Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg arasında SON DAKİKA görüşmesi
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile bugün bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir. Görüşmede, NATO'nun genişlemesi konuları ele alınmıştır. Diğer yandan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bugün yaptığı açıklamada, "Bu ruhla hareket ederek, Finlandiya ve İsveç'in Türkiye'nin terör örgütleri, özellikle PKK/YPG ve FETÖ ile ilgili meşru güvenlik kaygılarını daha anlayışla karşılayacaklarına ve bunlara karşı hem söylemsel hem de aksiyon olarak sağlam bir duruş sergileyeceklerine inanıyoruz." şeklinde konuşmuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile bugün bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir.
Görüşmede, NATO'nun genişlemesi konuları ele alınmıştır.
BAKAN AKAR'DAN NATO MESAJI
NATO Parlamenter Asamblesi (NATOPA) Siyasi Komisyon ile Akdeniz ve Orta Doğu Özel Grubu ortak toplantısı İstanbul'da gerçekleşti.
Burada hitap eden ve kritik açıklamalarda bulunan Bakan Akar, Ukrayna'daki mevcut krizin ortak savunma anlayışının önemini belirgin hale getirdiğine değindiği konuşmasında, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in kriz dönemlerinde önemli liderlik gösterdiğini belirterek, Stoltenberg'i "zor zamanların kaptanı" olarak nitelendirdi.
TERÖRLE KESİNTİSİZ MÜCADELE
İttifak içindeki en büyük ikinci orduya sahip Türkiye'nin, NATO'nun misyon ve operasyonlarına en çok asker katkısında bulunan ilk üç ülke arasında bulunduğunu, finansal katkı anlamında ise ilk sekiz ülke içinde yer aldığını aktaran Akar, NATO'nun 70 yıldır güvenilir bir müttefiki olan Türkiye'nin riskler ve tehditler karşısında her zaman kendine düşen görevleri yerine getirdiğini vurguladı.
"Üyeler ne kadar güçlüyse ittifak da o kadar güçlüdür" diyen Akar, bazı müttefiklerin Türkiye'ye yönelik savunma sanayisi alanındaki kısıtlamalarının kaldırılmasının önemine değindi.
NATO'nun önemli bir ittifak olduğunu aktaran Akar, şunları kaydetti:
"Bu ruhla hareket ederek, Finlandiya ve İsveç'in Türkiye'nin terör örgütleri, özellikle PKK/YPG ve FETÖ ile ilgili meşru güvenlik kaygılarını daha anlayışla karşılayacaklarına ve bunlara karşı hem söylemsel hem de aksiyon olarak sağlam bir duruş sergileyeceklerine inanıyoruz. NATO ve AB'nin ve diğer müttefiklerin, terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'nın örgütlenmesi, kaynak sağlaması ve propaganda faaliyetleri yapmasını engellemelerini beklemek hakkımızdır. Büyük bir küresel tehdit olmaya devam eden teröre karşı tetikte olmalıyız. Türkiye olarak, DEAŞ, El Kaide, PKK/YPG/PYD, FETÖ ve diğer terör örgütleri ile kesintisiz bir şekilde hepsiyle aynı anda mücadele ediyoruz."
"TEK HEDEFİMİZ DE TERÖRİSTLER"
Akar, 40 binden fazla masum insanı katleden terör örgütü PKK'nın, uluslararası toplumu yanıltmak için farklı isimler altında faaliyet gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"PKK eşittir YPG. Onlar, aynı madalyonun farklı yüzleri. İstihbarat raporları ve açık kaynaklarda da yer aldığı gibi aynı hiyerarşi altında çalışırlar, aynı radikal, ayrılıkçı ideolojiye sahipler, aynı liderliği, hedefleri paylaşıyorlar ve aynı şiddet yöntemlerini kullanıyorlar. Ayrıca insan, uyuşturucu, silah kaçakçılığı, etnik zulüm, zorunlu göç faaliyetlerinin tümü İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü gibi bağımsız kurumların raporlarında da ayrı ayrı belgelenmiştir. Bir terör örgütünü diğerine karşı ticari, stratejik ve geçici bir ortaklık adı altında desteklemenin hiçbir koşulda kabul edilemez olduğunu hepimiz bilmeliyiz. Tek düşmanımız terör, tek hedefimiz de teröristlerdir. Bunu yaparken de komşularımızın sınırlarına ve toprak bütünlüğüne her zaman saygı duyuyoruz."
Türkiye'nin Kürt halkı ya da başka bir etnik kökenle sorunu olmadığını vurgulayan Akar, "Nasıl DEAŞ, İslamiyet'i temsil etmiyorsa aynı şekilde PKK/YPG de Kürt kardeşlerimizi temsil etmiyor. Bölgedeki Kürtleri PKK/YPG ile özdeşleştirmek Kürt kardeşlerimize hakarettir." görüşünü paylaştı.
FETÖ ile mücadelenin de önemine değinen Akar, "Bu terör örgütü nerede olursa olsun Türkiye ve diğer tüm ülkeler için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır." ifadesini kullandı.
"DİYALOG OLMADAN ÇÖZÜLEMEZ"
Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlara işaret eden Akar, "Türkiye olarak, Yunanistan ile olan tüm sorunların uluslararası hukuk, iyi komşuluk ilişkileri, karşılıklı saygı, ittifak ve diyalog ruhuyla barışçıl bir şekilde çözüme kavuşturulmasını içtenlikle diliyoruz. İki ülke arasındaki sorunlar görüşmeler, toplantılar, ziyaretler kısacası diyalog olmadan çözülemez." diye konuştu.
Bölgenin zenginliğini adil bir şekilde paylaşmaktan ve birlikte barışçıl bir gelecek inşa etmekten yana olduklarını belirten Akar, şunları söyledi:
"Ne yazık ki bazı belli Yunan politikacılar, kendi siyasi ve kişisel hırsları için sanki Yunan halkının bile aleyhine olan olumlu çabaları baltalamak istercesine, gerilimi tırmandıran kışkırtıcı eylemler ve söylemler peşinde koşuyorlar. NATO üyeleri olarak, ittifak içindeki yapay silah programlarına ve ittifak içerisinde ittifaklara ihtiyacımız yok. Bazı Yunan akademisyenler, emekli diplomatlar ve generaller de gerçekçi ve olumlu çabaları görmekte, desteklemektedir. Şunun da altını çizmeliyim ki Yunan dostlarımız ikili meseleleri doğrudan ve iyi niyetle ele almak yerine AB ile konuşuyorlar. İkili meseleleri AB'nin, ABD'nin veya NATO'nun sorunlarıymış gibi çerçeveliyorlar. Üçüncü tarafları ikili meselelere dahil etmek yardımcı olmaz. Bu sadece sorunları daha da zorlaştıracaktır."