Dünya ve Ahiret saadeti için İNFAK! Prof. Dr. Ekrem Demirli: İslam’da cömertlik güzel ahlaktır
İslam dininde Allah'ın rızasını kazanmaya vesile olan ibadetlerden biri de "İnfak". İnfak, farz olan zekâtı ve gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı ifade ediyor. Mülkün sahibi Allah, dolayısıyla O'nun bahşettiği nimetleri ihtiyaç sahipleri ile paylaşmak emaneti yerine ulaştırmak anlamına geliyor. Prof. Dr. Ekrem Demirli ile "İslam’da yardımlaşmayı" farklı pencerelerden VAV TV’de anlattı. İşte tüm detaylar…
Konuya dair konuşan İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Demirli, "Farz olan kısmı genellikle zekat olarak biliniyor. İmkanı olanların malından yoksullara vermesinde infak deniyor. Mesela bir hadiste, 'Kendi ailesine nafakasını temin etmek için çalışması sadakadır.' diye geçer. Suphan Allah demek bir sadakadır. Güzel söz söylemek sadakadır. İşte böyle olunca cömertlik bir insanlık ahlakına dönüşür. Nafaka vermek ya da infak bir insanlık ahlakına dönüşür" ifadelerini kullandı.
Yüce yaradan, Bakara Suresi'nin 245'inci ayetinde "Kim Allah'a güzel bir borç verirse Allah da bunu kat kat fazlasıyla öder. Daraltan da genişleten de Allah'tır ve o'na döndürüleceksiniz." buyuruyor. Allah'ın rızasından başka bir maksat gözetilmeyen "İnfak" sonsuz ahiret yurdundaki baki bir kazanca dönüşüyor.
Prof. Dr., "Allah hiçbir şeye muhtaç değil. Her şeyin sahibi buna rağmen 'Kullarım bana borç versin' diyor. Bir zengin bir Müslüman'a borç verdiğinde yardım ettiğinde ya da zekat verdiğinde sanki Allah'a verir gibi vermiş olması lazım." diye konuştu.
Mülk Allah'ın... Kullarından dilediğine nimetlerini ikram ediyor dilediğine kısıyor. Ancak "zekat" emri ile lütfettiği ikramları paylaşmayı zorunlu kılıyor. Zengin olana verilenin içinde muhtacın hakkı var. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Demirli, "Allah'ın lütuflarını paylaşmanın aslında hakkın teslimi olduğuna" vurgu yaptı.
Ekrem Demirli, "Mülk Allah'ın olduğuna göre zengin olandaki hepsi Allah'a ait. Dolayısıyla kendinden bir şey vermiyor asla kibirlenmemeli, muhtaç olan da bu bana bir lütuf diye düşünmesin çünkü zaten hakkı olanı alıyor Allah ona vermiş, eziklenmesine gerek yok..." dedi.
Fatır Suresi'nin 29'uncu ayetinde "Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı özenle kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan başkaları için gizli açık harcayanlar, asla zararla sonuçlanmayacak bir ticaret umabilirler." diye buyuruyor Yüce Rahman... Bütün noksan sıfatlardan münezzeh olan Subhan Allah, "İnfak"ın yani paylaşmanın kıymetini "kendisi ile yapılan ve kulların daima kazanç elde edeceği ticaret" olarak bildiriyor.
Muhtaç olmak kadar nimetlerle donatılmak da bir imtihan... Zira "Dünyevi tutkulara doymayan nefs" "hakkın tesliminde" vermeyi zorlaştırıyor. İşte bu noktada yaradan kullarına Tegabun Suresi'ndeki "O halde gücünüz yettiğince Allah'a saygısızlıktan sakının; dinleyin, itaat edin ve kendi iyiliğinize olmak üzere başkaları için harcayın. Kim nefsinin bencilliğinden korunursa işte kurtuluşa erecekler onlardır." ayeti ile nefsi yenmeyi emrediyor.
Demirli, "Mal mülk sevgisi ile güçlü hissedersin, insanın içindeki en güçlü duygu iktidar duygusudur mal da buna hizmet ediyor, mal ile ilişki çok güçlü bir ilişkidir. din bize malın bize ait olmadığını göstermiş olur, bu duygudan arınmamız lazım." sözlerine yer verdi.
"Tüketim çılgınlığı" insanı dünyevileştiren bu yüzyılın en önemli meselelerinden biri... İslam bu çılgınlığın önünde bir kalkan... Yaradan "paylaşın" emri ile insanın manevi yolculuğunda kendine dönüp bakmasını, yeryüzündeki halifesi olduğunu hatırlamasını istiyor. Ve Hz. Peygamber Aleyhisselam da "İsraf ve savurganlığa kaçmadan, böbürlenmeden yiyiniz, içiniz, giyininiz ve sadaka veriniz." hadisi ile ümmetini uyarıyor.