Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç'tan Kemal Kılıçdaroğlu'na: "Fikir sefaleti" düzeyinde...
Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç, bugünkü köşesine taşıdığı yazısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve partinin muhalefet tutumunu sert sözlerle eleştirdi. "Vah vah!..” başlıklı yazısında Engin Ardıç, "CHP'nin parti içi muhalefeti bu "fikir sefaleti" düzeyinde kaldığı sürece hiç korkma Kemal Bey, ömür boyu ana muhalefet liderimiz olarak kalacaksın. Allah sana uzun ömür versin... Ki bize de eğlence çıksın." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 11:20 | 31.05.2020
- Güncelleme Tarihi: 11:31 | 31.05.2020
İşte Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç'ın CHP Genel Başkanı ve partisini topa tuttuğu o yazının tamamı...
"İÇLERİNDE ATATÜRK'ÜN DE SOSYALDEMOKRAT OLDUĞUNU SANAN..."
CHP'nin eski milletvekili, yani Kılıçdaroğlu tarafından tasfiye edilmiş, arka plana itilmiş olan Umut Oran, bugün CHP'de "parti içi muhalefetin" sözcüsü sayılıyor.
Gerçi Muharrem İnce de fırsat buldukça konuşuyor ama onun muhalefeti "Kemal gitsin ben geleyim"den öteye geçemiyor.
Sosyalistler şaşkın durumdalar. Çoğu partiden kovuldu. Fikri Sağlar kardeşim de susturuldu.
Bu durumda iş, Umut Oran'ın "fikir olduğunu sandığı" boş laflara kalıyor...
Yazık. Bu gayret gene de ancak faşist basında kendine yer bulabiliyor.
Bunlar, "biz sosyaldemokrat geçiniyoruz ama niçin bize faşistler sahip çıkıyor" diye de durup düşünemiyorlar.
Çünkü "önce Kemalist sonra sosyaldemokrat"tırlar.
İçlerinde Atatürk'ün de sosyaldemokrat olduğunu sanan ahmak bile vardır.
(Engin Ardıç)
Güzel. Lakin bu iş nasıl olabilecek?
Bunun için "gerekli kurumsal değişimi hızla hayata geçirmek" gerekiyormuş.
Ne demek bu?
Hiçbir şey demek değil. Boş laf.
Nelerdir o kurumsal değerler ve nasıl hayata geçirilecektir, her seçimde hayat onlara geçirirken? (Murat Karayalçın da buna benzer laflar ediyordu bir ara, İstanbul İl Başkanlığı'nı kaybediverdi.)
Sayın Oran "parti içi demokrasiyi" kastetmeye çalışıyor ama bunu açık açık da söyleyemiyor. Çünkü "kovulma" tehlikesi onun ve birçoklarının başları üstünde Damokles'in kılıcı gibi sallanıyor. (Her konuda salladığı gibi bunu da sallayan Kemal Bey tabii. Sallamayı seviyor.)
Parti içi demokrasi gerekli ve yeterliymiş, öyle "plana ve programa" falan lüzum yok.
Herhalde CHP 1923'ten 1950'ye kadar içinde demokrasi olduğu için iktidarda kalmıştı!
O banda oturmakla ne sağlanmış olacak?
Yüzde 20-25'ten yüzde 30'a çıkmayı Muharrem İnce de başarmıştı.
Sonra ne oldu? "Adam" kazandı.
Çünkü yüzde 50'yi bir tek oy bile geçen işi bitirir.
CHP, eski düşünce kalıplarını aşamadığından ve onları değiştiremediğinden (çünkü özlemleri eski Türkiye'dir), Meclis'te koltuk sayısını artırmakla iktidara gelineceğini sanıyor.
Yüzde 49 alsan ne farkedecek?
İktidar cumhurbaşkanındadır.
CHP'nin herhangi bir adayının, Umut Oran'ın özlediği gibi "kendini güçlendirip" yüzde 50'nin üstüne çıkabilmesi mümkün değildir.
