A HABER GALERİ
Filistinlilere işkencenin adı Rakefet! İsrail'in yeraltı hapishanesini İngiliz gazetesi yazdı
The Guardian'ın özel haberine göre İsrail, Gazze'den alıkoyduğu binlerce Filistinliyi, gün ışığı görmeden, yerin metrelerce altında bulunan Rakefet adlı gizli hapishanede tutuyor. Avukatlar, buradaki koşulları 'insanlık dışı işkence' olarak nitelendiriyor.
İngiliz gazetesi The Guardian'ın ortaya çıkardığı bilgilere göre, İsrail yönetimi binlerce Gazzeli sivili, "Rakefet" adlı yeraltı hapishanesinde yıllarca süren insalık duşu suçlara tabi tutuyor.
Hiçbir mahkeme kararı olmadan, suçlama yöneltilmeden ve aileleriyle iletişim kurmalarına izin verilmeden alıkonulan Filistinliler, tamamen karanlıkta, doğal ışıktan mahrum şekilde yaşam mücadelesi veriyor.
The Guardian'ın ulaştığı belgelere göre, tutuklular arasında ameliyat önlüğüyle hastaneden götürülen bir hemşire ve genç bir tezgahtar da bulunuyor. Her iki isim de geçtiğimiz Ocak ayında Rakefet'e nakledildi ve buradan ayrıldıktan sonra "düzenli şiddet, aç bırakma ve psikolojik baskı" gördüklerini anlattı.
Siyonist Ben-Gvir'in Talimatıyla Yeniden Açıldı
Rakefet, 1980'lerde İsrail'in en tehlikeli suçlularını tutmak amacıyla inşa edilmişti. Ancak kısa sürede "insanlık dışı" koşullar gerekçesiyle kapatılmıştı.
Karanlıkta Geçen Dokuz Ay
İnsan Haklarına Karşı İşkenceyi Önleme Komitesi (PCATI) avukatlarının The Guardian'a yaptığı açıklamalara göre, Rakefet'teki tüm hücreler, egzersiz alanı ve avukat görüşme odaları tamamen yerin altında bulunuyor. Tutuklular, günlerce değil, aylarca güneş ışığı görmeden kalıyor.
10 Ekim'de imzalanan ateşkesle esir takası kapsamında serbest bırakılan bir hemşire, 21 Ocak'tan bu yana gün ışığı görmediğini belirtirken, genç bir Gazzeli tutuklu da dokuz aydır aynı hücrede olduğunu ve nefes almanın bile zorlaştığını anlattı.
Tutukluların ifadesine göre hücreler havasız, penceresiz ve çoğu zaman 3–4 kişiyle mahkum ediliyorlar. Şiddet, açlık ve türlü işkenceler de cabası...
İşkenceye Göz Yuman Sistem
The Guardian'ın ulaştığı tanıklıklarda, Rakefet'te tutulan Filistinlilerin düzenli dayak, köpeklerle saldırı, tıbbi yardımdan yoksun bırakılma ve açlık sınırında beslenme gibi işkencelere maruz kaldığı belirtiliyor. Avukat Janan Abdu, "Gördüğümüz manzara, insan onuruna tamamen aykırı. Tuvaletler kullanılamaz durumda, görüş odaları bile pislik içinde ve gözetim kameralarıyla dolu," ifadelerini kullandı.
İsrail Yüksek Mahkemesi'nin geçtiğimiz ay aldığı karara göre devletin Filistinli mahkûmlara yeterli gıda sağlamadığı da doğrulandı.
Buna rağmen siyonist yetkililer, uygulamaları "güvenlik gerekçesi" olarak savunmayı sürdürüyor.
Rakefet'teki Sessiz Çığlıklar
The Guardian'ın haberine göre, Rakefet'teki tutukluların bazıları, avukatlarıyla yaptıkları kısa görüşmeler dışında kimseyle konuşamıyor. Avukat Saja Misherqi Baransi, kendisine "Neredeyim, neden buradayım?" diye soran bir hemşireyle yaptığı görüşmeyi şöyle anlattı:
"Bana, ailesinden haber almadığını, sadece annesinin hayatta olup olmadığını bilmek istediğini söyledi. Ona annesinin adını söyledim, sadece o anda yüzünde bir umut ifadesi belirdi."
Bir başka tutuklu, hamile eşinin doğum yapıp yapmadığını sorduğunda, gardiyan tarafından hemen tehdit edilmiş ve görüşme yarıda kesilmiş. Baransi, "Onları yerin altında bir mezara kapatmış gibiler." açıklamasında bulundu.
Uluslararası Hukuka Meydan Okuma
Rakefet hapishanesinde tutulan Filistinlilerin büyük çoğunluğunun siviller olduğu, The Guardian'ın incelediği gizli İsrail verileriyle de doğrulandı. 2019'da İsrail Yüksek Mahkemesi, Filistinlilerin naaşlarının "müzakere unsuru" olarak tutulmasını yasal bulmuştu.
İnsan hakları örgütleri, Tel Aviv yönetiminin şimdi aynı yöntemi "yaşayan insanlara" uyguladığını belirtiyor.
İsrail istihbarat servisleri dahi, bu tür uygulamaların ülkenin güvenliğini tehlikeye attığını iç raporlarda kabul ediyor. PCATI Direktörü Tal Steiner, The Guardian'a yaptığı açıklamada "Bu, sadece işkence değil, aynı zamanda uluslararası insancıl hukukun açık ihlalidir." ifadelerini kullandı.
Katilin Suskunluğu
Rakefet'teki tutukluların kimliği ve yasal statüsü hakkında sorulara yanıt vermeyen İsrail Cezaevi Servisi (IPS), yalnızca "yasal çerçeveye uygun hareket ettiklerini" savundu. Ancak ne adalet bakanlığı ne de ordu, The Guardian'ın sorularına yanıt verdi.
Uluslararası hukukçular ise Rakefet'in, "modern çağın Guantanamo'su" olarak tarihe geçeceğini söylüyor.