Geçtiğimiz yazıda, sadece 5 yıl 268 gün iktidarda kalsalar da, İttihatçıların Arap tebaayı yabancılaştıran 'icraat'lerinden örnekler vermiştik. Arap isyanlarını tetikleyen tek faktör olmasa da, bu isyanlara dair 'sırtımızdan hançerleyen hainler' veya 'emperyalistlerin kandırdığı saflar' karşıtlığından azade bir okuma yapılacaksa, göz önünde tutulması gerektiği kesin.
Ayrıca 19. yüzyılın son çeyreğine doğru baş gösteren Arap milliyetçiliği akımının, başlangıçta Hıristiyan Araplar tarafından savunulup yayıldığını ama İttihatçıların iktidarında, bu dalgaya daha çok Müslüman Arabın dahil olduğunu da not düşelim.
Ancak 'Arabistanlı Lawrence' hakkındaki abartılı geniş anlatı üzerinden yaygınlaştırılanın aksine, teslim edilmesi gereken gerçek, Osmanlı İmparatorluğu'nason ana dek bağlı kalan Arapnüfusun, isyancı dar kesimdençok daha fazla olduğudur. Çanakkale Savaşı'nda,sadece Mustafa Kemâl komutasındakiaskerlerin yarıdanfazlası Araptır. Bu seneülkece önemini idrak ettiğimizve modern İngiliz Ordusu tarihindekiağır yenilgilerden birisiolan Irak Cephesi'nde kazanılanKut'ül Ammare Zaferi'nde de Arapaskerlerin cesareti yok sayılamaz. Medine Müdafaası'nda ise sadece askerlerin değil, Arap tebaanın da fedakârlığı her türlü takdirin üzerindedir. İngiliz ordusunun lojistik desteğiyle Hicaz'da ilerleyen isyancılar, Cidde, Mekke ve Akabe'den sonra yönlerini Medine'ye çevirmişlerdi. Şehri kuşatma altına alsalar da, Fahreddin Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunca geri püskürtüldüler. Medine halkı isyancılara teveccüh etmeyince, toplu saldırı yerine vur-kaç metoduyla yıldırıp, birliğin pes edeceğini hesap ettiler. Fahrettin Paşa ve ordusu teslim olmadı. Ardından önce Gazze sonra Kudüs'ün düştüğü haberi geldi. Sonra Filistin Cephesi tamamen kaybedildi. Dolayısıyla Medine Garnizonu'na Osmanlı yardımı gelemeyeceği de kesinleşmiş oldu. Osmanlı'nın dahil olduğu İttifak Devletleri'nin I. Dünya Savaşı'nı kaybettiği kesinleşti. Fahrettin Paşa ve ordusu teslim olmadı.
Mondoros Mütarekesi imzalandı ve buna göre Osmanlı Orduları terhis edilmeye başlandı; Medine Garnizonu'na da emir tebliğ edildi. İngiliz baskısıyla Babıali hükümeti düşürüldü, Ahmet Tevfik Paşa yeni hükümet kurdu ve emri yineledi. İngiltere, Osmanlı'ya nota vererek savaşa yeniden başlayacağını bildirdi. Fahrettin Paşa ve ordusu tüm bu olup bitenlere rağmen teslim olmadı. Sonunda, aynı zamanda Halife olan Padişah VI.
Mehmet'in ricası üzerine, 10 Ocak 1919'da Medine Müdafaası'nı sonlandırdı. Medine'yi İngiliz'eteslim etmenin ağır yükünün,hem Fahreddin Paşa ve ordusuhem de halk farkındaydı. Böylelikle, I. Dünya Savaşı'nda son silah bırakan birlik, Medine'deki Osmanlı Garnizonu olarak tarihe geçti ve savaş fiilen sona erdi. Medine'deki Kızılay gönüllüsü Feridun Kandemir, Müdafaa bittikten sonra Osmanlı askerlerinin Medine'yi terk etmeden önceki son duraklarını ve Arap halkının hissiyatını şöyle kayda geçiriyor: "Kimi kolsuz, kimi bacaksızkalmış askerlerin, birbirlerinesokulup yardım ederekhalsiz, mecalsiz bir durumda,son defa Haremüşşerif'i ziyaretleRavza'ya yüzlerini sürerekdualar ede ede yaptıklarıveda, görülecek şeydi. İngilizaltınları ile beslenerek Türk'ediş biler hale getirilmiş bazısözde Araplar bile bu manzarakarşısında gözyaşlarını tutamamışlardı. Bizimle beraberMedine'de kalıp aylarca sürenmuhasaranın her türlü sıkıntısınıçekerek açlığına bile katlananyerli Araplarsa tam birmatem havası içinde hüngürhüngür ağlıyorlardı."Sorarım size, âdeta bir kompleksiçinde övülerek anlatılanAvrupa'dan daha öte tarihi bağlarımızınolduğu bir coğrafyaya dairgenel-geçer anlatımızın 'arkadanhançerlediler'in ötesine geçmesininvakti gelmedi mi?!
Kut Zaferi ya da Medine Müdafaası'nın, uluslararası standartlarda filminin çekilmesi, şahane bir ilk adım olabilir. Sebebi sonraki yazıda inşallah.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.