Enerjide hem sahada hem de masada güçlü Türkiye! Temelleri Berat Albayrak döneminde atılmıştı
Türkiye'nin 2016'ta dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak öncülüğünde başlattığı "Enerjide tam bağımsızlık" hamlesi meyvelerini vermeye devam ediyor. Yurt içinde birçok noktada yapılan petrol, doğal gaz ve maden keşifleri sonrası Türkiye tecrübesini yurt dışına da taşıyarak pek çok noktada sondaj faaliyeti başlattı. Türkiye'nin sahadaki bu hamleleri diplomaside de meyve veriyor. 2 Mayıs'ta Turkuvaz Medya tarafından düzenlenecek olan İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi'nde birçok ülkeden üst düzey devlet başkanları ve bakanlar katılmak için adeta sıraya girdi.
Türkiye, enerji alanında onlarca yıldır dışa bağımlı olarak sürdürdüğü politikasını Berat Albayrak'ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde sil baştan düzenleyerek "tam bağımsızlık" hedefiyle yeniden inşa etmeye başladı. Enerjide dışa bağımlılığı bitirmek ve enerjideki bağımsızlıkla birlikte "Tam Bağımsız Türkiye" hedefine bir adım daha yaklaşmak için çalışma yürüten Berat Albayrak, o dönem öncelikli olarak denizlerde petrol ve doğal gaz arama çalışmaları için sondaj gemileri almış ve bu gemiler Karadeniz'deki yüz milyarlarca dolar değerindeki doğal gazı bulmuştu.
Türkiye, Berat Albayrak'ın Enerji Bakanlığı döneminde aldığı gemilerle Karadeniz'deki büyük doğal gaz keşfine imza atmıştı. (AA)
Yine bir dönem terör örgütü yuvası olarak görülen Gabar'da yapılan sondaj çalışmalarıyla birlikte bölgede yüksek kaliteli petrol rezervi keşfedildi. Buradan çıkarılan petrol miktarı günlük 100 bin varile yaklaşırken, Türkiye yurt içinde attığı bu adımları ve tecrübelerini yurt dışına da taşıdı. Somali'den Pakistan'a, Libya'dan Nijer'e, Mısır'dan Azerbaycan'a, Irak'tan ABD'ye birçok ülkeyle masaya oturularak anlaşmalar yapıldı. Bu ülkelerin kara ve deniz sınırlarında da arama faaliyetleri başlatıldı.
Türkiye'nin sahadaki güçlü varlığı enerji diplomasisinde de etkisini göstermeye başladı. 2 Mayıs'ta Turkuvaz Medya tarafından düzenlenecek olan ve Başkan Erdoğan'ın da katılım göstereceği İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi'ne birçok ülkeden üst düzey katılım olacağı öğrenildi. Sabah Gazetesi yazarlarından Dilek Güngör, bugün köşesinde kaleme aldığı yazıda Türkiye'nin enerji alanındaki çalışmalarını ve İstanbul'da düzenlenecek olan zirveyi değerlendirdi.
Türkiye'nin enerjide tam bağımsızlık rotası hem sahada hem de masada etkisini göstermeye başladı. (AA)
İşte Dilek Güngör'ün "Enerji zirvesine Afrika açılımı!" başlıklı o yazısı
Türkiye'nin 2016'da başladığı milli enerji yolculuğu sessiz bir devrimin ayak seslerine benziyor. İlk etapta Berat Albayrak'ın bakanlığı döneminde çizilen strateji, ardından milli gemilerin envantere katılması, sonraki aşamada kendi topraklarımızda yapılan aramalarda ulaşılan rezervler ve enerji arz güvenliğinin sağlanması konusunda atılan adımlar… Şimdi ise Türkiye, petrol ve doğalgaz arama-üretim projelerinde kazandığı tecrübeyi yurtdışına taşıyor. Dünyanın birçok ülkesinde derin deniz arama ve sondaj filosuyla hidrokarbon araması yapıyor.
Son dönemde yapılan anlaşmaları şöyle bir düşünün. Somali'den Pakistan'a, Libya'dan Nijer'e, Mısır'dan Azerbaycan'a, Irak'tan ABD'ye birçok ülkeyle masaya oturuldu. Kiminin kara sınırında, kiminin denizinde Türk bayraklı gemilerle arama faaliyetleri başladı. Eminim, önümüzdeki dönemde bu listeye yeni ülkeler de eklenecektir.
Türkiye, Somali ile petrol ve doğal gaz konusunda iş birliği anlaşması imzalamıştı. (AA)
Tüm bu süreç esasında son dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ön çıkan iki özel politika alanını işaret ediyor.
Malumunuz, bunlardan biri savunma diplomasisi, diğeri enerji diplomasisi… Hatırlayın, Türkiye birçok ülkeyle savunma ve askeri alanda iş birlikleri yapıyor. Askeri kaynak ve kabiliyetini barışçıl bir şekilde kullanmak isteyen ülkelere açıyor. Eğitim ve ekipman desteği veriyor. Keza enerji kaynağını üretici ülkeden çıkartıp, güvenli istikamette dağıtma konusunda da rol üstleniyor. Söz konusu iki alanda hayata geçirilen hamleler, Türkiye'nin dış politikada elini güçlendirip, bölgedeki siyasi nüfuzunu artırmasına hatta dünya haritasındaki yeni hikâyesini şekillendirmesine yardımcı oluyor. Üstelik, enerji diplomasisi alanında yürütülen çalışmalar Türkiye'yi enerjide jeopolitik konumundan kaynaklanan (enerji kaynaklarına sahip ülkeler ile bu kaynaklara ihtiyaç duyan AB ülkeleri arasında coğrafi konumu) köprü vazifesinden çok daha öteye taşıyor.
Türkiye, sondaj faaliyetlerinin yanı sıra stratejik konumunu da kullanarak bölgenin enerji üssü olmayı hedefliyor. (AA)
Anlayacağınız, iyi takip edilmesi gereken bir dönemdeyiz. Önümüzdeki günlerde yapılacak İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi'nde yeni dönemin kodları daha da net ortaya çıkacak. Turkuvaz Medya tarafından 2 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşecek zirvede, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın gayreti ve azmiyle ortaya konan enerji diplomasisi adımlarını dinleyeceğiz. Bundan sonra atılacak adımların ne olacağını da…
Zirveye yoğun bir talep var. Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov'dan Libya Petrol ve Gaz Bakanı Khalifa Abdulsadek'e, Libya Sanayi ve Maden Bakanı Ahmed Abu- Heisa'dan Mısır Petrol ve Maden Bakanı Karim Badawi'ye, Moldova Enerji Bakanı Dorin Junghietu'dan Nijer Maden Bakanı Ousmane Abarchi'ye, Romanya Enerji Bakanı Sebastian- Ioan Burduja'dan Somali Petrol ve Maden Kaynakları Bakanı Dahir Shire Mohammed'e kadar pek çok ülkeden bakanlar ve uluslararası şirketler katılacak. Zirvede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar moderatörlüğünde gerçekleşecek bakanlar oturumunda arzın güvence altına alınmasında değişen dinamikler, hidrokarbon stratejisi, enerji dönüşümü için gerekli kritik madenler ve finansman konuları masaya yatırılacak. Küresel enerji piyasasının kalbinin atacağı zirve, yeni işbirliklerine de zemin hazırlayabilir.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN