Yarınların inşası...

BRICS... Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti arasında 2006'da kurulan birliğin ismi...

Birliğin Güney Afrika Cumhuriyeti'nde Johannesburg'da yapılan zirvesinin önemli konuklarından birisi de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan.

BRICS'in son zirvesi ile ilgili yorumlar arasında Türkiye'nin de birliğe üye 5 ülkenin arasına katılıp katılmayacağını konu alanların yoğunluğu epey fazla.

Bu yorumlardan bazıları, böyle bir adımın BRICS'i ve dolaylı olarak Türkiye'yi daha güçlendireceği yönünde iken, bazıları ise böyle bir şeyin Türkiye'yi Batı blokundan daha da uzaklaştırabileceği yönünde.

Dünya nüfusunun yüzde 48'ini oluşturan BRICS üyesi ülkelerin, dünya ekonomisindeki payı yüzde 25 civarında. Dünya maden rezervlerinin yüzde 60'ını gerçekleştiren BRICS, tarımsal üretimin de yüzde 40'ına sahip.

Yakın zamanda dünya ekonomisinin düzenini değiştirme niyetiyle bazı adımlar atan BRICS ülkelerinin en önemli adımlarından birisi de, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika tarafından kurulan Yeni Kalkınma Bankası'nın (NDB), 2015'te çalışmalarına başlaması.

Bütün veriler, BRICS'le işbirliğinin Türkiye ekonomisi açısından ciddi imkanlar sağlaması yanında, kuruluşun üye ülkeleri açısından da faydalı olacağını gösteriyor.

Johannesburg'da yapılan zirvede Cumhurbaşkanımızın gerçekleştirdiği ve gerçekleştireceği temaslar, gerek bölgemizle ilgili ve gerekse dünyadaki gelişmeler yanında ekonomimizin geleceği açısından da ciddi bir önem taşıyor.

Birbirine coğrafi olarak pek te yakın olmayan bu beş ülkenin oluşturduğu yapıyı ifade eden isim olan BRICS'in, ileriye doğru BRICS(T) olup olmayacağı, ciddi bir mesele.

Birliğin kuruluşundan beri gündemde olan konu ile ilgili kısa vadede bir gelişme olup olmayacağı, belirsiz. Ancak Türkiye'nin benzer başka yapılarla olduğu gibi BRICS'le de bazı ortak girişimleri var.

BRICS, BRICS(T) olur mu?..

Gerek haritaya baktığımızda ve gerekse birtakım ortak hedefler düşünüldüğünde, orta ya da uzun vadede, böyle bir gelişmenin olabileceği ve Türkiye'nin BRICS'e üye olabilmesi ya da en azından daha ciddi bir işbirliği geliştirebilmesinin mümkün olduğu, söylenebilir.

Üye ülkelerin dünya üzerindeki konumları açısından Türkiye'nin coğrafi konumunun cazip imkanlar sunması, ülkemize önem veriyor olmalarının sebeplerinden birisi.

Batılı ülkeler Türkiye'nin kendi yörüngelerinden çıkmaması gerektiğini düşünür ve içimizdeki uzantıları da bu yönde gayret ederlerken, bu türden bir gelişmeye sıcak bakmayacakları söylenebilir.

Ancak Cumhurbaşkanımızın Proterya'daki yeni büyükelçilik binasının açılışında yaptığı konuşmada da altını çizdiği gibi, Türkiye yarınların inşası için çalışıyor.

Yarınların inşasında da dünya barışının gerçekten sağlanabilmesi, teröre karşı ciddi ve etkin bir mücadele gibi hususların önemi oldukça büyük.

BRICS ve benzeri oluşumlarla sürdürülen temaslar sonucu ortaya çıkabilecek muhtemel işbirliklerinin, dünyanın daha yaşanabilir bir hale gelmesi açısından önemli faydaları olacağı aşikar.

Coğrafi olarak dünyanın merkezinde bulunan Türkiye'nin sahip olduğu birikimler, bir şekilde bölgenin ve dünyanın geleceğinde daha fonksiyonel olmasını gerektiriyor. Ülkemizi yönetenler de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde bunu gerçekleştirmek için gece gündüz demeden çalışıyorlar...

Yarınları inşa etmek için sürdürülen bu girişimlerin Cenab-ı Hakk'ın da lütfu ile daha sağlıklı bir geleceğ ulaşmamızı sağlama konusunda çok iyi neticeler vereceğini söyleyebiliriz...