28 Şubat lekesi 28 yaşında | 18 maddelik kara satırlar! İnsanlık suçu ikna odaları
28 Şubat postmodern darbesi, Türkiye'nin belki de en karanlık dönemlerinden biri olarak hafızalarda yer aldı. Peki o darbe süreci nasıl hazırlandı ve "Bin yıl sürecek" denilen o kara dönem nasıl aşıldı? İşte tüm detaylar...
Telaş, endişe, korku. Bu duyguların en çok hissedildiği yıllar. Takvim yaprakları 1997'yi gösteriyor Türkiye için zor, sıkıntılı, bir sınav dönemi. 28 Şubat postmodern darbesinin yaşandığı yıllar. Türkiye'nin belki de en karanlık dönemlerinden biri olarak hafızalarda yer aldı.
Darbe süreci nasıl hazırlandı ve "Bin yıl sürecek" denilen, o kara dönem nasıl aşıldı? Hatırlamakta, hatırlamakta fayda var. Çünkü insanoğlu unutur unuttukça aynı tuzağa tekrar düşer. Yaklaşık 9 saat süren Milli Güvenlik Kurulu toplantısından gece yarısı çıkan 18 maddelik sert bildiri sivil siyaset ile asker arasında 1 yıldır süren bilek güreşinin sonucunu ilan ediyordu. Aylar süren baskının sonunda askerler Refah Yol hükümetine istedikleri metni imzalatmıştı.
REFAH YOL HÜKÜMETİ'NİN KURULMASI
Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi 26 Aralık 1995 seçimlerinden en fazla oyu alarak birinci parti çıkmış ancak aylar boyunca hiçbir siyasi parti hükümet kurmak için Refah'ın kapısını çalmaya yanaşmamış Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi'nin koalisyon girişimiyse tutmamıştı.
Geriye kalan tek makul seçenek seçimden ikinci parti çıkan DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in Erbakan ile hükümet için el sıkışmasıydı. Çiller de öyle yaptı. 8 Temmuz 1996'da Refah Yol hükümeti Meclis'ten güvenoyu aldı ve göreve başladı.
Ekran görüntüsü / A Haber
KARTEL MEDYA DEVREDE
3 Kasım akşamı Susurluk'tan gelen esrarengiz kaza haberi gündeme bomba gibi düştü. Devlet, siyaset, mafya üçgeninde süregelen karanlık ilişkiler ortalığa döküldü. Kamuoyunun "Sürekli aydınlık için 1 dakika karanlık" sloganıyla başlayan eylemleri Genelkurmay Başkanlığı'nın da katkısıyla kısa zamanda hükümete karşı güçlü muhalefet aracına dönüştü. Ana akım medya yani dönemin popüler tabiriyle kartel medyası derin devlet yapılanmasını ve laikliğin tehlikede olduğu algısını canlı tutan haberleri gündeminin ilk sıralarında tuttu.
Ekran görüntüsü / A Haber
DEMİREL'E 54 MADDELİK RAPOR
Üniversitelerde başörtüsü yasağı başlamış orduda irticacı subay avına çıkılmış fişlemeler alıp başını gitmişti. 11 Ocak günü akşam saatlerindeyse başbakanlık konutu verilen bir iftar daveti nedeniyle adeta abluka altına alındı. Ertesi gün gazeteler "Başbakanlık'ta tarikat şeyhleri manşetiyle" çıktı. Başbakanlık cephesinde bunlar olurken Cumhurbaşkanlığı Köşk'ünde bambaşka buluşmalar gerçekleşiyordu. Genelkurmay 2. Başkanı Orgneral Çevik Bir hükümettin silahlı kuvvetlerde yarattığı 54 maddelik rahatsızlığı rapor halinde Süleyman Demirel'e sunuyordu.
Ekran görüntüsü / A Haber
"DEMOKRASİYE BALANS AYARI"
31 Ocak'ta Refah Partili Sincan Belediyesi'nin Filistin halkıyla dayanışma için düzenlediği Kudüs gecesi, ordu üst yönetimince "İrticai bir meydan okuma olarak değerlendiriliyor ve karşılığı olarak Sincan sokaklarından tanklar yürütülüyordu. Orgeneral Çevik Bir zırhlı birliklere verilen geçit emrini daha sonra "Demokrasiye balans ayarı" olarak tarif ediyordu.
Ekran görüntüsü / A Haber
13 MART'TA İMZA ATMAK ZORUNDA KALACAK
28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Başbakan Erbakan'ın önüne 18 maddelik sert bir bildiri kondu. Bildiride laikliğin Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu sert bir şekilde vurgulanıyor, kılık kıyafet kanununa riayet edilmesi hususunda hükümet sert bir üslupla uyarılıyordu. Başbakan Erbakan bildiriyi diğer bir deyişle muhtırayı imzalamamak için bir süre direndiyse de Ankara sokaklarındaki gergin politik trafik onu 13 Mart'ta bildirinin altına imzasını koymaya zorluyordu.
Ekran görüntüsü / A Haber
KAPATMA DAVASI
Refah Yol Hükümeti'ne son darbeyse Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın Refah Partisi'nin anayasadaki laiklik ilkesini ihlal iddiasıyla açtığı kapatma davasıyla vuruldu. Partinin genel başkanı ve başbakan erbakan artan baskıya dayanamayarak görevi koalisyon ortağı çiller'e devretmek üzere istifa etti. Erbakan'ın bu hareketi kimilerince ordunun daha sert bir müdahalesinin önüne geçmek için yapılmış ihtiyatlı bir hamle olarak nitelendirilirken demokrat siyasetçi ve aydınlarca da eleştiriliyordu.
Ekran görüntüsü / A Haber
İNSANLIK SUÇU İKNA ODALARI
Erbakan destek garantisi verse de Cumhurbaşkanı Demirel, hükümeti kurma görevini, Refah Yol'un ortağı Tansu Çiller yerine ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a verdi. 28 Şubat ile ilgili insanlık suçlarından en akılda kalanlarından biri ise ikna odaları oldu. Başörtüsü zulmü yıllarca devam etti. Binlere öğrenci eğitimine devam edemedi. Memurlar işlerinden oldu. O dönem özgürlükler gibi Türkiye ekonomisi de dibi gördü. Binlerce dindar subay ordudan atıldı.
Ekran görüntüsü / A Haber
AK PARTİ HAYALLERİNİ YIKTI
28 Şubat postmodern darbesinin en çok tartışılan yönlerinden biri de medyanın üstlendiği roldü. Ardı ardına atılan manşetler ülkeyi kaosa sürükleyen en önemli araç olarak işlev gördü. "Bin yıl sürecek" denilen o kara dönem çok değil 2002'de AK Parti'nin tek başına iktidara gelişiyle sona erdi. Akıllarda utanç ve özgürlük mücadeleleri kaldı.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN



