BEKİR HAZAR

Kafesteki kuşlar

ABD Savunma Bakanlığı'na, yani Pentagon'a yakınlığıyla bilinen Rand Corporation gölge CIA olarak adlandırılıyor. Emekli üst düzey askerler ve CIA yöneticilerini kadrosunda bulunduruyor.
Bu deneyimli kadro da Savunma Bakanlığı'na raporlar yazarak Amerikan dış politikasının oluşturulmasında önemli rol oynuyor. Ocak 2020'de bir rapor yayınladılar. Türkiye'nin zor ve zaman zaman tereddütlü bir ABD ve NATO müttefiki olmaya devam edeceğini iddia ettiler.
Yani adamlar rahatsızdılar. "Önümüzdeki dönemde Türkiye ile işimiz kolay değil" diyorlardı. Yayınladıkları rapora "Türkiye'nin milliyetçi rotası" başlığını vermişlerdi. Hala güçlü bir NATO müttefiki olan Türkiye'nin Ortadoğu'da, Basra Körfezi'nde, Kafkaslar'da ve Orta Asya'da daha büyük bir rol oynamaya çalıştığı ve olayları etkilemeye yönelik ciddi bir kapasiteye sahip olduğunu vurguluyorlardı. Tabii Afrika'da son birkaç yılda artan müthiş nüfuzumuzu atlamışlardı. Öngörmemişlerdi. Ancak bildikleri bir şey vardı. Bu "Önce Türkiye" diyen dış politika anlayışı, Eski Türkiye'nin kullanışlı eleman hüviyetini yok edebilirdi. Bunun için de büyük bir umutları vardı. Raporda o umudu aynen şöyle dile getiriyorlardı; "Öte yandan bir muhalefet veya koalisyon lideri, 2023'te Erdoğan'ı mağlup edebilir ve Türkiye Batı'yla daha uyumlu güvenlik politikası ve dış politika izleyebilir" diyorlardı. "Batı ile uyumlu Türkiye" demek, askeri, siyasi ve ekonomik olarak bağımlı, her konuda "Emredersiniz" çeken, kompleksli, ezik, Amerikan elçisiyle yönetilebilecek bir Türkiye anlamı taşıyordu onlar için. Başkan Biden bu rapor doğrultusunda "Erdoğan'ı, Türkiye'de muhalefete destek vererek indireceğiz" diyordu. Ancak fena tokat yediler Türk halkından.
2023 umutları paçavra gibi çöpe atıldı. 2028'e kaldı. Şimdi oturup 2028'de Batı aşığı ve bağımlı "Eski Türkiyeci" muhalefeti nasıl iktidara getiririz diye toplantılar yapıp, raporlar hazırlayıp, kafa patlatmak zorundalar. Tabii birçok muhalif elemanı kullanmak, yetiştirmek, uluslararası arenaya sunmak, elçilerle sürekli buluşturmak ve dizayn etmek için hiç durmayacaklar. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye onların bu umutlarına ve canına ot tıkıyor. Çünkü sürekli burada yazıyorum; "Savunma sanayiimiz bir kaldıraç oldu. Uçak artık kalktı. Geri dönüş yok.
Türkiye'yi kimse durduramaz" diye.
Mart 2023'te Amerikan CNBC "SİHA'lar ve milyar dolarlık anlaşmalar: Türkiye'nin hızla büyüyen savunma sanayisi, küresel nüfuzunu artırıyor" başlığı ile uyarı ateşi anlamına gelen bir habere imza attı. "Türkiye 2022'de 4 milyar 400 milyon dolar savunma ihracatı yaptı. Bu, bazı Avrupa ülkelerinin yıllık savunma bütçesinden fazla. Söz konusu rakamın 2023'te 6 milyar dolara çıkması bekleniyor" diye tahminde bulundu ve tutturdu. Haberde, Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle NATO ülkelerinin stoklarının ciddi şekilde azaldığı da hatırlatıldı. Türk savunma sanayii şirketlerinin önümüzdeki yıllar boyunca NATO ülkelerinin envanterini yenilemek için gelen siparişlerle dolu olduğunu bile dünyaya ilan ettiler. İnsansız hava araçları ile yaptığımız devrimi gündeme getirdiler. "Türk savunma sanayii şirketlerinin son birkaç yılda yaptığı uluslararası anlaşmaların sayısı, hızlıca artan talebi ve Ar-Ge'ye yapılan yatırımı gösteriyor, Türk dış siyaseti için de KALDIRAÇ etkisi oluyor" diye göz yaşı döktüler. Bir şeyler yapmaları lazımdı. İçimizde kullanışlı elemanlar vardı. Onlar aracılığı ile "Maket bunlar. Oyuncak yahu oyuncak" iddialarını havada uçuşturup, Savunma Sanayiimizi itibarsızlaştırma yarışına girdiler. Hatta "Ne yapacağız uçak gemisini? Yurtdışında operasyon mu çekeceğiz" diyen muhalif milletvekillerini bile sahaya sürdüler. Üç tarafı denizlerle çevrili ve zengin enerji rezervlerine sahip Türkiye'nin etrafı yangın yeriydi. Bunu bile bile devlete saldırttılar. Tüm bu Batıcı-Montajcı KAFESLENMİŞ kafalara rağmen Türkiye muazzam bir yol aldı. Başkan Erdoğan açıkladı.
Şu anda Savunma Sanayiinde 185 ülkeye, 230 çeşit ürün ihraç ediyoruz. Yürütülen savunma projesi 2002'de 62 iken şimdi 850'ye çıktı. Yine 2002'de Savunma projeleri 5.5 milyar dolarken şu anda bu bütçe 90 milyar doları buldu. Kendi savaş gemilerini tasarlayıp inşa edebilen 10 ülke arasındayız. SİHA üretiminde dünyanın dört ülkesinden biriyiz. 10 milyar 240 milyar dolarlık yeni ihracat sözleşmeleri imzaladık. 3 bin 500'ü aşan savunma sanayii firmamız harıl harıl çalışıyor.
80 BİNİN üzerinde mühendis ve teknisyenimiz bu alanda istihdam edilmiş durumda. Her birinin ortalama dört kişilik bir aile olduğunu düşünürsek 320 bin kişi yapıyor. Yakında muazzam bir bütçeye kavuşan Savunma Sanayiimiz milyon milyon olacak. Tam bağımsızlık ve Şampiyonlar liginde emin adımlarla ilerliyoruz. Maşallah... Maşallah...
Maşallah... İçimizdeki kafeslenmiş kullanışlı elemanlar maket diye ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar onlara güzellik yapıp, bir havacılık atasözünü armağan ediyorum; "Kafesteki kuşlar uçmayı hastalık zannedermiş"...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.