Gaziantep'e Avrupa Birliği'nden ödül! Başkan Fatma Şahin A Haber'de: Gaziantep'i Avrupa'nın kalbine taşıdık
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi bir ilke daha imza attı. Avrupa Konseyi, 2025 Avrupa Ödülü’nü (Europe Prize 2025) Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne verdi. Başarıya giden süreci A Haber ekranlarında anlatan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, ödüle uzanan yolda neler yaptıklarını ve bu süreçte hangi gelişmelerin yaşandığını paylaştı.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Konseyi tarafından verilen ve Avrupa'nın en prestijli yerel yönetim ödüllerinden biri olan Europe Prize 2025'i almaya hak kazandı. Avrupa değerlerine katkı, uluslararası iş birlikleri, kapsayıcılık ve dayanıklılık kriterlerine göre verilen bu ödül, Gaziantep'in sosyal uyum, kültürel miras ve yerel yönetim alanında gösterdiği örnek çalışmalar sayesinde Türkiye'ye kazandırıldı.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Avrupa Konseyi tarafından verilen 2025 Europe Prize ödülünü kazanma sürecini A Haber'e anlattı:
"Aslında bu, 11 yıllık bir hikâye. Önce Avrupa Konseyi'nin Diploması'nı aldık. Ardından Şeref Bayrağı'nı, sonra da Şeref Plaketi'ni kazandık. 11 yılın sonunda ise büyük ödüle layık görüldük. Avrupa'daki çok büyük şehirlerle, beş büyük şehirle yarıştık.
Peki bu yarışmanın kriterleri nelerdi? Birincisi, "Kardeş Şehirler"di. Şu anda Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin, yedisi Avrupa'da olmak üzere toplam 28 kardeş şehri var. Kardeş şehir demek, sadece bir protokol değil; aynı zamanda büyük bir coğrafi ve kültürel köprü demek. Mevlana'nın dediği gibi, "Barış kalpte başlar." Biz de öğrenci değişim programları ve karşılıklı iş birlikleriyle güçlü bir kardeşlik hukuku inşa ettik. Bu ilişkinin ne kadar kıymetli olduğunu özellikle deprem döneminde gördük. Kardeş şehirlerimiz, "Sesimi duyan var mı?" çağrısına en hızlı cevap verenler oldu. Umut oldular, ses oldular, nefes oldular.
İkinci büyük kriter ise dayanıklılık ve dirençlilikti. "Bu ne demek?" diye sorulabilir. Gaziantep, gerçekten çok dayanıklı ve dirençli bir şehir hâline geldi. Düşünün; bir gecede, şehrin dörtte biri mülteci olarak geliyor. Biz 13 yıl boyunca bu insanları kardeşlik hukuku çerçevesinde, "İslami Medine" anlayışıyla, kapsayıcı bir yaklaşımla, bir ana kucağı gibi kucakladık. Elbette bu süreçte Cumhurbaşkanımızın devlet aklıyla yürüttüğü güçlü bir liderlik vardı. Ama biz de yerelde "birlikte rahmet var" anlayışıyla bir model geliştirdik. Onlar da bu modeli gördü. 13 yıldır bu şehirde yapılanları, kimseyi incitmediğimizi, Aylan bebeklerin ölümünü seyretmediğimizi fark ettiler. Yerel mirasımızı, küresel sorumluluk ve vicdanla nasıl bütünleştirdiğimizi gördüler.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin A Haber'de başarıya giden süreci anlattı (Ekran görüntüsü)
"KİMSEYİ DIŞARIDA BIRAKMADIK HERKESİ SİSTEMİN İÇİNE DAHİL ETTİK"
Üçüncü ve bizim açımızdan en kıymetli kriter ise kapsayıcılıktı. Kimseyi dışarıda bırakmadık. Herkesi sistemin içine dâhil ettik. "Birlikte rahmet, birlikten kuvvet doğar" modeliyle bir sistem kurduk. Bu modelin Avrupa'da karşılık bulması, yaptığımız işin ne kadar değerli olduğunu ve doğru yolda ilerlediğimizi gösterdi.
