CANLI YAYIN
A HABER GALERİ
Sapığın korku dolu son günleri! Epstein dosyasında kan donduran detaylar...
En küçüğü 14 olmak üzere 18 yaş altındaki onlarca kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmak ve fuhuş ağı oluşturmak suçlamasıyla yargılanan Jeffrey Epstein'in son günlerine dair ürpertici ayrıntıları ortaya çıktı.
ABD Adalet Bakanlığı tarafından yayımlanan son belge paketi, onlarca kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmak ve fuhuş ağı oluşturmak suçlamasıyla yargılanan Jeffrey Epstein'ın hapishanedeki son günlerini büyük bir korku ve psikolojik çöküntü içinde geçirdiğini gözler önüne serdi.
Belgeler, Epstein'ın ölümünün resmî kayıtlara "intihar" olarak geçmesine rağmen, ölüm koşullarına dair yeni soru işaretlerini de yeniden gündeme taşıdı.
Dosyalara göre Epstein, ilk başarısız intihar girişiminin ardından bir psikoloğa, hücresine geri dönmekten korktuğunu söyledi.
Belgelerde ayrıca, Epstein'ın kardeşi Mark Epstein'ın, FBI'a verdiği bir ihbarda kardeşinin öldürüldüğünü öne sürdüğü de yer aldı.
İLK İNTİHAR GİRİŞİMİ: 23 TEMMUZ 2019
Yayımlanan ayrıntılı kayıtlara göre Epstein'ın ilk intihar girişimi, 23 Temmuz 2019 günü saat 01.27'de, New York'taki Metropolitan Islah Merkezi'nin (MCC) Özel Gözetim Ünitesi'nde (SHU) gerçekleşti.
Psikoloğunun hazırladığı değerlendirme raporunda şu ifadelere yer verildi:
"Yaklaşık saat 01.00 civarında, her 30 dakikada bir yaptığı gibi su içmek için kalktığını söyledi. Ranzaya doğru yürüdüğünü hatırladığını, ardından hücresinde görevliler varken uyandığını belirtti."
Raporda Epstein'ın, boynundaki izlerin nasıl oluştuğuna dair hiçbir şey hatırlamadığı da aktarıldı:
"SHU'da boynunda oluşan izlere neyin sebep olduğunu hâlâ hatırlayamadığını ifade etti."
Psikoloğun değerlendirmesine göre Epstein, olaydan önceki beş gün boyunca, SHU'daki gürültü nedeniyle her gece yalnızca yaklaşık 30 dakika uyuyabilmişti.
"HÜCRESİNE DÖNMEKTEN KORKUYORDU"
Rapora eklenen bir diğer çarpıcı notta şu ifadeler yer aldı:
"SHU'ya geri dönme konusunda kaygılı olduğunu söyledi. Boynunda izlerin oluştuğu bir yere geri gönderileceğini ve bunun neden olduğunu bilmediğini belirtti."
Tıbbi kayıtlarda Epstein'ın şu şekilde tedavi gördüğü belirtildi:
- Boyun tabanında dairesel kızarıklık,
- Boynun ön kısmında sürtünme izleri,
- Sol dizinde küçük bir kızarıklık.
HÜCRE ARKADAŞI: 'CANLANDIRMAYA ÇALIŞTIM'
O dönemde Epstein'ın hücre arkadaşı olan Nicholas Tartaglione, Epstein'ı hayata döndürmeye çalıştığını söyledi.
Tartaglione, olayla ilgili olarak cezaevi yetkilileri tarafından herhangi bir suçtan aklandı ve Epstein'ın haftalar sonra gerçekleşen ölümünden önce hücreden çıkarıldı.
Eski bir polis memuru olan Tartaglione, 2024 yılında, 2016'da işlediği dört cinayet nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
KARDEŞİNDEN FBI'A ŞOK İHBAR
Yeni yayımlanan Epstein dosyaları, Şubat 2023'te, Epstein'ın kardeşi Mark Epstein'ın, FBI'a internet üzerinden çarpıcı bir ihbarda bulunduğunu da ortaya koydu.
Bu ihbar, FBI Ulusal Tehdit Operasyonları Merkezi'nde görevli bir "Tehdit İhbar İnceleme Uzmanı" tarafından hazırlanan belgede kayda geçirildi.
