A HABER GALERİ
Bugün toplantı var mı? Kabine toplantısı ertelendi mi, ne zaman yapılacak? Yasaklar geri gelecek mi?
Kabine toplantısı ne zaman yapılacak? Doğal afetler, yeni eğitim-öğretim yılı ve koronavirüsle mücadelede son gelişmelerin görüşüleceği Kabine toplantısının hangi tarihte yapılacağı merak ediliyor. Kısıtlamaların geri gelip gelmeyeceğini merak eden vatandaşlar konu ile ilgili detayları araştırıyor. Peki, bugün toplantı var mı? Kabine toplantısı ertelendi mi, ne zaman yapılacak? Yasaklar geri gelecek mi? İşte haberin detayları...
Bugün toplantı var mı? Kabine toplantısı ne zaman yapılacak? soruları, günün en çok aranılanları arasında yer alıyor. Yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında üçüncü kademeli normalleşme sürecine geçilmişti. Son zamanlarda vaka sayısında artış görülmesi ile birlikte yasakların yeniden uygulanıp uygulanmayacağı merak edilmeye başlandı. Türkiye'de doğal afetler sonrası bakanların sahada olması nedeniyle toplantı tarihleri ertelenmişti. Peki, bugün toplantı var mı? Kabine toplantısı ertelendi mi, ne zaman yapılacak? Yasaklar geri gelecek mi? İşte cevaplar...
KABİNE TOPLANTISI ERTELENDİ Mİ, NE ZAMAN YAPILACAK?
Hemen şunu belirtelim ki, bugün gerçekleştirilmesi beklenen Kabine toplantısı, yaşanan sel felaketi ve yangınlar sonrası bakanların sahada olması nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. Ancak toplantının hangi tarihte yapılacağı henüz belli olmadı. Detaylar belli olduğunda ahaber.com.tr'de yer alacak.
YASAKLAR GERİ GELECEK Mİ?
Kabine'nin ana gündem maddesi koronavirüsle mücadele olacak. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek toplantıda yeni tedbirlerin alınıp alınmayacağına karar verilmesi bekleniyor.
YÜZ YÜZE EĞİTİM OLACAK MI?
Başkan Recep Tayyip Erdoğan yüz yüz eğitim konusunda yaptığı açıklamada "Kabine toplantısında yeni Milli Eğitim Bakanımız bize sunumunu yapacak, bu da o konular arasında yer alıyor. Temennimiz yüz yüze eğitime geçebilmek. Bu konuyla ilgili Mahmut Bey hazırlıklarını bu istikamette yapmışsa ve gerçekten okullarımızı açalım diyorsa biz de Kabine olarak bu işe ikna olursak hayırlı olsun deriz" demişti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın 'Okullar zamanında açılacak. Yüz yüze eğitimden vazgeçmeyeceğiz' demişti. Kabine toplantısında okullarla ilgili Milli Eğitim kararlarının da alınarak Başkan Erdoğan tarafından açıklanması bekleniyor.
AŞI YAŞI KAÇA DÜŞTÜ?
Sağlık Bakanlığı, Kovid-19 ile mücadelenin daha etkili şekilde sürdürülebilmesi için aşıların doz sayısı ve uygulandığı yaş grupları gibi konularda yeni kararlar aldı. Aşılamada yaş sınırı 15'e indirilirken, kronik hastalığı olan 12 yaş ve üstü grubunun da aşı olabileceği bildirildi.
4. DOZ AŞI KİMLER OLACAK?
Sağlık çalışanları ve öncelikli gruptakilere ise dördüncü doz aşı hakkı verildi. Yurt dışına çıkışlarda bazı ülkeler tarafından iki doz BioNTech aşısı istenmesi nedeniyle, iki doz Sinovac ve bir doz BioNTech yaptıranlara dördüncü doz aşı hakkı tanımlandı. 4. dozlar, 3. dozdan 21 gün sonrasına tanımlandı. Bu kapsamdaki kişilerden isteyenler dördüncü doz aşılarını yaptırabilecek.
KOVİD GEÇİRENLERE 1 AY SONRA AŞI
PCR testi pozitif çıkanların da bir ay sonra aşı olabileceği açıklandı. PCR testi pozitif çıkan kişiler, daha önce, hastalığı atlatmalarından 3 ay sonra aşı olabiliyordu. Yeni kararla bu süre artık 1 aya indirildi.
