A HABER GALERİ
İran'ın Ruhani lideri Hamaney'in tahtı sallanıyor mu? İktidarda sessizlik kulislerde fırtına
İran'ın demir yumruğu çözülüyor mu? 86 yaşındaki Hamaney ülkesinde nüfuzunu kaybederken, rejimin kalbinde bir güç boşluğu oluşuyor; ardında ise rekabet, belirsizlik ve sessiz bir iktidar savaşı bırakıyor.
İran'ın 86 yaşındaki ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney, yıllardır ülkenin mutlak hâkimi olarak anılıyordu. Devlet başkanları, ordu komutanları ve din adamları onun gölgesinde hareket eder, seçimler onun onayıyla şekillenir, siyasetin tüm yolları Hamaney'e çıkardı. Ancak The Economist'in dikkat çektiği son analizine göre bu tablo artık geçerliliğini yitiriyor olabilir.
İSRAİL SAVAŞI SONRASI KIRILMA
Analize göre Hamaney'in gücünü sorgulanabilir hâle getiren sürecin fitili, İsrail ile yaşanan 12 günlük savaşla ateşlendi.
Savaş sırasında milliyetçi duyguların kabarması kısa süreli bir "birlik havası" yaratsa da, 24 Haziran'da ilan edilen ateşkesten sonra, İran içinde çok sayıda farklı aktörün farklı yönlere çektiği bir parçalanmışlık gözlemleniyor.
The Economist, Hamaney'in artık kamuya nadiren çıktığını, kısa konuşmalarla yetindiğini ve ardılının kim olacağına ilişkin belirsizliklerin ülkeyi bir tür liderlik boşluğuna sürüklediğini vurguluyor. İran halkı nükleer müzakerelerin ve olası anlaşmaların geleceğini merak ederken, artık ülkede "asıl karar mercii kim?" sorusu yanıtını kaybetmiş durumda.
HAMANEY'İN İKTİDAR TAKTİĞİ VAR MI?
İddiaya göre iktidarı halk nezdinde cazip kılmak isteyen Hamaney, dini sembolleri geri plana iterek milliyetçi söylemleri öne çıkarma taktiği izliyor.
Örneğin, bu yılki Aşura törenlerinde ezan yerine 1979 öncesinin milli marşı "Ey İran İran"ın çalınması bu stratejinin sembollerinden biri oldu.
Tahran sokaklarında başörtüsü zorunluluğunun fiilen uygulanmaması, popüler flört programlarının televizyon ekranlarına çıkması da bu değişimin parçası.
ASKERİ VESAYET TEHLİKESİ GÜNDEMDE
İsrail'in hava saldırılarının hemen öncesinde Ayetullah Hamaney'in operasyonel yetkileri Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) devretmesi, ülke içinde askerî vesayet tartışmalarını gündeme taşıdı. The Economist analizinde şu ifadeye yer verildi: "Bu gelişme, Hamaney'i fiilen sembolik bir figüre dönüştürmüş olabilir."
Ancak generallerin yönetiminde yaşanan sıkıntılar dikkat çekiyor. Ordu içinde yaşandığı öne sürülen sızmalar, üst düzey komutanlar arasında koordinasyon eksikliğine ve güven bunalımına yol açtı.
DMO'nun genişleyen ekonomik faaliyetleri ve yolsuzluk iddiaları da bu yapının parçalı, kontrolsüz bir yapıya dönüşebileceği yönünde endişeleri artırıyor.
HALEFLİK SAVAŞI SESSİZCE BAŞLADI
Siyasi kulislerde haleflik tartışmaları öne çıkıyor. Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, savaş sonrası oluşan birlik havasını diyaloğa dönüştürmek istiyor. Ancak halk nezdindeki etkisizliği ve ekonomik krizlere çözüm üretememesi, gücünü sınırlıyor.
Bu ortamda eski Cumhurbaşkanları Mahmud Ahmedinejad ve Hasan Ruhani'nin yeniden sahneye çıkmak için hazırlık yaptığı bildiriliyor.
The Economist, her iki ismin de Pezeşkiyan'a kıyasla halk desteği açısından daha güçlü bir zemine sahip olduğunu belirtti. Ruhani'nin, hem dinî kimliği hem de Batı'yla diyalog geçmişi nedeniyle Hamaney sonrası döneme aday olabileceği değerlendiriliyor.
GENÇ NESİLDEN YENİ SİYASAL YAPI TALEBİ
Ev hapsindeki eski Başbakan Mir Hüseyin Musevi tarafından kaleme alınan yeni anayasa çağrısı, yüzlerce İranlı tarafından imzalandı. The Economist'in aktardığına göre genç neslin, geçmiş rejimle bağlantılı tüm figürlerden uzak, tamamen yeni bir siyasal yapı talep ettiği gözleniyor.
DIŞ POLİTİKADAN SAVUNMA HATTINA
İran'ın iç siyasetteki bu çalkantısı dış politikasına da yansıyor. The Economist analizinde şu değerlendirme yer aldı:
"Tahran yönetimi, artık bölgesel hâkimiyet hedeflerinden vazgeçmiş durumda; asıl öncelik rejimin kendi varlığını koruyabilmesi."
Analize göre nükleer silah edinme yönünde baskı yapan sertlik yanlıları ile Batı ile yeniden masaya oturulmasını savunan isimler arasında görüş ayrılığı yaşanıyor.
Çin ve Rusya'dan destek beklentisi sürerken, bu ülkelerin yardımının zamanlamasına dair belirsizlikler dikkat çekiyor.
Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, görüşmelere açık olduklarını açıklamıştı.