Tüketici dersi!..

Bir yanda döviz üzerinden ekonomimize saldıranlar, öbür yanda da stokçuluk ve ölçüsüz fiyat artışları ile canımızı yakanlar...

Döviz saldırısının ülkemize diz çöktürmek için yapıldığı, aşikar. Böylesi durumlarda bu ülkenin üreticisinin, tüccarının, marketçisinin saldırılara karşı devleti ve milletiyle yekvücut olması beklenir. Böyle yapanlar var elbette. Ancak ekonomimizi hedef alan saldırılarla mücadeleye destek olmak yerine, kar hırsıyla durumu daha vahimleştirecek şekilde davrananlar var ve bu can sıkıcı bir durum.

Salgın sonrası günlerde birçok Avrupa ülkesinde çok daha vahim manzaralar görüldü ve bazılarında halen sürüyor. Bu durum, ilgili ülkelerin konumları ve tedarik zincirlerinde meydana gelen sıkıntılılarla ilgili. Birçok açıdan kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden birisi olan Türkiye'deki problemin sebebi ise arz ya da tedarik değil, çalkantılı durumu aşırı kara tahvil etmeye çalışanların hinlikleri.

Stokçuluk her daim olabilen bir problem. Tedbir için mevzuatta sürekli değişiklikler yapıldığını da biliyoruz. Ancak aşırı kar peşindeki piyasa kurtlarının mevzuatta açıklar buldukları ve cezalar yetersiz kaldığı için melanetlerini sürdürdükleri de açık.

Cumhurbaşkanımızın, stokçuları ve kar hırsıyla yanlış işler yapanları hedef alan hukuki düzenlemelerin bir an evvel yapılması yönündeki talimatı, belirli ürünlerde kıtlık olduğu algısı oluşturmaya çalışanların canını epeyce yakacak gibi.

Bizler de milletçe verdiğimiz mücadeleye destek olmak yerine hasımlarımızla beraber hareket ederek hayatımızı zorlaştırmaya çalışanları not etmeyi ve şartlar normale döndüğünde stokçular ve fırsatçıların hatırlarını sormayı unutmamalıyız.

Normalde ticaret ve bereket anlayışı ile hareket etmeleri gerekirken fırsatçılık yaparak stokçuluğa yönelen markaları ve işletmeleri tanımalı ve ortalık sakinleştiğinde derslerini vermeliyiz. Hem de anlayabilecekleri bir şekilde.

Hatırlayanlarımız vardır. 28 Şubat döneminde belirli bazı markaları, işletmeleri ve hatta kebapçıları bile 'yeşil sermaye' olarak yaftalayan cuntacılara nispet yapar gibi bu marka ve kuruluşlara sahip çıkmıştı milletimiz. Şimdi, bir tür ekonomik kurtuluş mücadelesi verdiğimiz bir dönemde hasımlarımızla beraber hareket edenlerle ilgili yapacağımız şeyler de vardır elbet…

Kendi kendine hemen her sahada yetebilen nadir ülkelerden birisiyiz. Ülkemizi yönetenler bugün karşı karşıya bulunduğumuz saldırı dönemini bekledikleri için gereken tedbirleri de almış durumda zaten. Ürünleri bize ulaştırmakta sebep oldukları gecikmeler ve anlamsız fiyat artışları ile canımızı sıkanların canlarını yakacak mevzuat yolda.

Mücadelemizde bizimle olmaları gerekirken hasımlarımızın yanında saf tutanlara bizim de söyleyeceklerimiz olmalı elbet. Şimdi onları tespit etmekle başlayabiliriz.

Stokçulara ve fırsatçılara en iyi dersi tüketiciler olarak biz verebiliriz!..