BEKİR HAZAR

Ahtapotun kolları

DÜNYADAKİ kanlı sistemin katiller sürüsü vardır. Bir de bunun katiller sürüsünü koruyup kollayacak siyasi ve hukuki kanadı olmak zorundadır. Nitekim de öyledir.
Adam tam bir sahtekardı. Üniversitede Uluslararası İlişkiler eğitimi aldığını söylüyordu siyasete girdiğinde. Amerikan kongresine girdiğinde biyografisine de ekledi bunu. Ancak bir medya organı peşine düştü.
Üniversite ile irtibat kurdu ve bilgi aldı. Yalan söylüyordu adam. Üniversiteden gelen resmi açıklamaya göre Uluslararası İlişkiler eğitimi almamıştı. Herif yüzsüzdü. Kalktı, İnsan kaçakçılığı ile mücadele ettiğini ve bu uğurda vakıfta çalıştığını söyledi. O vakıf bu iddiayı yalanladı. Adamın suratı kösele derisiydi.
Çok iyi bir ekonomist olduğunu duyurdu.
"Bunu çalıştığım ekonomi merkezinde öğrendim" dedi. Ekonomi merkezinden de yalanlama geldi. Bu üçkağıtçı Amerikan kongre üyesi bağış konusunda uzmandı.
Ölü doğan çocuğunun anısına bir çocuk mezarlığı bahçesini finanse etmek için kampanya başlattı, 25 bin dolar bağış topladı. Bağışların harcanmadığı ortaya çıktı. Ölü doğan oğluna bile saygısı yoktu.
Onun adı Andy Ogles'di. Bir videosu ortaya çıktı. Kongre binasında bir kadın yanına yaklaşıyor ve "Benim vergilerimle üretilen bombalar Filistin'de çocukları öldürüyor" diyordu. Ölü oğlu üzerinden bağış toplayıp cukka yapan Andy adlı herif "Hepsini öldürmeliyiz. Kavalcıya borcunu ödeme zamanı geldi" diyordu. Ona göre kavalcı İsrail'di. Filistinliler de çoluk çocuk fark etmez birer fare. Amerikan kongresine seçilmiş, Evanjelist Hristiyan bir Siyonist ve aynı zamanda da İsrail aşığıydı. Bütün Hristiyan Evanjelist Hristiyanlar gibi "Tanrı bize İsrail'e dünyada hizmet etmeyi emretti" inancına sahipti. Tepkiler gelince sözcüsü aracılığı ile bir açıklama yaptı. "İncil'de belirtilen oranlarda cezalandırma hakkını destekliyorum" dedi bu ölü doğan çocuğu üzerinden mezarlığı güzelleştirme bağışı toplayıp buhar olan yüzsüz. Tüm yalan ve sahtekarlıklarına rağmen İsrail'i kuran ve ABD'yi işgal eden Siyonist küresel sermaye ile yakın ilişkileri onu Amerika Temsilciler Meclisi üyeliğine taşıdı. ABD'de bu işler böyle yürüyordu. Yalancı ve sahtekar olsanız dahi, Siyonizm'e hizmet etmeyi bir görev, bir aşk edinirseniz yolunuz açıktı. Mesela Anna Paulina Luna adlı yalan rüzgarları uzmanı bir kadın aktivist vardı. Ancak yalancı olmak sorun değildi. Paulina, Florida eyaletinde seçim öncesi kampanyasını yürütürken bir mitingde "Babam tarafından Mesih Yahudisi olarak yetiştirildim" dedi. Ancak onun da peşine medya düştü. Washington Post'a açıklama yapan üç akrabası da "Babası aslında Katolikti ve Yahudiliğin herhangi bir biçimini uyguladığına dair herhangi bir belirti de yoktu" dedi. Katolikler, Evanjelistler gibi İsrail'e hizmeti cennete gitme şartı olarak gören bir mezhep değildi.
Tam tersine Hz. İsa'yı öldüren birer zalim olarak görüyorlardı. Fakat bu da sorun değildi. Paulina İsrail lobisinin gözdesiydi.
Onlara hizmette sınır tanımayacağına dair söz vermiş, İsrail'in çıkarları için savaşacağına dair biat etmişti. Yalanlar söylese bile "Babam tarafından Mesih Yahudisi olarak yetiştirildim" dese, bunu uydurduğu ortaya çıksa dahi sorun yoktu.
İsrail lobisine uşaklık konusunda yeminler eden bir elemanı nasıl kaçırırlardı. Akrabaları medyaya açıklama yapıyor ve "Pauline'nin baba tarafından dedesi, 1940'larda Nazi Almanya'sının silahlı kuvvetlerinde görev yaptı. Hitlerin askeriydi" diyordu. Bu bile İsrail lobisi için önemli değildi. Her türlü hizmetçi, cvsine bakılmaksızın işe alınırdı.
Mesela Uluslararası Adalet Divanında tüm jüri üyeleri İsrail aleyhine karar verirken, sadece Ugandalı bir kadın yargıç İsrail lehine oy kullandı. O da Uganda Evanjelist Watoto kilisesinin bir üyesiydi. Yani İsrail'e dünyada hizmet etmenin cennetin krallığını getireceğine inandırılmış bir Hristiyandı.
İsrail lobisi ve parası hemen harekete geçti.
Ugandalı kadın yargıcı jüri üyeliğinden Başkan yardımcılığına taşıdılar. O da bir projeydi. Uganda Devlet Başkanının karısı çocuklara yazdığı mektupta "Tarihimizde, geçmişimizde İsrailoğullarını köleleştirip, eziyet ettiğimiz için bugün Afrika ilahi bir ceza görüp bedel ödüyor" diyor, İsrail'de kahraman ilan ediliyordu. Uganda'nın yüzde 85'i Hristiyandı ve bunun neredeyse yarısı "İsrail'e hizmeti dini görev sayan" Evanjelist Hristiyandı. Evanjelist başkan eşinin dostu olursan bir el alıp seni Uluslararası Adalet Divanı'na Başkan yardımcılığına tabii ki taşırdı. Ahtapotun kolu çok uzunda. Bu kollara sarılanlar tabii ki dünyanın her yerinde terfi alıp yükselecekti. Kanlı sistem, Amerikan dış politikasının tamamen İsrail'e köle olması uğruna Nazi torunları ile bile çalışır, "Filistinli çocukların hepsini öldürelim" diyenlerle yol alırlardı. Zaten İsrail'in şu anda Hitler metodları izlediği de aşikardı. Bir fark yoktu. 12 bin çocuğu öldüren bir ülke tabii ki Nazi torunları ile ABD dış politikasını esir alacak ve katliamlara ortak edip dünyanın en "SÜPER AHMAK" ülkesi haline getirecekti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.