1980'lerin başından itibaren orduya, polise ve yargıya sızan Fetullahçıların ülkedeki siyasetide büyük oranda dizayn ettiğini kamuoyu biliyor.
Son dönemlerde sık sık gündeme getirilen 15 Temmuz'un veFETÖ'nün siyasi ayaklarına dair tartışmaların nedeni de bu zaten.
Peki partiler, buuru içlerinden ne kadarsöküp atabildiler?
Söz konusu tartışmada adı ilk telaffuz edilen Ak Parti olmasına karşın diğer partilere göre durumu daha iyi.
Zira bizzat FETÖ'nün gadrine uğramış eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un ifadesiyle söylersek "Erdoğan,Gülen'le 2012'den beri tekbaşına mücadele ediyor." Dolayısıyla Ak Parti bünyesindeki kimi isimlerin muhatap olduğu FETÖ'cü ithamlarına karşı en hassas parti.
Herhalde aklı başında hiç kimse de Erdoğan'ın 15 Temmuz'da ve öncesinde, kendisinin ve ailesinincanına kastetmiş bu yapıyapartisinde müsamaha göstereceğini de iddia edemez.
***
Ancak 2010'da DenizBaykal'ın, okların okyanus ötesinigösterdiği bir kaset komplosuyladevrildiği CHP'ninböyle bir hassasiyeti yok.
Çünkü Fetullahçıları herkestenönce fark etmekle övünenparti, her ne hikmetse devletinbu çeteye "savaş" açmasıylabirlikte, fiilen onların yanındakonumlandı.
Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP yönetimi, Ak Parti'nin siyaseten,yargının da hukuk yoluylamücadele ettiği bu çeteyi"muhalif" olarak değerlendirmeye başladı.
Örgütün televizyonlarında, FETÖ zanlılarının mahkemelerinde boy gösterdiler. 17-25 Aralıkkomplosu da dahil olmak üzereFETÖ'nün tüm sabotajlarını birsiyaset malzemesi olarak kullandılar, kullanıyorlar.
Nitekim 15 Temmuz içinEmre Uslu'dan çok da farklışeyler söylemeyen Kemal Bey,mağdur dediği FETÖ tutuklularıiçin de şu an yollarda.
***
MHP'ye gelince...
Devlet Bahçeli FETÖ'nün 17-25gibi kumpaslarında iyibir sınav vermemiş olsada 7 Haziran'dan itibarensağduyulu bir tutumtakındı.
Devlet Bey, Akşenerekibinin bağlantılarınıfark etmesiyleve nihayet 15Temmuz'la birlikte deyurtseverliğini, demokratlığınıcesur ve kararlıbir şekilde ortayakoydu.
Bugün kendisi ve partisi FETÖ'yle mücadelenin etkin kalelerinden...
Ancak aklıma bir şey takılıyor, eminim Devlet Bey'in de aklınageliyordur.
FETÖ, 12 Haziran 2011 seçimleri öncesi MHP'yi de dizayn etmek için tıpkı CHP'ye yaptığı gibi seks kasetlerini piyasaya sürmüştü. Çete, Bahçeli'yi ve ekibini istifa çağırırken Oktay Vural'ın partinin başınageçmesini, aksi takdirde yenikasetlerin piyasaya sürüleceği tehdidinde bulunmuştu.
Ne yazık ki tehdit tuttu! MHP'nin pek çok kurmayı partiden istifa etti, milletvekili adaylığını geri çekti.
Deniz Bölükbaşı, Cihan Paçacı, Mehmet Ekici, İhsan Barutçu, Osman Çakır, Recai Yıldırım, Bülent Didinmez, Ümit Şafak, Mehmet Taytak, Metin Çobanoğlu...
Acaba diyorum Bahçeli önümüzdeki kurultayda, adı FETÖ ile anılanekibin tasfiyesiyle partideoluşan boşluğu doldurmak için bir adım atar mı?
Mesela, FETÖ'nün komplosuna uğradıklarına göre gerçek milliyetçi olan ve kendisinin de tanıyıp güvendiği bu isimlerle yeniden çalışır mı?
Kuşkusuz bugünlerde çok faydalı olurlar.
Kaldı ki herkesin özel hayatı kendine...
Ortada ihanet, siyasi ya da hukuki suç falan yok.
Ve mevzu yalnızca MHPdeğil, Türkiye.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.