Çocuklarımız... Onu istiyor, bunu istiyor, her şeyi istiyor!
25.03.2017, Cumartesi
Dokuz yaşlarındakiküçük kız alışverişmerkezinde birmağazadan diğerinekoşturuyor. Bütün yeme içmenoktalarına uğruyor.
İlk bakışta mutlu bir kelebek.
Biraz daha dikkatle bakılırsa, huysuz ve doyumsuz.
Bütün aile onun peşinde bitkin düşmüş.
Anne bir pastanenin sandalyesine kendini bırakıveriyor. Babanın yüzü öyle asılmış ki, düzelmesi saatleri bulur.
"Yeni hayatın lunaparkları alışveriş merkezleri artık" diyorum; anne "ah, mesele keşke ondan ibaret olsa!" der gibi bakınca susuyorum.
On beş yaşlarındaki abla gerçeği dolandırmadan ortaya döküyor: "Onu istiyor, bunuistiyor, her şeyi istiyor! Birdaha birlikte gelmem!"
Belli ki, kırgın.
Kardeşi yüzünden kendisine hiç sıra gelmemiş; istekleribir yana, ihtiyaçlarını bile dile getirememiş.
***
Güncel siyaset, büyük resim, acil sorunlar falan derken gündelikhayatımızdaki dönüşüm dikkatlerimizden kaçıyor. Üzerinde durupdertleşemiyoruz. Sürüklenip gidiyoruzsanki.
Mesela çocuklarımızın ruhsal gelişim problemleri...
Bir bakın...
Durmadan isteyen ama elde ettiklerine karşı ilgisini çarçabuk yitiren çocuklar...
Her şeyi isteyen ama olmayınca dünya başına yıkılmış gibi davranan; istedikleri yapılmazsa anne babasına duygusal şantaj yapacak kadar ileri gidebilen bacaksızlar...
Ne kadar çoklar!
Tabii madalyonun öteki yüzü de var. Sevgisinden kuşkuduyulmayacak ama çocuğunanasıl ilgi göstereceğinibilemeyenebeveynler...
Çocuklarının bir dediğini iki etmezlerse çok sevileceklerine inanan anne babalar...
***
Çocukları "çocuk" görmekle...
Veya "şimdikiçocuklar böyleişte!" deyip geçiştirmeklegeçecekproblem değil bu.
Üstelik büyüdükçe büyüyor; virüs gibi yayılıyor; artık sosyal kesim farkı, yoksulluk vesaire tanımıyor.
Virüs dedim ya, tam öyle.
"İstiyorum, çünkü istiyorum" virüsünü; ihtiyaçlardan kopmuş arzuyu büyütüp besledik ve çocuklara aktardık. Malum, onlar bizim süsleyip püsleyip gözlerden kaçırdığımız ne varsa berrak biçimde sergiliyorlar.
İtiraf edelim: Esasında doyumsuzluğu kaşımaktanduyduğumuz hazzı mutluluksanan biziz.
Buradan nasıl döneriz?
Kolay değil. Çünkü dev bir endüstri çocukların doyumsuzluğundan ekmek yiyor.
Pedagoglar da hiç kırılmasınlar; birbirinden "uyuz" ve teknik tavsiyelerle falan çözülecek şey değil.
Önce problemi ciddiye almak gerekiyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.