Allah sana uzun ömür versin... Ki bize de eğlence çıksın.
"İÇLERİNDE ATATÜRK'ÜN DE SOSYALDEMOKRAT OLDUĞUNU SANAN..."
CHP'nin eski milletvekili, yani Kılıçdaroğlu tarafından tasfiye edilmiş, arka plana itilmiş olan Umut Oran, bugün CHP'de "parti içi muhalefetin" sözcüsü sayılıyor.
Gerçi Muharrem İnce de fırsat buldukça konuşuyor ama onun muhalefeti "Kemal gitsin ben geleyim"den öteye geçemiyor.
Sosyalistler şaşkın durumdalar. Çoğu partiden kovuldu. Fikri Sağlar kardeşim de susturuldu.
Bu durumda iş, Umut Oran'ın "fikir olduğunu sandığı" boş laflara kalıyor...
Yazık. Bu gayret gene de ancak faşist basında kendine yer bulabiliyor.
Bunlar, "biz sosyaldemokrat geçiniyoruz ama niçin bize faşistler sahip çıkıyor" diye de durup düşünemiyorlar.
Çünkü "önce Kemalist sonra sosyaldemokrat"tırlar.
İçlerinde Atatürk'ün de sosyaldemokrat olduğunu sanan ahmak bile vardır.
(Engin Ardıç)
"KEMAL BEY TABİİ. SALLAMAYI SEVİYOR"
Güzel. Lakin bu iş nasıl olabilecek?
Bunun için "gerekli kurumsal değişimi hızla hayata geçirmek" gerekiyormuş.
Ne demek bu?
Hiçbir şey demek değil. Boş laf.
Nelerdir o kurumsal değerler ve nasıl hayata geçirilecektir, her seçimde hayat onlara geçirirken? (Murat Karayalçın da buna benzer laflar ediyordu bir ara, İstanbul İl Başkanlığı'nı kaybediverdi.)
Sayın Oran "parti içi demokrasiyi" kastetmeye çalışıyor ama bunu açık açık da söyleyemiyor. Çünkü "kovulma" tehlikesi onun ve birçoklarının başları üstünde Damokles'in kılıcı gibi sallanıyor. (Her konuda salladığı gibi bunu da sallayan Kemal Bey tabii. Sallamayı seviyor.)
Parti içi demokrasi gerekli ve yeterliymiş, öyle "plana ve programa" falan lüzum yok.
Herhalde CHP 1923'ten 1950'ye kadar içinde demokrasi olduğu için iktidarda kalmıştı!
"YÜZDE 49 ALSAN NE FARKEDECEK?"
Böylece CHP "yüzde 30-35" bandına oturabilecekmiş...O banda oturmakla ne sağlanmış olacak?
Yüzde 20-25'ten yüzde 30'a çıkmayı Muharrem İnce de başarmıştı.
Sonra ne oldu? "Adam" kazandı.
Çünkü yüzde 50'yi bir tek oy bile geçen işi bitirir.
CHP, eski düşünce kalıplarını aşamadığından ve onları değiştiremediğinden (çünkü özlemleri eski Türkiye'dir), Meclis'te koltuk sayısını artırmakla iktidara gelineceğini sanıyor.
Yüzde 49 alsan ne farkedecek?
İktidar cumhurbaşkanındadır.
CHP'nin herhangi bir adayının, Umut Oran'ın özlediği gibi "kendini güçlendirip" yüzde 50'nin üstüne çıkabilmesi mümkün değildir.
"FİKİR SEFALETİ"
CHP'nin parti içi muhalefeti bu "fikir sefaleti" düzeyinde kaldığı sürece hiç korkma Kemal Bey, ömür boyu ana muhalefet liderimiz olarak kalacaksın.Allah sana uzun ömür versin... Ki bize de eğlence çıksın.
DİĞER