Bartın’daki maden faciası Türkiye’yi yasa boğdu! 41 şehidin acısı yürekleri yakarken 6 aile yoğun bakım kapısında bekliyor
Bartın'da Cuma günü gerçekleşen maden faciasında 41 şehidin acısı yürekleri sızlatırken İstanbul'daki yaralılar için bekleyiş sürüyor. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde tedavi olan altı maden işçisinin aileleri yoğun bakımdan gelecek sevindirecek haberleri bekliyor. Hasta yakınları yaralıların hikayelerini anlattı. Yeğeni Taner Şen'i patlamadan kendi elleriyle kurtardığını dile getiren dayısı Tayfun Kayhan, 'Ben gündüz vardiyasındaydım. Patlamayı duyar duymaz kurtarma çalışmalarına katıldım. Yeğenimi kendi ellerimle kurtardım ve ilk gördüğümde tanıyamadım' diye konuştu. Patlamadan daha 12 gün önce de maden emeklisi olan babalarını kaybettiklerini ifade eden Remzi Taşkömür'ün abisi Mehmet Taşkömür ise 'Ağabeyimin emekliliğine 3 yıl kalmıştı. 3 çocuğu için güzel bir hayat kurmak istiyordu. Emekli olduktan sonra kızını evlendirecekti. Diğer çocuklarını da okutmak istiyordu' dedi.
Bartın'daki maden ocağı patlamasında yaralı halde kurtulan 6 hasta uçak ambulansla Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Yanık Merkezine sevk edildi. Burada hastalara gereken müdahaleler yapıldı ve hasta yakınlarına hastalarla alakalı bilgi verildi. Yaralılardan 5'inin durumu ciddiyetine korurken durumu daha iyi olan 1 yaralının da Hiperbarik Oksijen Tedavisi Merkezi'ndeki tedavisinin sürdüğü belirtildi. Hastane önünde nöbet tutan aileleri yoğun bakımdan gelecek güzel haberleri bekliyor.
Hasta yakınları yaralıların hikayelerini anlattı.
YEĞENİNİ KURTARDI
Bartın'daki maden ocağı patlamasında yaralanan ve tedavi için İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ne getirilen Taner Şen'i (30) aynı madende gündüz vardiyasında çalışan dayısı Tayfun Kayhan kurtardı. Yeğenini ilk gördüğünde dayısı olarak tanıyamadığını dile getiren Kayhan, onu Sabah'a anlattı. Taner Şen'in daha önce Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 5 yıl boyunca sözleşmeli uzman olarak çalıştığını söyleyen Kayhan, "Artık yerleşik bir hayata geçmek ve kendi düzenini kurmak istiyordu. Biz de ona evlenirsin yerleşik bir hayatın olur diyorduk. Başvuru konusunda yardımcı olduk, nasip oldu ona da. 3 yıldır da maden ocağında gayet iyi bir şekilde çalışıyordu. Annesi ve babası ayrılmıştı, babası vefat etti ve iki kardeşine Tayfun sahip çıkıyordu. Babasının durumu iyi değildi, biz kardeşlerini beraber okuttuk. Gezmeyi çok severdi, maddi imkanları yeterli olmamasına rağmen imkanlarını zorlayıp Dubai'ye tatile gitmişti" dedi.
AYNI KÖYDEN 3 KİŞİ TOPRAĞA VERİLDİ
Kendisi de aynı gün gündüz vardiyasında çalıştığını ifade eden Kayhan, şunları söyledi: "Patlamayı duyar duymaz gidip kurtarma çalışmalarına katıldık. Taner'i acil müdahale ekipleri ocakta bir yere kadar getirdi, oradan sonra ben aldım yeryüzüne dört beş arkadaşımla birlikte çıkardık. Taner'i ilk gördüğümde dayısı olarak tanıyamadım. Onu ambulansa teslim ettikten sonra arkadaşlarımı kurtarmak için tekrar ocağa girdim. İlk başta kurtarılan 8-10 arkadaşımızın geneli sadece yaralıydı. Taner'i kurtardıktan sonra 6-7 kişiyi daha yaralı çıkardık ama ne yazık ki diğerleri vefat etmiş bir şekilde geldiler. Ahatlar Köyü'nden 3 tane gencecik arkadaşımızın cenazesi çıktı. Eşimin amcası Rıfat Acet vefat etti. Onların cenazesine katıldık."
12 GÜN ÖNCE BABALARI VEFAT ETMİŞTİ
Remzi Taşkömür'ün (42) madencilikten emekli babası patlamadan 12 gün önce vefat etmişti. Babalarının acısı henüz tazeyken patlama haberiyle sarsıldıklarını söyleyen Remzi Taşkömür'ün kardeşi Mehmet Taşkömür, "Babamın cenazesinden sonra çalıştığım için İstanbul'a dönmek zorunda kaldım. Birkaç gün sonra da patlama haberini aldık. Ben de iş makinası operatörüyüm. Ağabeyim yer altında ben de yer üstünde aynı işi yapıyoruz aslında. İkisi de çok tehlikeli. Babamız da maden ocağından emekliydi. Ben de girmek istiyordum ama sadece ağabeyime nasip oldu ve o da babam gibi madenci oldu. Oraya girmek de çok zor çalışmak da çok zor" diye konuştu.
