Kompleks işte budur!..

Adam yüzölçümü olarak bakıldığında dünyanın ikinci büyük ülkesinin Başbakanı. İşte bu adam, yani Kanada Başbakanı Justin Trudeau, 9.98 milyon kilometre karelik bir alanda sadece 35 milyon civarında insanın yaşadığı ülkesine 163 (yazıyla yüz altmış üç) mülteci kabul etmiş ve konuyu sosyal medya üzerinden de duyurmuş.
Batılı ülkelerin tamamının benzer zevzeklikler yapmasına alışkın olduğumuz için, pek de mesele değil.
Milyonlarca insanı mülteci yapan şartları hazırlayanların, bunlardan bazılarını olsun ülkelerine almamak için ne tür atraksiyonlar yaptıklarını biliyoruz.
Hasbelkader çok az sayıda insanı almaya mecbur kaldıklarında ne kadar gürültü çıkardıklarını da.
Konunun dikkat çeken yönü, kendilerine medya mensubu diyen birilerinin, konuyu gündemlerine almaları ve 163 mülteci aldığı için şov yapan bu adama methiyeler düzmeleri.
Bunlardan birisinin övgü içeren mesajı (cıvıltısı) şöyle: 'Başkan olacaksan böyle ol! Mültecilere kucak açan Justin Trudeau!'...
'Başkan olacaksan böyle ol' sözünün kime yönelik olduğu konusu tartışmalı.
Ancak eğer ABD Başkanı Trump'a yönelik ise, 'böyle ol' sözü yetersiz.
Koskoca ABD'nin Başkanına, 'Kanada Başbakanı Trudeau gibi yapıp, 163 mülteci de sen al' demek yerine, pazarlığı çok daha yukarılardan başlatmak gerekirdi çünkü.
Bu sözlerle bizim Cumhurbaşkanımızın kast edildiğini düşünenler de var elbet. Ancak yazanlar bu kadar cahil olamazlar.
Üç milyon civarında mülteci ağırlayan bir ülkenin Cumhurbaşkanına böyle bir söz söylemek, tam tersi bir mana taşır çünkü.
Mesajda: 'Neden o kadar çok mülteci aldın ki, Kanada Başbakanı gibi yapıp 163 tane ile yetinseydin' demek isteniyor olamaz herhalde...
Birkaç değil, birkaç yüz bin...
Bir başka medya mensubu da 'bu dünyaya bu adamdan birkaç tane daha lazım' demiş... Bu adamdan yani Kanada Başbakanı Trudeau'dan birkaç tane daha olsa mülteciler meselesi hallolur gibisinden bir söz bu. Bu durumda, bu adamdan mesela 4 tane daha olursa toplamda 652 mültecinin meselesi hallolmuş olur, 8 olsa 1304'ünün...
Hesabın bundan sonrası sıkıntılı.
Çünkü birkaç tane denilmiş. Birkaç on tane, birkaç yüz tane, birkaç bin tane bile meseleyi halletmeye yetmiyor oysa.
Mülteciler meselesinin kökten halli için en azından birkaç yüz bin Trudeau gerek çünkü...
Suriye'de 2011 Mart'ında başlayan iç karışıklık sonrası özellikle de bu ülkeyi terk edenlerle ilgili olarak neler yaşandığını, hepimiz çok iyi biliyoruz.
Her şey gözlerimizin önünde olup bitti çünkü.
Yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği Suriye'yi terk etmek mecburiyetinde kalanlardan 2 milyon 700 bini ülkemize sığındı, malum. Mülteciler adını verdiğimiz bu insanlardan belli bir miktarı devlet tarafından oluşturulan kamplarda ve çok daha fazlası da dağınık bir şekilde çeşitli şehirlerimizde hayatlarını sürdürüyorlar.
Dünyanın ikinci büyük yüzölçümüne sahip ülkesine 163 mülteci kabul eden bir Başbakana övgüler düzenlerin, üç milyona yakın mülteciye kucak açan ülkemizin yöneticilerine adeta kin kusmalarına bilimsel olarak ne denebilir, bilmem...
Ama olur da, 'aşağılık kompleksi nedir?' diye soranlar olursa, bu mesajları örnek gösterebilirim...