Türkiye deprem fırtınası! Elazığ, İstanbul ve Kütahya’da peş peşe depremler
27-28 Nisan tarihlerinde Elazığ, İstanbul ve Kütahya’da meydana gelen peş peşe depremler halkı paniğe sevk etti. En büyüğü 4,9 şiddetinde olan sarsıntılar can veya mal kaybına yol açmadı. Peki son depremler ne anlama geliyor? Büyük İstanbul depremi yaklaştı mı? Deprem fırtınası ne kadar devam edecek? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan deprem uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy değerlendirdi.
Türkiye'nin farklı bölgelerinde 27-28 Nisan tarihlerinde meydana gelen depremler dikkat çekti. Elazığ-Sivrice'de 4,9, İstanbul-Büyükçekmece açıklarında 3,5 ve Kütahya-Simav'da iki ayrı 3,9 büyüklüğünde deprem kaydedildi.
Yetkililerden olumsuz bir ihbar gelmedi. Peş peşe depremler halkta paniğe neden oldu. Sarsıntılar daha büyük depremi tetikler mi? İstanbul için zaman daralıyor mu? 6,2'lik depremin artçıları ne kadar sürecek? Gelişmeleri A Haber spikeri Haktan Uysal'ın sunduğu Ajans Bugün'e katılan deprem uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy değerlendirdi.
MARMARA SAKİN GÖRÜNÜYOR
Prof. Dr. Şükrü Ersoy: Hatırladığımız gibi Avcılar açıklardaki 4,3 büyüklüğündeki deprem iki fay parçasının tam ortasında meydana gelmişti. Acaba gerilim Batı'dan Doğu'ya mı nakloluyor diye bir endişemiz vardı. Ve bundan sonraki depremleri de izleyeceğiz söylemiştik ama doğrusu ben o gece biraz tedirginlik yaşadım. Yani acaba daha büyük bir deprem Doğu'ya doğru taşınır mı? diye. Fakat büyük deprem olmadı ve bu iyi bir haber. Ondan sonraki depremler de bu işin seyrini çok değiştirecek gibi değil. Sakin görünüyor. Marmara sakin görünüyor. Ama diğer bölgelerde aktivite başladı.
Ekran görüntüsü / A Haber
KÜTAHYA VE ELAZIĞ DEPREMLERİ NE ANLAMA GELİYOR?
Kütahya civarındaki depremlere baktığımda doğrusu beni çok endişelendirmiyor. O kadar deprem olmasına rağmen sanıyorum 300'e yakın deprem var o bölgede. Bazıları da büyük ancak bunlar daha güneyindeki Simav fayı üzerine denk gelmiyor. Bu merkez üsleri çok daha kuzeyde ve orada uzun faylar yok. Yani büyük deprem oluşturabilir, yıkıcı deprem oluşturabilir fayları orada göremiyoruz. Manisa civarlarında Akyazı ile Karaağaç arasında aylarca benzer deprem olmuştu. Kabaca kuzey, güney yönünde orada da hep 4-5 civarında belki bir 6 ay deprem oldu. Büyük bir deprem gelmedi. Belki de bu depremler de benzeri bir model olabilir. Dolayısıyla bu tarafı nedense büyük fay üzerine denk gelmediği için beni kaygılandırmıyor.
Ekran görüntüsü / A Haber
KAYGI VERİCİ DEĞİL
Elazığ'daki fay da yine artçı depremlerden birine benziyor. Neyin artçısı? 2020 depreminin artçısı bile olabilir. Yani Elazığ'daki 6,8'lik büyük depremden sonra bazı küçük gerilim boşlukları olabilir. Bunlar üzerine depremler olabilir. Dolayısıyla orası da büyük bir deprem üretecek gibi görünmüyor. Aynı durum Hazar Gölü'nün doğusunda olsaydı yorumumuz farklı olabilirdi. Ama şimdi Hazar Gölü'nden, Hatay'a kadar iki depremde her yer şey oldu enerjisini boşalttı. Dolayısıyla 4,9 Elazığ'daki depremin yine çok kaygı verici olduğunu düşünmüyorum doğrusu.
Ekran görüntüsü / A Haber
DEPREMLER BİRBİRİ İLE BAĞLANTILI MI?
Gerçekten bu depremler arasında herhangi bir bağlantı yok. Biz elbette Türkiye olarak bir deprem kuşağıyız ama bu kuşak üzerinde de kendi depremlerini oluşturan farklı bölgeler var. İşte Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı, Batı Anadolu'daki faylar var. Bunların hepsi birbirinden farklı deprem mekanizmalarına sahip. Dolayısıyla herhangi bir ilgisi yok. Vatandaşlarımız bu konuda müsterih olsunlar.
Ekran görüntüsü / A Haber
İSTANBUL'DAKİ BÜYÜK DEPREM TARTIŞMASI!
Aslında bilim insanlarının görüşü ortak. Yani şimdi bazen basında deniyor ki bilim adamları ikiye bölündü. İkiye bölünmüşlük filan yok aslında. Genel olarak hemfikir olmakla birlikte buradaki büyük bir depremin 6'yı geçemeyeceği gibi bir görüş vardı. Bu bence şöyle yanlış zaten geçmiş tarihlerde büyük depremler olmuş. Marmara'nın batısında, Şarköy-Mürefte depremi var 7,3. Doğusunda Kocaeli depremi var 7,4 büyüklüğünde. Aradaki alanda neden bu aynı faylar 6 üretsin?
Ekran görüntüsü / A Haber
AYNI FAYLAR NEDEN 6 DEPREM ÜRETSİN?
7'ye kadar deprem üretebilecek bir fay uzunluğu varken neden bu senaryonun çok çok çok iyimser olanını seçelim ki. Yani tarihsel kayıtlara da baktığınızda büyük depremler var zaten. Mesela 1766'yı, örnek alıyoruz. 1766 tek bir deprem bile değil. Bir yıl içinde iki tane 7'den büyük deprem. Yani etkileri şeyiyle biliyoruz bunu. Şimdi bu kadar süre geçtikten sonra neden 6, 6,5'u, geçmeyecek bir deprem diye iddia ediliyor? Bu şey çok doğru değil.
Ekran görüntüsü / A Haber
BİLİMSEL GERÇEKLERE BAKIN
Tabii ki vatandaş üzerinde olumlu etki yapıyor. Ben de isterim. Keşke 5'ten büyük deprem olmasa hiçbir yere bir şey olmasa. Yani biz mutlu oluruz bununla ama şimdi bilimsel bir gerçeklere de bakın; AFAD'ı çalışıyor, Kandilli çalışıyor, onlarca üniversiteden yüzlerce hoca çalışıyor ve ortak görüşleri var. Yabancıların görüşleri var. Dolayısıyla, bu fikir birliği varken Türkiye Yer Bilimcileri bu kadar yerden yere vurmak ikiye bölündüler demek ben biraz haksızlık olarak görüyorum.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN