BEKİR HAZAR

Kudurtan gençlik

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ile sohbet ettik önceki gün. Ersin Arıoğlu ve Köksal Anadol'un ilgi çekici hayat hikayesini anlattı. Etkileyiciydi. Yıllar önce İstanbul'un doğrudan seçilen ilk belediye başkanı olan Haşim İşcan Galata Kulesi'ni restore ettirmek istiyor. Zor bir iş. Kritik statik hesapları yapacak ve tutturacak uzman mimarlara ihtiyaç var. Okuldan yeni mezun olmuş 22li yaşlarda iki genç mimar başvuruda bulunuyor. "Biz yaparız" diyor. Cevval iki gençten biri Ersin Arıoğlu, diğeri Köksal Anadol... Belediye Başkanının etrafındaki danışmanları "Aman efendim bu tecrübesiz gençler yapamaz. Sakın görev vermeyin" diye bastırıyor. Haşim İşcan "Biz gençlere güvenmeyeceğiz de ne yapacağız?
Onların cesaretini kırmak bize yakışır mı?" cevabını veriyor. Böylece o iki delikanlı mezuniyet sonrası ilk işlerini alıyor. Galata kulesini mükemmel bir şekilde restore ediyorlar. 22lik delikanlılar o dönemden beri Mimar Sinan'a aşık. "Onunla adeta evlendik. Hayatımızın idolü" diyorlar.
Ömürlerini onun Süleymaniye Camii kubbesini nasıl yaptığını çözmeye adıyorlar. Kolay değil. İtalyanlar ünlü Duomo katedralini 519 yılda yaptıklarında kubbesi için özel deprem uzmanları ve mühendislerden oluşan bir uzman kadrosu da tayin ediyorlar. Zira her depremde kubbesi çatlıyor. Yüzyıllardır o kubbe için dev bir kadro istihdam ediliyor. Çökmesini önlemek için. Ancak Süleymaniye Camii'ne böyle bir kadroya gerek yok.
Çünkü Mimar Sinan muazzam yapmış o kubbeyi. Tüm hesaplamaları sır. İşte bu iki genç Sinan'ın sırlarını çözmek için yıllardır kafa patlatıyor. Belediye Başkanı Haşim İşcan'ın güvenip görev verdiği 22'lik Ersin Arıoğlu ve Köksal Anadol, aradan geçen yıllar sonrası alanlarında en başarılı isimler arasına giriyor. Galata Kulesi'nin resterasyonu işinden bugün Çanakkale köprüsünü yapan kişiler noktasına taşınıyorlar. Gençlerin önünü açmak, onlara güvenmek Türkiye'nin geleceğine kurulacak köprülerin teminatıdır. O yüzden "1 milyon genç, 1 milyon yazılımcı" kampanyasını çok önemsiyor ve burada sık sık dile getiriyorum. Digital çağın artık başladığı ve Yapay Zeka'nın tüm dünyayı sarıp sarsacağı bir döneme girerken böyle bir siber ordumuzun kurulması hayati önem arzediyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın bu muazzam projeye başvuranların sayısının 700 binlere dayandığını açıklaması gençlerimizin, geleceğin dünyası için ne kadar iştahlı olduğunu gösteren en müjdeli haber. Siber ordumuzun ayak seslerini şimdiden duyuyoruz.
Suriye ve Libya'da Türk İHA ve SİHA'larının nasıl oyun bozup, Türkiye'yi oyun kurucu haline getirdiği hepimizin malumu. Onların üretimini yaparak Türk ordusuna kazandıran Selçuk Bayraktar gençlerle yürüyor. Bu amaçla Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı)nı kurdu. Vakıf Milli Teknoloji Hamlesi'nin itici gücünü oluşturacak, teknoloji üretme yetkinliği yüksek genç bireyler yetiştirmek amacıyla Türkiye'nin 81 ilinde Deneyap Atölyeleri kurarak eğitimler veriyor. Deneyap Atölyeleri'nde, ortaokul ve liseye başlangıç çağındaki gençler TasarımÜretim, Robotik-Kodlama, Elektronik Programlama, Yazılım Teknolojileri, Havacılık ve Uzay Teknolojileri gibi alanlarda eğitimler alıyor.
Bizler Amerikan yardımı sütleri ve tadıyla kokusu mide bulandıran yağları ilkokulda baskıyla yedirilmeye mahkum edilmiş bir nesliz. Okum-yazma, kuru fasulye ve mısır taneleri ile harf yaparak öğretilmiş kayıp bir kuşağız. Ancak digital çağa muazzam bir istek ve imkanlarla hazırlanan cevval gençlerimiz gümbür gümbür geliyor. İngiltere Savunma Bakanı Bel Wallace Uzay ve Hava Gücü konferansında boşuna nefes tüketmiyor.
"Türkler SİHALARLA oyun değiştirici konuma geldiler" diyerek Türkiye'ye örneklerle övgüler yağdırdı. Bunlar tesadüf mü? İngiliz basınının da Türkiye'nin GÜÇ olduğuna açıklayan Savunma Bakanlarına "Bunu nasıl söylersin" diye saldırarak linç etmeye çalışması laf olsun diye değil. "Türkiye güç olsa bile bunu söyleyemezsin. Ancak yalanla örterek sahtekarca davranmalısın" diye İngiliz Ordusunun başındaki adama adeta çağrı yapar hale gelecek kadar aptallaştılar.
Kudurmuş vaziyetteler. Fena bir genç neslimiz geliyor. Mimar Sinanların torunları bu zavallıları daha çok çıldırtıp kudurtacak. Yeter ki biz onlara güvenelim.
Önlerini açmaya devam edelim....

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.