranlar.
Mangal yaparsın tam onun gibi oldu. Asist yaptı bir de kendi asistine koşup Kasımpaşa'nın golünü attı. Herkes şunu konuşuyordu "Beşiktaş iyi oynamıyor ama namağlup" Olabilir ama galip geldiğinde gerçeği göremedi Beşiktaşlılar.
Biz bunu söyleyince kızıyorlardı.
Sonunda kamyonu devirdiler.
BÖYLE HÜCUM OLMAZ
DEPLASMAN da değil.. Kendi stadına en fazla 4 kilometre mesafede oynuyorsun. Seyircin de var.
Beşiktaş yöneticileri "Transfer yapacağız" diyorlar. O zaman transferleri zamanında yapsalardı Şampiyonlar Ligi'nden elenmezlerdi. Beşiktaş hücum ediyor gibi gözüküyor ama ceza alanında dönen toplar genelde Beşiktaşlılarda kalmadı.
Hep Kasımpaşalılara gitti. Neden?
Siyah-beyazlı oyuncuların çoğu "Arkadaşım topu kapsın bana versin" zihniyetindeydi. Askerlik yapmadılar.
Hepsi generalliğe soyunmuşlardı.
Bu kadar generalliğe soyunulan yerde netice bu olur.
HEP OYUNUN İÇİNDE!
BU genç hakem Halil Umut Meler rahat maç idare ediyor. Vücut şekli de rahat, hareketleri de rahat. Ama oyunu yakından takip edeceğim diye fazlaca futbolcuların oyun alanlarına giriyor. Onlara müdahale ediyor.
Futbolcuların top kullanmalarını engelliyor. Pozisyonun içinde değil dışında olacaksın. Yakın olmak başka şey bu başka şey. Bazen futbolcular arkadaşlarına top atmak için onun aradan çıkmasını bekliyorlar.
Yani hep rakiple mücadele ediyorlar hem hakemle. Bu kötü bir huydur çok çalışarak bunu geliştirmesi lazım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.