BEKİR HAZAR

Eziklere rağmen

ABD'NİN eski başkanlarından Clinton, İsrail'i ziyaret etmişti. Basın toplantısında İsrailli gazetecilerden biri Clinton'a "Oval Ofis'te Monica ile aşk"ını sorunca İsrail Başbakanı sinirlendi.
"Clinton misafirimiz. Böyle sorular soramazsınız" dedi.
Uyarıya rağmen Clinton'a "Monica" soruları devam etti... Geçtiğimiz haftalarda Başkan Erdoğan Sırbistan'ı ziyaret etti. Basın toplantısında bir Sırp gazeteci "Aramızda husumet olan Kosova'ya neden destek oluyorsun" diye soru yöneltti. Sırbistan Cumhurbaşkanı araya girerek. "Erdoğan bizim misafirimiz. Burada böyle sorular soramazsınız" diye çıkıştı. Bir daha o soru tekrarlanmadı. Konu kapandı. Evet son dönemlerde ulusal çıkarlarımızı korumaya başladığımızda karşımızda Batı'nın sırtlanlarını bulduk.
Gerilimler yaşadık. Ancak dik durduk.
Geri adım atmadık. Tüm dünyanın karşısında titrediği Amerika'ya dahi boyun eğmedik. Türkiye'nin bu duruşu, kafalarda bilinçaltı ve algı oluşturmaya başladı. Bazıları ne kadar çıldırırsa çıldırsın Türkiye artık dünya arenasında saygı duyulan bir GÜÇ olarak sahne almaya başladı. Bize karşı yöneltilen tüm olumsuzluk ve saldırılar geri tepip, kartopuna dönüşüyor. Sonrasında bir çığ olarak başlarına yıkılıyor. Bunu da Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra daha net görmeye başladık. New York Times bundan 10 yıl önce bugünleri işaret ediyordu. O tarihlerde "Türkiye'nin Doğuşu ve Yükselişi" başlığıyla bir makale yayınlıyordu. Amerika'nın bölgemizdeki başarısızlığının, Türkiye'yi, Orta Doğu'dan Balkanlar'a, Kafkaslar'a ve Orta Asya'ya kadar uzanan geniş coğrafyada bağımsız bir aktör olarak öne çıkma yönünde harekete geçirdiğini yazıyordu. Başlığı da "Türkiye kuralları yeniden yazıyor" şeklindeydi. Bizdeki muhalefete yakın isimler ve yandaşları ABD ile Suriye konusunda yapılan son anlaşmada gördük ki buruklar...
İçten içe hüzünlüler. Anlaşmaya nereden çomak sokup itibarsızlaştırırız diye ekranlarda çatlıyorlar. Dünya medyası "Erdoğan'ın zaferi, Ankara istediğini aldı. Kazanan Türkiye" diye başlıklar atarken bizdeki buruklar ve ezikler ne yapacağını şaşırmış durumda. Hiçbiri böyle bir anlaşma beklemiyordu. Herkes ters köşeye yattı. Dünya medyası da dolarcılar da... Aklınıza kim geliyorsa.
Hudson Enstitüsü'nde önceki gün bir panel vardı. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin eski üyesi Mike Doran "Suriye'nin kuzeydoğusunda felaket bir başarısızlığa neden olduğumuz farketmek önemli. Çünkü PKK'yla ittifak kurduk. Alandaki YPG PKK'dır" diye bağırıyordu. "Bu dışişleri bakanlığının terör örgütü listesinde yer alıyor. Kendimize yalan söylediğimizi anlamamız lazım. Bu durumdan çıkmak için Türkiye'yle iyi ilişkilere sahip olmalıyız. Çok önemli bir NATO müttefikinin kuyusunu kazar durumdayız, Kürtleri bile temsil etmeyen bir terör örgütü için" itirafında bulunuyordu. Ve son noktayı koyuyordu; "Alandaki güçlerimiz PKK'nın temsilcileri oldu.
Eğer Türkiye Rusya'yla bir olup Amerika'yı Ortadoğu'dan atmak isterse bölgede ne kadar kalabiliriz" diye sorarak. "Eğer Türkiye bize düşman olursa Amerika'ya çok zarar verebilir" diye uyararak hem de. Alman Die Zeit gazetesi de dün manşetini Türkiye'ye ayırdı.
"Türkiye eski Türkiye değil" dedi.
"Türkiye artık Rus çıkarlarının ve Amerikan buyruklarının alanı da değil. Stratejik bir ortak ve Avrupa'nın rakibi olarak görülmeli. Hem rakip hem ortak? Bu mümkün mü? Evet mümkün" diye hatırlatmada bulundu.
Savunma haberleri yapan American War On The Rocks başyazarı Stein de geçtiğimiz haftlaarda "Türkiye, Rusya'nın ve Çin'in yükseldiği yeni dünyada masadaki ana oyunculardan birisi olarak yerini almak üzere. Bunu da başaracak" diye yazıyordu. Not edin... Kim nereden gelirse gelsin...
Nereden saldırırsa saldırsın... Dik durduğumuz sürece... Büyüyoruz...
İnşallah 21. Yüzyıl Türk asrı olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.