A HABER GALERİ
Bakan Fahrettin Koca açıkladı! 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı ne zaman bitecek? 65 yaş sokağa çıkma yasağı kalktı mı?
Son dakika... Türkiye'de 65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkma yasağının ne zaman biteceği ile ilgili merak edilen sorulara Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yanıt verdi. Bilim Kurulu toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Fahrettin Koca, 65 yaş üstü ile ilgili sokağa çıkma kısıtlamasının Bilim Kurulu'nda konuşulduğunu bildirdi. Peki, 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı ne zaman bitecek? 65 yaş sokağa çıkma yasağı kalktı mı?
Son dakika... 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı ne zaman bitecek? Türkiye'de 11 Mart'ta ilk koronavirüs vakasının görülmesinin ardından alınan önlemler kapsamında 65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkmaları kısıtlanmıştı. Son günlerde en çok merak edilenlerden biri de yasağın ne zaman sona ereceği oldu. Konu ile ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklamalarda bulundu. Peki, 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı ne zaman bitecek? 65 yaş sokağa çıkma yasağı kalktı mı? İşte ayrıntılar...
65 YAŞ ÜSTÜ SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI NE ZAMAN BİTECEK?
Bakan Koca, yaptığı açıklamada, "65 yaşla ilgili gündem konusu oldu Bilim Kurulu'nda. Büyüklerimizi, çınarlarımızı hiç olmazsa birkaç saat gezmelerini dolaşmalarını, trafik araç kullanmadan yakın mesafe anlamında yapılabilir mi? Öyle bir serbestlik sözkonusu olabilir mi diye gündem oldu. Bununla ilgili daha net bir öneriye dönmedi. Bu da bir yaklaşıma gelirse görüş olarak Cumhurbaşkanımıza sunulmuş olur, karar noktasına gelir diye düşünüyorum." dedi.
Bakan Koca'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
Tehdit giderek zayıflıyor. Dışarı çıkıp baharı yaşamıyoruz. Ama içimizde bir diriliş var. Başarı 83 milyon olarak hepimizin. Mücadelemiz henüz bitmedi. Hepimiz çok iyi biliyoruz bu mücadelede düzen, dikkat, disiplin vazgeçilmezdir. Taviz vermezsek istediğimiz sonucu kısa sürede alabiliriz. Geride kalan günler kolay geçmedi.
Hastalık korkusu 'acaba bizi ilelebet esir mi alacak, salgında bir yakınımı kaybeder miyim' diye endişe ettiniz. Bir yakınınızı kaybettiyseniz salgın günlerinin en büyük acısını yaşadınız. Bilin ki elimizden gelen her şeyi yaptık. Ramazan ayındayız. Ramazan'ı hiç alışık olmadığımız şekilde yaşıyoruz. Eskiden olduğu gibi aileler, dostlar bir araya gelemiyor. Fakat bu yılki Ramazan'ın benzersiz tarafı var. Hastalığa karşı her gün yeni iyi haberler alıyorsunuz.
Salgın tüm dünyada 210 ülkeye yayılmış ve hayatı değiştirmiştir. Geçen Aralık ayında işin bu noktalara varabileceği akıllardan geçmiyordu. İlk resmi beyan 31 Aralık tarihinde yapılmıştı. Türkiye sağduyusunda tam zamanında ortaya koydu, bakanlığımız 10 Ocak 2020'de acilen operasyon merkezi kurdu. Bu yeni hastalığa karşı bir rehber hazırlayıp yayınladık. Riske karşı hareket planımız 11 Mart'tan tam 50 gün öncesine dayanmaktadır. DSÖ'nün rakamlarıyla özetlersek dünyada toplam 3 milyon 152 bini aşkın koronavirüs hastası bulunmaktadır. Hayatını kaybedenlerin sayısı dünyada 218 bini geçmiştir.
Ülkeler bazında iki güncel veri ise can kaybının 59 bini aştığı ABD'de dün 25 binden fazla yeni vaka açıklanmıştır. Sadece dün New York'ta 521 kişi hayatını kaybetmiştir. Dünyada halen kontrol edilemez bir güç olmaya devam eden Türkiye nasıl geriletti ve kontrol altına aldı. 83 milyon hep birlikte elde ettiğimiz başarının bazı nedenleri, stratejisi, kimi önemli detaylarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakanlığımız muhtemel riske karşı operasyon merkezini 10 Ocak'ta kurdu, aynı gün Bilim Kurulumuzu kurdu. DSÖ'nün hastalığı pandemi olarak ilan etmesinden tam 31 gün önce. Çin'deki ilk vakadan itibaren dünyadaki gelişmeleri izlemeye alıp yol haritamızı belirledik. Sağlık kurumlarımızı salgına hazırladık.
Yurt dışı girişine karşı uyguladığımız tedbirler hastalığın geç girmesini ve zaman kazanmayı sağladık. Kademe kademe uygulanan tedbirler sonuçlarda çok etkili oldu. Diyebilirim ki Türkiye bu sınavdan yüzünün akıyla çıktı. Başarının tamamını özetleyecek olursak; tedbir, tespit, hızlı tedavi... Filyasyonun bugüne dek gösterdiğimiz başarıdaki rolü büyüktür. Her yeni hastanın temas çevresinde virüsün izini sürdük. Filyasyon dediğimiz yöntemle hastalığı taşıyan kişinin son iki günde herkese ulaşmaya çalışıp testlerini yaptık. Hastalığın onlardan başkasına geçmesine fırsat tanımadan izole ettik.
Hiçbir testi tesadüfen yapmadık. Testi hastalığın kişiden kişiye bulaşıp yayılmasını önlemek için kullandık. 83 milyonluk bir ülkede şüphelilere odaklandık. Hastayla temas olan kişilere odaklandık. Test sayımızı arttırdık. Şüphelilere odaklanmak yerine yaygın tarama yapan ülkeler istenen sonucu alamadı.
Biz filyasyonu çok büyük bir ağ kurarak gerçekleştirdik. Sahada görev yapan 5849 kişidir. Bu ekip hastaların temas zincirinde yer alan 468 bin 390 kişiyi tespit etmiştir. Bunların yaklaşık yüzde 99'una neredeyse tamamına ulaşılmış takipleri yapılmıştır. Bugüne kadar takipleri yapılan kişi sayısı 464 bin 434'dür. Hastalığın yayılmasını bu yolla önledik. Salgının tümüyle önlenmesinde izlenecek yol yine budur. Süreçte hastane ihtiyacımızı baştan planladık. Muhtemel yatak ve yoğun bakım ihtiyacını göz önünde tutarak özel, kamu, üniversite ayrımı yapmaksızın tüm hastanelerimizi birer pandemi hastanesi olarak görevlendirdik. Acil olmayan hastalarımızı erteleyip hastane yataklarımızı pandemiye hazır hale getirdik. Sağlık altyapısının hazır hale getirilmesi bize kontrol gücü verdi. Koronavirüsle mücadelemizde temaslıları gözetim altında tutuyor, şikayeti olan kişilerin takibinde son derece titiz davranıyoruz.
Hiçbir vakayı hastanın durumu ağır değil düşüncesiyle eve göndermedik, göndermiyoruz. Türkiye hastalığın yayılmasına karşı elde ettiği başarının aynısını tedavide de göstermiştir. Hekimlerimizin gözlem ve tecrübeleri neticesinde uyguladığımız tedavi dünyanın birçok ülkesinden farklılık göstermiştir.