Bugün burada İspanya ve İtalya'dan milletvekilleri, büyükelçiler var. Gazze'ye yönelik duruşumuz, ateşkes çağrımız ve özellikle çocukların ölmemesi yönündeki insani tavrımız da bu birliği pekiştirdi. Farklılıklarımız zenginliğimizdir ama biz, yaşatmaya ve iyiliğe dayalı bir model ortaya koyduk. Bu yaklaşım Avrupa'da karşılık buldu. Yıllardır Türkiye'nin girmeye çalıştığı Avrupa Birliği'ne biz, şehrimizi sokmuş olduk. Bu bizim için büyük bir mutluluk, büyük bir onur, büyük bir gurur.
Peki bu ödül Gaziantep'e ne sağlayacak? Aslında bu bir ağ. Şu anda beş antik kenti ve 22 müzesiyle Gaziantep, yeşil şehir ve akıllı şehir uygulamalarıyla önemli bir kültürel miras altyapısına sahip. Bu ödül sayesinde daha fazla insan şehrimize gelecek. Bu da bölge ekonomisinin hızla canlanmasına katkı sağlayacak. Cumhurbaşkanımızın "Hayatımdaki en önemli iş" dediği, terörsüz bir Türkiye vizyonuna da bu modelle destek veriyoruz. Bu model ete kemiğe büründü; bir umut, bir insanlık modeli hâline geldi. Europe Prize Ödülü, Gaziantep modelinin ne kadar önemli olduğunu tescillemiş oldu.
Bu model, dili, dini, mezhebi, cinsiyeti ne olursa olsun, çokluk içinde birliği, vahdet kültürünü hayata geçirdiğimizi gösteriyor. Bir yandan Ensar ruhunu yaşatıyor, diğer yandan küresel sorumluluğu sahipleniyoruz. Kalpten akla, akıldan eyleme; kalbi selim, aklı selim bir altyapı oluşturuyoruz. Mevlana'nın, Yunus Emre'nin, Hacı Bayram Veli'nin diliyle dünyaya bir mesaj veriyoruz. Bu mesaj duyuluyor. Bundan daha güzel bir şey olamaz. O yüzden çok mutluyuz.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin A Haber'de başarıya giden süreci anlattı (Ekran görüntüsü)
"CÖMERTLİĞİMİZ, MİSAFİRPERVERLİĞİMİZ VE ENSAR RUHUMUZLA TÜM AVRUPA'YA ÖRNEK OLDUK"
Peki, hangi şehirlerle yarıştık? Avrupa Konseyi'nde toplam 16 oy kullanıldı, Gaziantep 6 oy aldı. En büyük rakibimiz Almanya'ydı. Avrupa Birliği'nin temel taşı olan Almanya'daki bir şehirle yarışıp bu ödülü Türkiye'ye getirmek çok prestijli bir başarı. Bugün geldiğimiz noktada Gaziantep, kültürel mirası ve sosyal sorumluluğuyla küresel vicdana ses veriyor: "Ben de varım" diyor.
Bu başarı, Anadolu irfanının ve hikmetinin; Cumhurbaşkanımızın "Dünya beşten büyüktür, daha adaletli bir dünya mümkündür" çağrısının yerel kalkınma modeliyle nasıl hayata geçtiğinin göstergesidir.
Burada şu an Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'nden ödül komitesi başkanına, milletvekillerine kadar herkes var. 35 milletvekili şehrimize geldi. Birazdan çok güzel bir resepsiyon düzenleyeceğiz ve ardından Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın konseriyle bu anlamlı günü sonlandıracağız.
Misafirler gezdikleri yerlerden çok etkilendiler. Şu anda 1400 vatandaşımıza biyonik el ve ayak ürettik, bunu bir Ortos Protez Merkezi'ne dönüştürdük. Sadece Gaziantep değil; Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay gibi çevre illerden gelen taleplere de karşılık verdik. Bu sistemi ücretsiz olarak kurduk ve rehabilitasyon süreçlerini de yürütüyoruz. Böylece bir sosyal sorumluluk projesi, aynı zamanda kültürel mirasa ve insani bir değere dönüştü.
Tüm bu çalışmalar çok etkiledi. Misafirlerimiz ülkelerine dönünce bu örnekleri anlatacaklarını, kendi şehirlerinde de uygulamak istediklerini söylediler. Hepimizin birbirinden öğreneceği şeyler var. Biz de cömertliğimiz, misafirperverliğimiz ve Ensar ruhumuzla tüm Avrupa'ya örnek olduk."