YÜZ YÜZE EĞİTİM İÇİN AŞI GEREKLİLİĞİ
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın, yüz yüze eğitimin zamanında başlayabilmesi ve sürdürülebilmesi için öğretmenler ile okul çalışanlarının mutlaka aşı olması gerektiğini belirtti. Akın, "Gördüğümüz kadarıyla çocuklardaki enfeksiyonlar erişkinlerden bulaşıyor. O nedenle öğretmenlerin öğrencilerini hastalıktan korumaları için muhakkak korunmuş hale gelmeleri lazım. Aşıyla ilgili yapılan spekülasyonlara itibar etmesinler" dedi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Akın, yüz yüze eğitimin başlayabilmesi için öğretmenlere ve okul çalışanlarına aşı çağrısında bulundu. Okuldaki eğitimin sürdürülebilmesi için personelin tamamının çaba harcaması gerektiğini belirten Akın, "Okulda çalışanların muhakkak koruyucu önlemlere itibar etmesi, aşı olması gerekiyor. Zorunlu aşı olabilir mi? Bu çok bambaşka bir konu esasında. Bu konu çok tartışılıyor. Şu anda bazı ülkelerde sağlık personeline zorunlu aşı kavramı getirildi.
Amerika Birleşik Devletleri'nde, Fransa'da, İtalya'da, Kuzey ülkelerinde ve Uzak Doğu'nun bazı ülkelerinde buna ait uygulamalar var ama şu andaki hedefimiz toplumdaki herkesin isteyerek, bilerek kendi toplumlarına katkı sağlamak amacıyla aşı olmalarını sağlamak. Bunlara öğretmenler ve sağlık personeli de dahil. Öğretmenlerin aşı olmasının zorunlu hale getirilmesi şu anda belki gündemde değil ama gördüğümüz kadarıyla çocuklardaki enfeksiyonlar öğretmenlerinden çalışanlardan ya da toplumdan bulaşıyor.
Öğretmenler pek çok konuda öğrencilerini koruyorlar; yangınlarda, depremlerde onların rehberliklerini yapıyorlar. Hastalıktan da korumak için öğretmenlerin muhakkak korunmuş hale gelmeleri lazım. Aşıyla ilgili yapılan spekülasyonlara itibar etmesinler. Şu anda bilimsel çalışan ve doğru düşünen tüm uzmanlık dernekleri, sivil toplum örgütleri ve Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Bakanlığı'yla aynı şeyi söylüyor; 'Lütfen aşınızı olun" diye konuştu.
'AŞIYA TEŞVİK EDİCİ UYGULAMALARA İHTİYACIMIZ VAR'
Aşıyı zorunlu hale getirmek yerine aşının insanlara daha iyi tanıtılması ve uygulanması konusuna önem verilmesi gerektiğini dile getiren Akın, şunları söyledi:
"Aşının zorunlu hale gelmesi için bıçağın kemiğe dayanması lazım. Bıçak şu anda kemiğe dayandı mı; onu bilemiyorum ama hala aşılama oranlarının hızının fena gitmediğini ama bunun biraz daha hızlanması gerektiğini düşünüyorum. O yüzden toplumun gönüllü olarak aşı olmaya gitmesi lazım. Muhakkak aşılama hızımızı artırmamız lazım. Daha fazla kişiye aşı yapacak fırsatları vermemiz ve bu konuda teşvik edici uygulamalara ihtiyacımız var. Öncelikle insanların teşvik edilmesi lazım.
Bu teşvikin sonuçlarını gördükten sonra belki zorunlu aşı uygulamaları ile ilgili tartışmalar olabilir ama şu anda teşvik politikaları ya da teşvik uygulamalarını görelim; aşının bu insanlar üzerindeki etkisini yayalım. Aşılama hızlarını görelim, ondan sonra tekrar tartışabiliriz. Zorunlu hale geldiği zaman daha fazla tereddüt yaşayanların bunun hakkında karar vermeleri zorlaşabilir. O yüzden biz doğru bilgileri doğru zamanda, doğru yerde insanlara aktaralım."
'50-60 BİNLERİ GÖRMEK SÜRPRİZ OLMAZ'
20-25 bin civarındaki vaka sayılarının hoş olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Akın, "Daha ağustos ayındayız. Eğer bu sayılar ağustos ayında böyle olursa kışın 50-60 bin gibi rakamları görmek hiç sürpriz olmaz. O yüzden aşılama programına uyulsun. Bakanlık bu konuda elinden geleni yapıyor. Çok yaygın aşı programlarını uygulamaya çalışıyor. Bilim Kurulu'nda bununla ilgili 'Ne yapalım, nasıl teşvik edebiliriz, nasıl yönlendirebiliriz' gibi öneriler oluyor. Ben şu aşamada bir miktar teşvikle önemli bir grubun kabul edeceğini düşünüyorum. Şu aşamada zorunlu hale getirmenin tartışılması toplumda hoş karşılanmayabilir ama eğer aşılanmayan kişiler toplumu tehdit ederse elbette ki bazı önlemler alma ihtiyacımız olabilir" diye konuştu.