İhbarda şu iddialar yer aldı:
"Jeffrey Epstein hücresinde öldürüldü. İsimler vermek üzere olduğu için öldürüldüğüne inanmak için nedenler var. Başkan Trump'ın bu cinayeti yetkilendirdiğine inanıyorum."
Belgelerde bu iddialara ilişkin başka bir ayrıntı yer almadı.
Donald Trump, Epstein'ın ölümüyle ilgili olarak hiçbir zaman resmî şekilde suçlanmadı.
ADALET BAKANLIĞI'NDAN AÇIKLAMA
Mark Epstein'ın FBI ihbarının kamuoyuna yansımasının ardından Beyaz Saray, Daily Mail'i, ABD Adalet Bakanlığı'nın salı günü yaptığı açıklamaya yönlendirdi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bu belgelerin bazıları, 2020 seçimlerinden hemen önce FBI'a sunulan ve Başkan Trump'a yönelik asılsız ve sansasyonel iddialar içermektedir. Açık olmak gerekirse: Bu iddialar temelsiz ve yanlıştır. En ufak bir inandırıcılıkları olsaydı, çoktan Başkan Trump'a karşı kullanılmış olurlardı."
Açıklama şöyle devam etti:
"Buna rağmen, hukuka ve şeffaflığa olan bağlılığımız gereği, Epstein'ın mağdurlarına yönelik yasal korumalar sağlanarak bu belgeler kamuoyuyla paylaşılmaktadır."
ÖLÜMÜNDEN İKİ HAFTA ÖNCEKİ PSİKİYATRİK NOTLAR
Epstein'ın ölümünden iki hafta önce tutulan psikiyatrik kayıtlarda, son derece mutsuz olduğu ve kendisini, Dustin Hoffman'ın 'Rain Man' filmindeki otistik karakterle kıyasladığı görülüyor.
Bir raporda şu ifadeler yer aldı:
"Sağ kolunun hâlâ kısmen uyuşuk olduğunu ve o eliyle yumruk yapamadığını söyledi. Boynunda da uyuşma olduğunu belirtti."
Rapora göre Epstein, bir gece yaşadığı olayı şöyle anlattı:
"Tuvaleti sifonu çektiğinde 45 dakika boyunca durmadan aktığını, bunun kendisi için son derece rahatsız edici ve sarsıcı olduğunu söyledi. Bu yüzden bir köşeye oturup kulaklarını kapattığını, saatlerce huzursuz kaldığını ve uyuyamadığını belirtti."
Bu hissin, SHU'da yaşadıklarıyla benzer olduğunu da ekledi.
Raporda şu değerlendirme yer aldı:
"Otizm spektrumunda olabileceğini düşündüğünü söyledi. 'Rain Man' filmindeki otizmli karakterin de sese karşı aşırı hassasiyeti vardı. Kendisi de sayılarla çok iyi olduğunu ifade etti."
ÖLÜM GÜNÜ: PANİK İÇİNDEKİ E-POSTALAR
Jeffrey Epstein, 10 Ağustos 2019'un erken saatlerinde, hücresinde ölü bulundu. Ölümü resmî kayıtlara intihar olarak geçti.
Belgeler, aynı gün yetkililer arasında yapılan panik dolu e-posta yazışmalarını da ortaya çıkardı.
Bir yetkili şöyle yazdı:
"Tahmin edebileceğiniz gibi, savunma avukatlarından giderek daha panik dolu telefonlar alıyoruz. Basında gördükleri bilgileri biz, yani ABD Savcılığı, henüz almadık. En azından ölüm zamanı ve nedeni gibi en temel bilgileri acilen bilmemiz gerekiyor."
Epstein'ın cenazesinin teslim edilmesi tartışılırken, başka bir yetkili şu uyarıda bulundu:
"Savunma avukatı, tam bir otopsi ve diğer incelemeler için yeterli zaman olup olmadığı konusunda son derece endişeli."
Daha sonraki kaotik yazışmalarda, bir yetkili (birimin adı sansürlenmiş şekilde) Cezaevleri Bürosu'nun (BOP) süreçten çıkarıldığını yazdı:
"BOP'u devreden çıkartıyoruz. FBI ve Adalet Bakanlığı Müfettişliği ile teyit edilmeden cesedi teslim etmemeliler. Lütfen bunu onlarla görüşün."
Bir başka yetkili ise şu yanıtı verdi:
"Evet, elbette. Açıkçası bunun bir aldatmaca olmasını umuyorum. Çünkü değilse, bu tamamen delilik."
