A HABER GALERİ
17 bin yıl sonra ses geldi! Türünün en eskisi...
Fransa'da 1931 yılında bir mağarada bulunan ve zamanında müzik aleti olarak kullanılan 17 bin yıllık deniz kabuğundan mükemmele yakın nota (ses) almayı başardı. Antik müzik aletinin, türünün bilinen en eski nefesli çalgısı olduğu açıklandı. Bilim insanları, profesyonel bir müzisyenden deniz kabuğuna üflemesini istedi ve C, C-sharp ve D'ye yakın nota sesleri çıkarttı. Sorbonne Üniversitesi'nden Philippe Walter, 'Üretilen yoğunluk inanılmaz, bir metrede yaklaşık 100 desibel. Ve ses, kabuğun açıklığı ekseninde çok iyi yönlendiriliyor' dedi.
Deniz kabuğundan yapılmış, türünün bilinen en eski nefesli enstrümanı binlerce yılın ardından yeniden sesini duyurdu. Güney Fransa'da 1931 yılında Marsoulas mağarasında bulunan deniz kabuğunun içinde nokta benzeri işaretler olduğu ve bu işaretlerin Pireneler'deki Marsoulas mağarasının duvarlarındaki resimlerle eşleştiği belirtildi.
PROFESYONEL MÜZİSYEN MÜZİK ALETİ DENİZ KABUĞUNU ÜFLEDİ
Deniz kabuğunun uzunluğunun 31 cm ve genişliğinin 18 cm olduğu ifade edildi. Bilim insanları, deniz kabuğunda ses çıkarma yeteneğini artıracak değişiklikler olduğunu tespit etti. Bu değişiklikler arasında, bir tür ağızlığın takılmasına izin veren bir uçta kesilen delik ve diğer ucunda, sesi modüle etmek için bir elin yerleştirilmesini kolaylaştıracak kesikler bulunuyor.
Bilim insanları, profesyonel bir müzisyenden deniz kabuğuna üflemesini istedi ve C, C-sharp ve D'ye yakın nota sesleri çıkarttı.
Sorbonne Üniversitesi'nden Philippe Walter, "Üretilen yoğunluk inanılmaz, bir metrede yaklaşık 100 desibel. Ve ses, kabuğun açıklığı ekseninde çok iyi yönlendiriliyor" dedi.
'İLK DEFA BİR BAĞLANTI KURULDU'
Toulouse Üniversitesi'nden Gilles Tosello, "Bu, deniz kabuğu ile mağaranın duvarlarındaki imgeler arasında güçlü bir bağlantı var" dedi ve "Bildiğimiz kadarıyla, Avrupa'nın tarih öncesinde ilk defa müzik ve mağara sanatı arasında bir ilişki ortaya koyabiliyoruz" diye ekledi.
ÇIĞLIK ATAN MUMYANIN 3 BİN YILLIK GİZEMİ ÇÖZÜLDÜ! BİLİM İNSANLARI...
Mısır'da arkeologlar ve radyologlar tarafından yürütülen araştırma sonunda, 'çığlık atan mumya' olarak bilinen Mısırlı prensesin 3 bin yıl önce kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiği belirlendi. Prensesin damar sertleşmesi ve koroner kalp hastalığından mustarip olduğu ve bunun sonucunda ani bir şekilde yaşamını yitirdiği belirtildi.
Mısır bilimci Doktor Zahi Hawass, bulgularını şöyle açıkladı; "Çığlık atan kadının cansız bedeninin saatler sonrasına kadar keşfedilmemiş olabileceğini varsayıyoruz, bu da ölüm katılaşmasını sağlamaya yetecek bir süre.
Mumyalama işlemini yapanların, kadının büzülmüş bedenini çürümeden ya da gevşemeden önce mumyaladığını düşünüyoruz. Bu nedenle kadının ağzını kapalı tutamadılar ya da bedenine yatış pozisyonu veremediler, ki bu diğer mumyalarla karşılaştırıldığında alışılmadık bir durum. Böylece ölüm anındaki yüz ifadesi ve duruşu korunmuş oldu."
Yüzündeki acı dolu ifade nedeniyle 'çığlık atan mumya' olarak adlandırılan mumya, 1881'de Luksor'da bir kraliyet mezarlığında bulunmuştu. Mumya, bacakları bükülmüş ve çaprazlanmış, başı hafif eğik ve ağzı açık bir halde keşfedilmişti.
Prensesin sarılı olduğu bezdeki yazılardan yola çıkan uzmanlar, mumyanın Firavun Meret Amon'un kız kardeşine ait olduğunu düşünüyor. Ancak bu unvan pek çok prenses için kullanıldığından, mumyanın gerçek kimliği bilinmiyor.
4000 YIL SONRA ORTAYA ÇIKTI! BİLİM İNSANLARI ŞAŞKIN...
Modern çağdaki hastalıkların binlerce yıl önce olup olmadığı hep merak konusu olmuştur.
American Heart Journal'da Güney Amerika ve Mısır'da ortaya çıkan mumyalarla ilgili yeni bulgular yayımlandı.
Houston'daki Teksas Sağlık Bilimleri Merkezi'ndeki McGovern Tıp Fakültesi'nde kalp-damar cerrahisi yardımcı profesörü olan Muhammed Madjid şunları söyledi;
Zamanla aklıma 'Modern zamanın bir hastalığı mı yoksa modern yaşamdan bağımsız olarak insanlara özgü bir süreç mi?' sorusu geldi."